|
- He saved up his money for his daughter.
- O, kızı için parasını biriktirdi.
- He's saving up to go to university.
- Üniversiteye gitmek için para biriktiriyor.
- Save up so that you can go to college.
- Üniversiteye gidebilmek için para biriktir.
- I'm saving up money for a trip around the world.
- Dünya turu için para biriktiriyorum.
- Tom said he was saving up money to buy a new car.
- Tom yeni bir araba almak için para biriktirdiğini söyledi.
- I'm saving up for a new car.
- Yeni bir araba için para biriktiriyorum.
- If you want a new bike, you'd better start saving up.
- Yeni bir bisiklet istiyorsanız, para biriktirmeye başlasanız iyi olur.
- Sami is saving up money to perform Hajj.
- Sami hac için para biriktiriyor.
- Tom said he was saving up money to buy a new car.
- Tom yeni bir araba satın almak için para biriktirdiğini söyledi.
- He is saving up to buy a house.
- Bir ev almak için para biriktiriyor.
- How much money do you have saved up?
- Ne kadar para biriktirdin?
- He worked hard to save up some money.
- O biraz para biriktirmek için çok çalıştı.
- There's no way Tom can save up enough money in one year to buy a house.
- Tom'un bir yıl içinde ev alacak kadar para biriktirmesine imkan yok.
- Tom wanted save up enough money to buy a car.
- Tom bir araba almak için yeterince para biriktirmek istedi.
- He's saving up to go to college.
- Üniversiteye gitmek için para biriktiriyor.
- Tom is saving up money so he can go to Australia.
- Tom Avustralya'ya gidebilmek için para biriktiriyor.
- I've been saving up to buy a new saxophone.
- Yeni bir saksafon almak için para biriktiriyordum.
- Tom has been saving up to buy a yacht.
- Tom bir yat almak için para biriktiriyor.
- He worked hard to save up some money.
- Biraz para biriktirmek için çok çalıştı.
- Sami is saving up money to perform Hajj.
- Sami hacca gitmek için para biriktiriyor.
- Tom is saving up to buy a house.
- Tom ev almak için para biriktiriyor.
- I got fired from the company, but since I have a little money saved up, for the time being, I won't have trouble with living expenses.
- Şirketten kovuldum ama biraz para biriktirdiğim için şimdilik geçim sıkıntısı çekmeyeceğim.
- Tom has been saving up money so he can go to Boston.
- Tom Boston'a gidebilmek için para biriktiriyor.
- I will save up money for when I'm old.
- Yaşlandığım zamanlar için para biriktireceğim.
- Tom is saving up to go to college.
- Tom üniversiteye gitmek için para biriktiriyor.
- I was saving up to buy a new bicycle.
- Yeni bir bisiklet almak için para biriktiriyordum.
- We're saving up so our children can go to college.
- Çocuklarımız üniversiteye gidebilsin diye para biriktiriyoruz.
- We need to save up.
- Para biriktirmeliyiz.
- I'm saving up so that I can go to Australia.
- Avustralya'ya gidebilmek için para biriktiriyorum.
- We're saving up to build a new house.
- Yeni bir ev inşa etmek için para biriktiriyoruz.
- Sami is saving up money to perform Hajj.
- Sami hac yapmak için para biriktiriyor.
- He's saving up to go to university.
- O, üniversiteye gitmek için para biriktiriyor.
- She's worked hard to save up money.
- Para biriktirmek için çok çalıştı.
- So we are saving up in order to buy them.
- Bu yüzden onları almak için para biriktiriyoruz.
- With that big salary you're getting I guess you've saved up quite a lot.
- Aldığın o yüksek maaşla sanırım epey para biriktirmişsindir.
- I'm saving up for a new car.
- Ben yeni bir araba için para biriktiriyorum.
- My boyfriend plans to save up and buy a sports car.
- Erkek arkadaşım para biriktirip spor bir araba almayı planlıyor.
- She's worked hard to save up money.
- Para biriktirmek için sıkı çalıştı.
- I ought to have enough money saved up to buy a car by Christmas.
- Noel'e kadar bir araba alacak kadar para biriktirmiş olmalıyım.
- What are you saving up for?
- Ne için para biriktiriyorsun?
- I'm saving up for my old age.
- Yaşlılığım için para biriktiriyorum.
- We need to save up money to buy a new car.
- Yeni bir araba almak için para biriktirmemiz gerekiyor.
- There's no way Tom can save up enough money in one year to buy a house.
- Bir yıl içinde bir ev almak için Tom'un gerekli parayı biriktirebilmesinin bir yolu yok.
Show More (40)
|
|
- Dan gave Linda all the money he had saved up.
- Dan biriktirdiği tüm parayı Linda'ya verdi.
- Tom saved up three hundred dollars.
- Tom 300 dolar biriktirdi.
- I got fired from the company, but since I have a little money saved up, for the time being, I won't have trouble with living expenses.
- Ben şirketten kovuldum ama biriktirdiğim biraz param olduğu için, şimdilik, geçim giderleriyle bir sorunum olmayacak.
- He saved up his money for his daughter.
- Parasını kızı için biriktirdi.
- Since I'm unemployed, I can't save up anything.
- İşsiz olduğum için hiçbir şey biriktiremiyorum.
- Save up something for a rainy day.
- Kötü günler için bir şeyler biriktir.
Show More (3)
|