1 |
residence |
ikamet |
n. |
|
- To this end, the European citizenship we create must no longer be based on nationality but on residence.
- Bu amaçla, yarattığımız Avrupa vatandaşlığı artık uyruğa değil ikamete dayalı olmalıdır.
- A refusal to grant the residence visa must be contested before the competent national authorities.
- İkamet vizesi verilmesinin reddine yetkili ulusal makamlar nezdinde itiraz edilmelidir.
- These impose unacceptable barriers when people seek to change jobs or residence.
- Bunlar, insanlar iş veya ikamet değiştirmek istediklerinde kabul edilemez engeller oluşturmaktadır.
- He must also take out sickness insurance cover for his first four years of residence.
- Ayrıca ikametinin ilk dört yılı için hastalık sigortası yaptırmalıdır.
- Of course, making over six months' residence dependent on financial resources could give rise to social discrimination.
- Elbette altı aydan fazla ikamet süresinin mali kaynaklara bağlı kılınması sosyal ayrımcılığa yol açabilir.
- To this end, the European citizenship we create must no longer be based on nationality but on residence.
- Bu amaçla yarattığımız Avrupa vatandaşlığı artık uyruğa değil ikamete dayalı olmalıdır.
- Let us know if you change your residence.
- İkametinizi değiştirirseniz bize haber verin.
Show More (4)
|
2 |
residence |
ikamet etme |
n. |
|
- Members of armed forces (excluding residence of military barracks) and women on child-care leave are included.
- Silahlı kuvvetler mensupları (kışlalarda ikamet edenler hariç) ve çocuk bakım izninde olan kadınlar dahildir.
- The prime minister already voted in his city of residence.
- Başbakan zaten ikamet ettiği şehirde oy kullandı.
- The prime minister already voted in his city of residence.
- Başbakan zaten ikamet ettiği kentte oy kullandı.
Show More (0)
|
3 |
residence |
ev |
n. |
|
- Is this Tom's residence?
- Burası Tom'un evi mi?
- Sami left his residence to go to work.
- Sami işe gitmek için evinden ayrıldı.
Show More (-1)
|
4 |
residence |
ikamet edilen yer |
n. |
|
- The most important criterion in the European Union is not that of nationality but that of a person's place of residence.
- Avrupa Birliği'nde en önemli kriter vatandaşlık değil, kişinin ikamet ettiği yerdir.
Show More (-2)
|
5 |
residence |
ikametgah |
n. |
|
- Is this Tom's residence?
- Burası Tom'un ikametgahı mı?
Show More (-2)
|
6 |
residence |
yer |
n. |
|
- He took up residence in Jamaica.
- Jamaika'ya yerleşti.
Show More (-2)
|
7 |
residence |
konut |
n. |
|
- The town was zoned for factories and residences.
- Kasaba fabrikalar ve konutlar için imara açılmıştı.
Show More (-2)
|