1 |
rival |
rakip |
n., adj. |
|
- As for the various rival factions that make up the Northern Alliance, we must beware of idealising them.
- Kuzey İttifakı'nı oluşturan çeşitli rakip gruplara gelince onları idealize etmekten sakınmalıyız.
- Chirac should realise that making the EU a rival of the US is a no-brainer.
- Chirac, AB'yi ABD'nin rakibi haline getirmenin hiç de akıllıca olmadığını anlamalıdır.
- Time is ticking by and rival markets and economies are not asleep.
- Zaman akıp gidiyor ve rakip piyasalar ve ekonomiler uyumuyor.
- We lost against our rival on price.
- Rakibimize karşı fiyatta kaybettik.
- He was hired away by a rival company.
- Rakip bir şirket tarafından onun işine son verildi.
- He criticized his rival severely.
- Rakibini sert bir biçimde eleştirdi.
- I'm Tom's rival.
- Tom'un rakibiyim.
- He was hired away by a rival company.
- Rakip bir şirket tarafından işe alındı.
- Tom is my rival.
- Tom benim rakibim.
- The mafia let him in on their plans to knock off a rival gangster.
- Mafya, rakip bir gangsteri öldürme planlarını ona anlattı.
- Tom was hired away by a rival company.
- Tom rakip bir şirket tarafından işe alındı.
- Tom, the gang leader, announced an all-out war with all the rival gangs.
- Çete lideri Tom tüm rakip çetelere topyekün savaş ilan etti.
- Our rival was an honest, competitive person as well.
- Rakibimiz de dürüst ve rekabetçi biriydi.
- Have you tried our rival's chocolate?
- Rakibimizin çikolatasını denedin mi?
- Tom was hired away by a rival company.
- Rakip bir şirket tarafından Tom'un işine son verildi.
- Have you tried our rival's chocolate?
- Rakibimizin çikolatasını denediniz mi?
- The local boys got into a fight with a rival group from a neighboring town.
- Yerel çocuklar komşu kasabadan rakip bir grupla kavga ettiler.
- After his brother was killed by a rival gang, Tom planned revenge.
- Erkek kardeşi rakip bir çete tarafından öldürüldükten sonra, Tom intikam planladı.
- Our rival was an honest, competitive person as well.
- Rakibimiz dürüst ve aynı zamanda rekabetçi bir kişiydi.
- After his brother was killed by a rival gang, Tom planned revenge.
- Kardeşi rakip bir çete tarafından öldürüldükten sonra Tom intikam almayı planladı.
- Tom, the gang leader, announced an all-out war with all the rival gangs.
- Çete lideri Tom, tüm rakip çetelerle topyekün savaş ilan etti.
- Lincoln greeted his former political rival.
- Lincoln eski siyasi rakibini selamladı.
- He criticized his rival severely.
- Rakibini sert bir şekilde eleştirdi.
- She's my rival.
- O benim rakibim.
- The local boys got into a fight with a rival group from a neighboring town.
- Yerel çocuklar komşu bir kasabadan gelen rakip bir grupla kavga ettiler.
- We lost against our rival on price.
- Fiyatta rakibimize karşı kaybettik.
- He's my rival.
- O benim rakibim.
- The gangsters let him in on their plan to knock off a rival gang leader.
- Gangsterler, rakip bir çete liderini öldürme planlarını ona anlatırlar.
Show More (25)
|
2 |
rival |
rakip olmak |
v. |
|
- When it comes to good quality wine, no country can rival France.
- İyi kaliteli şarap söz konusu olduğunda hiçbir ülke Fransa'ya rakip olamaz.
- When it comes to good quality wine, no country can rival France.
- Kaliteli şarap söz konusu olduğunda, hiçbir ülke Fransa'ya rakip olamaz.
- I once rivaled him for the championship.
- Bir keresinde şampiyonluk için ona rakip olmuştum.
Show More (0)
|
3 |
rival |
hasım |
n. |
|
- I'm Tom's rival.
- Ben Tom'un hasmıyım.
- They've been rivals for a long time.
- Uzun zamandır hasımlar.
Show More (-1)
|
4 |
rival |
rakip |
n. |
|
- He had a 5-point lead over his nearest rival.
- En yakın rakibine 5 puan fark atmıştır.
Show More (-2)
|
5 |
rival |
rakip olacak kadar iyi olmak |
v. |
|
- Our product's specs rival those of well-known brands.
- Ürünümüzün özellikleri tanınmış markalarınkine rakip olacak niteliktedir.
Show More (-2)
|
6 |
rival |
piyasadaki rakipler |
n. |
|
- My bike has a technical superiority over its rivals.
- Motosikletimin piyasadaki rakiplerine kıyasla teknik bir üstünlüğü var.
Show More (-2)
|