robin - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
robin kızılgerdan n.
  • A robin sits on a tree branch.
  • Bir kızılgerdan ağaç dalında oturuyor.
  • In the spring, when the days grew longer and the sun warmer, she waited for the first robin to return from the south.
  • İlkbaharda günler uzayıp güneş ısındığında, ilk kızılgerdan kuşunun güneyden dönmesini bekledi.
  • A pretty robin landed on my room's windowsill.
  • Odamın penceresine güzel bir kızılgerdan kondu.
Show More (0)
robin nar bülbülü n.
  • The robin is one of the most well-known songbirds living in the United Kingdom.
  • Nar bülbülü Birleşik Krallık'ta yaşayan en tanınmış ötücü kuşlardan biridir.
Show More (-2)