reunite - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
reunite birleştirmek v.
  • President, you have emphasised that we have a responsibility for reuniting our divided continent.
  • Sayın Başkan, bölünmüş kıtamızı yeniden birleştirme sorumluluğumuz olduğunu vurguladınız.
  • I call upon everyone to seize this historic opportunity to reunite a Europe that was previously divided.
  • Herkesi, daha önce bölünmüş olan Avrupa'yı yeniden birleştirmek için bu tarihi fırsatı değerlendirmeye çağırıyorum.
  • Let us now reunite Europe and America using a pragmatic approach, in other words the D'66 approach.
  • Şimdi pragmatik bir yaklaşımla, diğer bir deyişle D'66 yaklaşımıyla, Avrupa ve Amerika'yı yeniden birleştirelim.
Show More (2)
reunite birleşmek v.
  • To participate in peacefully reuniting a once fractured Europe is a remarkable privilege.
  • Bir zamanlar parçalanmış olan Avrupa'nın barışçıl bir şekilde yeniden birleşmesine katılmak olağanüstü bir ayrıcalıktır.
Show More (-2)