|
- She managed to get to a restaurant.
- Bir restorana gitmeyi başardı.
- Went to this really nice restaurant in the city.
- Şehirde gerçekten çok şık bir restorana gittik.
- Taking your child out to a nice restaurant will be an exciting adventure for him.
- Çocuğunuzu güzel bir restorana götürmek onun için heyecan verici bir macera olacaktır.
- Went to this really nice restaurant in the city.
- Şehirdeki bu gerçekten güzel restorana gittim.
- Well, the other night, we went to this really nice restaurant.
- Geçen gece çok şık bir restorana gittik.
- Went to this really nice restaurant in the city.
- Şehirdeki çok şık bir restorana gittim.
- Well, the other night, we went to this really nice restaurant.
- Geçen gece gerçekten şık bir restorana gittik.
- Taking your child out to a nice restaurant will be an exciting adventure for him.
- Çocuğunuzu şık bir restorana götürmek onun için eğlenceli bir macera olacaktır.
- If that happened, we would have to close this restaurant.
- Eğer öyle bir şey olursa, bu restoranı kapatmak zorunda kalırız.
- Just get over the restaurant, please.
- Sadece şu restorant meselesini unut lütfen.
- He thinks that eating at a restaurant by himself is pathetic.
- Bir restoranda tek başına yemek yemenin acınası olduğunu düşünüyor.
- I had lunch with Tom at a restaurant near the office.
- Tom'la ofise yakın bir restoranda öğle yemeği yedim.
- I love that restaurant.
- O restoranı seviyorum.
- Could you recommend an inexpensive restaurant?
- Ucuz bir restoran tavsiye edebilir misin?
- I have discovered a restaurant near here which serves a good meal.
- İyi bir yemek hizmeti veren buraya yakın bir restoran keşfettim.
- Tom and Mary went to the best restaurant in town.
- Tom ve Mary şehirdeki en iyi restorana gitti.
- Tom told me to meet him at the restaurant next to the hotel.
- Tom bana otelin yanındaki restoranda onunla buluşmamı söyledi.
- I don't want to eat at this restaurant ever again.
- Bir daha asla bu restoranda yemek istemiyorum.
- Tom chose the restaurant where we ate lunch.
- Tom öğle yemeği yediğimiz restoranı seçti.
- Tom recommended this restaurant.
- Tom bu restoranı tavsiye etti.
- Our restaurant is better than that restaurant.
- Restoranımız bu restorandan daha iyidir.
- The restaurant we're going to isn't far from here.
- Gideceğimiz restoran buradan çok uzakta değil.
- They could afford to eat in the restaurant.
- Restoranda yemek yiyecek paraları vardı.
- I can't believe how bad the service at this restaurant is.
- Bu restorandaki servisin bu kadar kötü olduğuna inanamıyorum.
- I know a good Mexican restaurant on Park Street.
- Park Caddesi'nde iyi bir Meksika restoranı biliyorum.
- Tom was shot and killed in front of the restaurant he owned.
- Tom sahibi olduğu restoranın önünde vuruldu ve öldürüldü.
- Tom opened his own restaurant in 2013.
- Tom 2013'te kendi restoranını açtı.
- What's your favorite local restaurant?
- En sevdiğiniz yerel restoran hangisi?
- I ate at a restaurant.
- Bir restoranda yedim.
- Do you know of a good French restaurant?
- İyi bir Fransız restoranı biliyor musunuz?
- Do you know of a good French restaurant?
- İyi bir Fransız restoranı biliyor musun?
- The small restaurant of today may be a big hotel tomorrow.
- Bugünün küçük restoranı, yarın büyük bir otel olabilir.
- Can you recommend a restaurant that has good Korean food?
- İyi Kore yemekleri yapan bir restoran tavsiye edebilir misiniz?
- Tom and Mary ate snails at the restaurant last night.
- Tom ve Mary dün gece restoranda salyangoz yediler.
- Tom is waiting for Mary outside the restaurant.
- Tom restoranın dışında Mary'yi bekliyor.
- Do you have a favorite restaurant in Boston?
- Boston'da favori bir restoranın var mı?
- The restaurant where we ate yesterday was bad, but this restaurant is even worse.
- Dün yemek yediğimiz restoran kötüydü ama bu restoran daha da kötü.
- He managed a small restaurant in Istanbul for quite a few years.
- Birkaç yıl boyunca İstanbul'da küçük bir restoran işletti.
- This restaurant only accepts cash.
- Bu restoran sadece nakit kabul eder.
- Is Tom still helping out at your restaurant?
- Tom hâlâ sizin restoranda yardım ediyor mu?
- They want me to sell the restaurant.
- Onlar restoranı satmamı istiyorlar.
- Can you recommend a good Korean restaurant?
- İyi bir Kore restoranı önerebilir misiniz?
- Can you remember the first time you ate at this restaurant?
- Bu restoranda ilk yemek yediğin zamanı hatırlıyor musun?
- Have you ever eaten at this restaurant?
- Bu restoranda hiç yemek yediniz mi?
- Kate ran to my father's restaurant.
- Kate, babamın restoranına koştu.
- I'm at the restaurant.
- Restorandayım.
- Tom didn't need to look at the menu because he'd been to that restaurant many times before.
- Tom'un menüye bakmasına gerek yoktu çünkü daha önce o restoranda defalarca bulunmuştu.
- I really like this restaurant.
