scrutinise - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
scrutinise incelemek v.
  • We in Parliament have to give our assent and we will scrutinise the final treaties very closely.
  • Parlamento olarak onayımızı vermek zorundayız ve nihai anlaşmaları çok yakından inceleyeceğiz.
  • What national parliaments must improve on doing is to scrutinise and check the executive power of the Council.
  • Ulusal parlamentoların daha iyi yapmaları gereken şey, Konsey'in yürütme gücünü incelemek ve kontrol etmektir.
  • We will closely scrutinise these figures in the committee.
  • Komitede bu rakamları yakından inceleyeceğiz.
Show More (6)
scrutinise mercek altına almak v.
  • This position, to put it very politely and diplomatically, must be scrutinised.
  • Çok kibar ve diplomatik bir dille ifade etmek gerekirse bu tutum mercek altına alınmalıdır.
  • The European Parliament is once again scrutinising the situation in Indonesia.
  • Avrupa Parlamentosu Endonezya'daki durumu bir kez daha mercek altına alıyor.
  • This position, to put it very politely and diplomatically, must be scrutinised.
  • Çok kibar ve diplomatik bir dille ifade etmek gerekirse, bu tutum mercek altına alınmalıdır.
Show More (1)