shelf - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
shelf raf n.
  • We have campaigned from the start to end the requirement for mandatory, annual shelf registration.
  • Başından beri zorunlu, yıllık raf kaydı zorunluluğuna son verilmesi için kampanya yürüttük.
  • We pass a file onto OLAF who do the investigation and then it sits on a shelf because nobody prosecutes.
  • Bir dosyayı OLAF'a gönderiyoruz, onlar da soruşturmayı yapıyor ve sonra dosya rafta bekliyor çünkü kimse dava açmıyor.
  • The issue, however, is far too important to be left on the shelf to gather dust.
  • Ancak bu konu rafta tozlanmaya bırakılamayacak kadar önemlidir.
Show More (115)
shelf sahanlık n.
  • In addition, the trawlable shelf extends well beyond territorial waters.
  • Buna ek olarak, trolle avlanabilir sahanlık karasularının çok ötesine uzanmaktadır.
Show More (-2)