- Ben gerçekten bu restoranı seviyorum.
- I suggest that we go to that new Chinese restaurant on Park Street.
- Park Caddesi'ndeki yeni Çin restoranına gitmeyi öneriyorum.
- The restaurant is not far from here.
- Restoran buradan çok uzakta değil.
- The restaurant is on the ground floor.
- Restoran zemin katta.
- Laurie went to her favourite restaurant to eat.
- Laurie yemek için en sevdiği restorana gitti.
- I wonder if this restaurant has pulao.
- Bu restoranın pulaosu olup olmadığını merak ediyorum.
- Tom might be able to recommend a good restaurant.
- Tom iyi bir restoran tavsiye edebilir.
- Do you know any good restaurant near here?
- Buralarda iyi bir restoran biliyor musun?
- I've discovered a good restaurant not too far from my house.
- Evimden çok uzak olmayan iyi bir restoran keşfettim.
- Our favorite place to eat is that small restaurant on the corner.
- Yemek için en sevdiğimiz yer köşedeki küçük restoran.
- This restaurant has a romantic atmosphere.
- Bu restoran romantik bir atmosfere sahip.
- Tom wanted to open his own restaurant.
- Tom kendi restoranını açmak istedi.
- I know a good restaurant not far from here.
- Buradan uzakta olmayan iyi bir restoran biliyorum.
- On Saturday, we went to the movies and then to a restaurant.
- Cumartesi günü, biz sinemaya gittik ve sonra bir restorana.
- There is a restaurant on the top floor.
- En üst katta bir restoran var.
- The only restaurant that Tom really likes is the one across the street.
- Tom'un gerçekten sevdiği tek restoran caddenin karşısındadır.
- That restaurant's too expensive.
- Bu restoran çok pahalı.
- Smoking isn't allowed in this restaurant.
- Bu restoranda sigara içmek yasak.
- I can't find the restaurant.
- Restoranı bulamıyorum.
- Dan rented an apartment above a restaurant.
- Dan restoranın üstünde bir daire kiraladı.
- The food at that restaurant is too spicy for me.
- O restorandaki yemekler benim için çok baharatlı.
- The restaurant we went to wasn't so expensive.
- Gittiğimiz restoran çok pahalı değildi.
- Tom might be able to recommend a good restaurant.
- Tom iyi bir restoran önerebilir.
- It is the best fish and seafood restaurant in the city.
- Şehirdeki en iyi balık ve deniz ürünleri restoranı.
- The restaurant gave us perfect service.
- Restoran bize mükemmel hizmet verdi.
- Does this restaurant have pulao?
- Bu restoranda pulao var mı?
- Here's a restaurant I often eat at.
- Burada sık sık yemek yediğim bir restoran var.
- Do you know any good restaurant around here?
- Buralarda iyi bir restoran biliyor musun?
- The restaurant will reopen under new management.
- Restoran, yeni yönetim altında yeniden açılacak.
- The portions at this restaurant are generous.
- Bu restoranın porsiyonları çok cömert.
- There's a line outside the restaurant.
- Restoranın dışında bir kuyruk var.
- Is there a restaurant or bar on this floor?
- Bu katta bir restoran ya da bar var mı?
- Tom was sitting in his car outside the restaurant.
- Tom restoranın dışında arabasında oturuyordu.
- Tom is the head chef at a restaurant in Boston.
- Tom Boston'daki bir restoranda baş şeftir.
- We had dinner at a restaurant.
- Biz akşam yemeğini bir restoranda yedik.
- I had never eaten any kind of Thai food, so I was pretty excited about going to a Thai restaurant with my grandmother.
- Daha önce hiç Tayland yemeği yememiştim, bu yüzden büyükannemle bir Tayland restoranına gideceğim için oldukça heyecanlıydım.
- Tom ate at a new restaurant the other day, but he doesn't remember the restaurant's name.
- Tom geçen gün yeni bir restoranda yemek yedi ama restoranın adını hatırlamıyor.
- I don't have much time, so I'm going to drop in at a fast-food restaurant.
- Fazla zamanım yok, o yüzden bir fast-food restoranına uğrayacağım.
- She was seen at a restaurant with her lover.
- O, sevgilisi ile bir restoranda görüldü.
- I know a good Italian restaurant.
- İyi bir İtalyan restoranı biliyorum.
- Do you know a good restaurant?
- İyi bir restoran biliyor musun?
- The hungry boys made for the restaurant.
- Aç çocuklar restorana doğru gitti.
- Tom recommended this restaurant.
- Tom bu restoranı önerdi.
- During my last spring vacation I took a job in a restaurant to help pay the costs of my trip abroad.
- Son bahar tatilim sırasında yurt dışındaki gezi masraflarımı ödemek için bir restoranda iş buldum.
- I can recommend a good restaurant.
- İyi bir restoran tavsiye edebilirim.
- Laurie went to her favourite restaurant to eat.
- Laurie, en sevdiği restorana yemek yemeye gitti.
- The coffee at that restaurant wasn't very good.
- O restorandaki kahve çok iyi değildi.
- Tom played a Spanish folk tune on his English horn at a Chinese restaurant in France.
- Tom, Fransa'da bir Çin restoranında İngiliz kornosuyla bir İspanyol halk ezgisi çaldı.
- The restaurant goes its own way.
- Restoran kendi yolunda gidiyor.
Show More (93)
|
