seriously - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
seriously cidden adv.
  • This is highly relevant to this problem, which we must look at seriously and with our eyes wide open.
  • Bu, ciddiyetle ve gözlerimizi dört açarak bakmamız gereken bu sorunla son derece ilgilidir.
  • Seriously, what is the European Union doing to oust the Turkish occupying army from Cyprus?
  • Cidden, Avrupa Birliği işgalci Türk ordusunu Kıbrıs'tan çıkarmak için ne yapıyor?
  • I believe that this issue - and I think it is good that progress has been made on it - should be debated more seriously.
  • Bu konunun - ki ilerleme kaydedildiğini görmek güzel - daha ciddi şekilde tartışılması gerektiğine inanıyorum.
Show More (72)
seriously ciddi olarak adv.
  • I do not seriously think you can say that establishing concrete data for accession is a great triumph.
  • Katılım için somut veriler oluşturmanın büyük bir zafer olduğunu söyleyebileceğinizi ciddi olarak düşünmüyorum.
  • I seriously believe that this is not a coherent, correct or serious position.
  • Bunun tutarlı, doğru veya ciddi bir duruş olmadığına ciddi olarak inanıyorum.
  • We cannot seriously accept this.
  • Bunu ciddi olarak kabul edemeyiz.
Show More (49)
seriously ciddi bir şekilde adv.
  • This is something that we have to address seriously in the future.
  • Bu, gelecekte ciddi bir şekilde ele almamız gereken bir konudur.
  • It has been the Presidency's intention to treat the Prestige accident extremely seriously.
  • Başkanlık, Prestij kazasını son derece ciddi bir şekilde ele alma niyetinde olmuştur.
  • I believe that we must begin to think seriously about it.
  • Bu konuda ciddi bir şekilde düşünmeye başlamamız gerektiğine inanıyorum.
Show More (33)
seriously ciddi ciddi adv.
  • Who would seriously call their data into question?
  • Verilerini kim ciddi ciddi sorgulayabilir ki?
  • You should seriously consider applying for that job.
  • O işe başvurmayı ciddi ciddi düşünmelisin.
  • Are you seriously thinking about divorce?
  • Boşanmayı ciddi ciddi düşünüyor musunuz?
Show More (30)
seriously ağır adv.
  • Hundreds of businesses were seriously affected by the floods, their plant and buildings badly damaged or wrecked.
  • Yüzlerce işletme selden ciddi şekilde etkilendi, tesisleri ve binaları ağır hasar gördü ya da yıkıldı.
  • Hundreds of businesses were seriously affected by the floods, their plant and buildings badly damaged or wrecked.
  • Yüzlerce işletme sellerden ciddi şekilde etkilenmiş, tesisleri ve binaları ağır hasar görmüş ya da yıkılmıştır.
  • Though seriously injured, he managed to get to a telephone.
  • Ağır yaralı olmasına rağmen telefona ulaşmayı başardı.
Show More (9)
seriously ciddi biçimde adv.
  • A few rioters were seriously injured.
  • Birkaç isyancı ciddi biçimde yaralandı.
  • You should seriously consider studying abroad.
  • Yurtdışında eğitim görmeyi ciddi biçimde düşünmelisin.
  • I think you're seriously wrong.
  • Bence ciddi biçimde hatalısın.
Show More (6)
seriously ağır şekilde adv.
  • Barney was wounded seriously.
  • Barney ağır şekilde yaralandı.
Show More (-2)