regain - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
regain yeniden kazanmak v.
  • Now these have at last been regained.
  • Şimdi bunlar nihayet yeniden kazanıldı.
  • I am therefore convinced that with this reform of the CFP, Europe has to regain credibility.
  • Bu nedenle, OBP'de yapılacak bu reformla Avrupa'nın güvenilirliğini yeniden kazanması gerektiğine inanıyorum.
  • Europe must regain a sense of the European Union rather than national self-interest!
  • Avrupa, ulusal çıkarlar yerine Avrupa Birliği anlayışını yeniden kazanmalıdır!
Show More (15)
regain geri kazanmak n.
  • Sami didn't regain consciousness at all.
  • Sami bilincini hiç geri kazanmadı.
  • Tom never did regain his memory after the accident.
  • Tom kazadan sonra hafızasını asla geri kazanamadı.
  • This is the word to regain our dignity.
  • Saygınlığımızı geri kazanmanın yolu bu.
Show More (1)
regain kavuşmak v.
  • I have finally regained my regular form.
  • Sonunda normal formuma kavuştum.
  • I hope your mother will regain her health soon.
  • Umarım annen yakında sağlığına kavuşur.
Show More (-1)
regain tekrar kavuşmak v.
  • She regained consciousness in the hospital.
  • O, hastanede bilincine tekrar kavuştu.
Show More (-2)