restrictive - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
restrictive kısıtlayıcı adj.
  • It should be possible for national legislation to be more restrictive than the directive on this issue.
  • Bu konuda ulusal mevzuatın direktiften daha kısıtlayıcı olması mümkün olmalıdır.
  • This is too restrictive and cannot be accepted.
  • Bu çok kısıtlayıcıdır ve kabul edilemez.
  • Uniform interest rates are too restrictive for some euro countries and too expansionary for others.
  • Tek tip faiz oranları bazı Avro ülkeleri için çok kısıtlayıcı, diğerleri için ise çok genişlemecidir.
Show More (41)
restrictive sınırlayıcı adj.
  • Restrictive practices can be damaging for industries.
  • Sınırlayıcı uygulamalar sanayiler için zararlı olabilir.
Show More (-2)