|
- In a guaranteed benefit system, contributors save money which they will receive in their retirement.
- Garantili bir yardım sisteminde, katılımcılar emekliliklerinde alacakları parayı biriktirirler.
- Tom is saving money so he can buy a car.
- Tom bir araba alabilmek için para biriktiriyor.
- He is saving money for a trip abroad.
- Yurtdışı seyahati için para biriktiriyor.
- Tom is doing everything possible to save money.
- Tom para biriktirmek için mümkün olan her şeyi yapıyor.
- Since I don't have a job, I can't save money.
- Bir işim olmadığından para biriktiremiyorum.
- We're trying to save money.
- Para biriktirmeye çalışıyoruz.
- I am saving money in order to buy a new personal computer.
- Yeni bir kişisel bilgisayar almak için para biriktiriyorum.
- I need to start saving money.
- Para biriktirmeye başlamalıyım.
- Save money for a rainy day.
- Kötü günler için para biriktirin.
- Tom is doing everything possible to save money.
- Tom para biriktirmek için mümkün olan her şey yapıyor.
- We're saving money to buy a house.
- Ev almak için para biriktiriyoruz.
- She saved money for a rainy day.
- O, kara gün için para biriktirdi.
- He is saving money for a trip abroad.
- Yurt dışında bir yolculuk için para biriktiriyor.
- What's the best way to save money?
- Para biriktirmenin en iyi yolu nedir?
- I'm saving money for a car.
- Araba için para biriktiriyorum.
- Tom suggested ways we could save money.
- Tom para biriktirebileceğimiz yollar önerdi.
- They had been saving money for the trip for a year.
- Yolculuk için bir yıldır para biriktiriyorlardı.
- Tom is saving money to buy a house.
- Tom bir ev almak için para biriktiriyor.
- Tom is trying to save money.
- Tom para biriktirmeye çalışıyor.
- Do you save money each month?
- Her ay para biriktiriyor musun?
- Since I don't have a job, I can't save money.
- Bir işim olmadığı için, para biriktiremiyorum.
- They are not interested in saving money.
- Para biriktirmekle ilgilenmiyorlar.
- She tried to carry out her plan to save money.
- O, para biriktirmek için kendi planını uygulamaya çalıştı.
- She tried to carry out her plan to save money.
- Para biriktirmek için planını uygulamaya çalıştı.
- The sooner you start saving money for your retirement, the better off you'll be.
- Emekliliğiniz için ne kadar erken para biriktirmeye başlarsanız, o kadar iyi olur.
- He never saves money for a rainy day.
- Kötü günler için asla para biriktirmez.
- He saved money for the trip.
- Yolculuk için para biriktirdi.
- Tom has been saving money to buy a car.
- Tom araba almak için para biriktiriyor.
- Tom is saving money to buy a house.
- Tom bir ev satın almak için para biriktiriyor.
- She saved money for a rainy day.
- Kötü günler için para biriktirmiş.
- Tom is saving money for college.
- Tom üniversite için para biriktiriyor.
- Tom will have to start saving money.
- Tom para biriktirmeye başlamak zorunda kalacak.
- You should always save money for a rainy day.
- Her zaman kötü günler için para biriktirmelisin.
- Tom is doing everything he can to save money.
- Tom para biriktirmek için elinden gelen her şeyi yapıyor.
- Tom is looking for a way to save money.
- Tom para biriktirmenin bir yolunu arıyor.
- Mary is saving money so she can go to Japan.
- Mary Japonya'ya gidebilmek için para biriktiriyor.
- Tom is saving money to go to Australia.
- Tom Avustralya'ya gitmek için para biriktiriyor.
- Mary is saving money to go to Japan.
- Mary Japonya'ya gitmek için para biriktiriyor.
- She advised him to save money.
- Ona para biriktirmesini tavsiye etti.
- She worked hard in order to save money.
- Para biriktirmek için çok çalıştı.
- His aim in life is to save money.
- Onun hayattaki amacı para biriktirmek.
- We should save money for a rainy day.
- Kötü günler için para biriktirmeliyiz.
- The sooner you start saving money for your retirement, the better off you'll be.
- Emekliliğin için ne kadar kısa sürede para biriktirmeye başlarsan, o kadar daha iyi olursun.
- Tom is saving money so he can go abroad.
- Tom yurtdışına gidebilmek için para biriktiriyor.
- We must cut our expenses to save money.
- Para biriktirmek için masrafları kısmalıyız.
- Save money for a rainy day.
- Kara gün için para biriktirin.
- Tom is going to have to start saving money.
- Tom'un para biriktirmeye başlaması gerekecek.
- He was saving money.
- Para biriktiriyordu.
- Tom has been saving money to buy a car.
- Tom bir araba almak için para biriktiriyor.
- He pinched and scraped for many years to save money.
- O, para biriktirmek için yıllarca kıt kanaat geçindi.
- We want to buy a house, but we need to save money for that.
- Bir ev almak istiyoruz ama bunun için para biriktirmemiz gerekiyor.
- I need to start saving money.
- Para biriktirmeye başlamam gerekiyor.
- Since Mac wants to buy a new Mustang, he is saving money.
- Mac, yeni bir Mustang almak istediği için para biriktiriyor.
- He is saving money in order to go to university.
- Üniversiteye gitmek için para biriktiriyor.
- Tom is saving money for a trip to Australia.
- Tom Avustralya'ya gitmek için para biriktiriyor.
- We're saving money to buy a house.
- Bir ev almak için para biriktiriyoruz.
- Tom is trying to save money, isn't he?
- Tom para biriktirmeye çalışıyor, değil mi?
- He saved money for his old age.
- Yaşlılığı için para biriktirdi.
- We want to buy a house, but we need to save money for that.
- Bir ev satın almak istiyoruz ama bunun için para biriktirmemiz gerekiyor.
- We should save money for a rainy day.
- Kara gün için para biriktirmeliyiz.
- I need to save money.
- Para biriktirmem gerekiyor.
- Why is it important to save money?
- Para biriktirmek neden önemlidir?
- He saved money.
- Para biriktirdi.
- Tom does everything he can to save money.
- Tom para biriktirmek için elinden gelen her şeyi yapar.
- He pinched and scraped for many years to save money.
- Para biriktirmek için yıllarca kıt kanaat geçinmiş.
- His aim in life is to save money.
- Hayattaki amacı para biriktirmekti.
- Tom is doing everything he can to save money.
- Tom para biriktirmek için elinden geleni yapıyor.
- Tom has been trying to save money.
- Tom para biriktirmeye çalışıyor.
- She is saving money to go abroad.
- Yurt dışına gitmek için para biriktiriyor.
- I need to save money.
- Para biriktirmem lazım.
- She saved money.
- Para biriktirdi.
- Tom is saving money so he can go to Australia.
- Tom, Avustralya'ya gidebilmek için para biriktiriyor.
- Tom is saving money so he can buy a car.
- Tom araba alabilmek için para biriktiriyor.
- They had been saving money for the trip for a year.
- Bir yıldır seyahat için para biriktiriyorlardı.
- He saved money for the trip.
- O, yolculuk için para biriktirdi.
- Tom is going to have to start saving money.
- Tom para biriktirmeye başlamak zorunda kalacak.
- Tom is saving money so he can go to Australia.
- Tom Avustralya'ya gidebilmek için para biriktiriyor.
- I'm trying to save money.
- Para biriktirmeye çalışıyorum.
Show More (75)
|