|
- We are not here to sell those rights for 30 pieces of silver.
- Biz bu hakları 30 gümüşe satmak için burada değiliz.
- The people of Israel were told to each contribute half a shekel of silver to the Sanctuary.
- İsrail halkına her birinin Kutsal Yer'e yarım şekel gümüş bağışında bulunması söylendi.
- The people of Israel were told to each contribute half a shekel of silver to the Sanctuary.
- Yisrael halkından herkesin yarım gümüş şekel ile Mişkan'a katkıda bulunması söylendi.
- The people of Israel were told to each contribute half a shekel of silver to the Sanctuary.
- İsrail halkına, Mabet'e yarım şekel gümüş bağışta bulunmaları söylendi.
- Once gold was less valuable than silver in Japan.
- Bir zamanlar Japonya'da altın gümüşten daha az değerliydi.
- I prefer silver rings to gold ones.
- Gümüş yüzükleri altın olanlara tercih ederim.
- Silver costs less than gold.
- Gümüş altından daha ucuz.
- Speech is silver, but silence is golden.
- Söz gümüşse sükût altındır.
- It is said that the silversmiths of that town ate silver due to extreme poverty.
- O kasabanın gümüşçülerinin aşırı yoksulluk nedeniyle gümüş yedikleri söylenilmektedir.
- He had heard wonderful stories about cities of gold with silver trees.
- Gümüş ağaçlı altın şehirler hakkında harika hikayeler duymuştu.
- Speech is silver, silence is golden.
- Söz gümüşse, sükut altındır.
- Tom wore a silver chain around his neck.
- Tom'un boynunda gümüş bir zincir vardı.
- I am wearing my silver jewelry.
- Ben gümüş takılarımı takıyorum.
- Speech is silver, silence is gold.
- Söz gümüşse, sukut altındır.
- Copper and silver are both metals.
- Bakır ve gümüş her ikisi de metaldir.
- I am wearing my silver jewelry.
- Gümüş takılarımı takıyorum.
- She was born with a silver spoon in her mouth.
- O, ağzında gümüş bir kaşıkla doğmuş.
- Alchemists tried to transmute base metals into gold and silver.
- Simyacılar temel metalleri altın ve gümüşe dönüştürmeye çalıştılar.
- The silver balls are around the red ball.
- Gümüş toplar kırmızı topun etrafında.
- Freedom weighs more than silver and gold.
- Özgürlük, altın ve gümüşten daha ağırdır.
- Freedom weighs more than silver and gold.
- Özgürlük gümüş ve altından daha değerlidir.
- It is said that the silversmiths of that town ate silver due to extreme poverty.
- O kasabadaki gümüşçülerin aşırı yoksulluktan dolayı gümüş yedikleri söyleniyor.
- I want to buy a silver necklace.
- Gümüş bir kolye almak istiyorum.
- This is a silver coin.
- Bu bir gümüş sikkedir.
- Tom confronted the vampire with a silver knife.
- Tom gümüş bir bıçakla vampire karşı koydu.
- How do you buy silver?
- Gümüşü nasıl alıyorsun?
- The man turned permanently blue after he drank the silver solution.
- Adam gümüş solüsyonu içtikten sonra kalıcı olarak maviye döndü.
- She gave him all of her silver.
- Bütün gümüşlerini ona verdi.
- Wisdom is better than gold or silver.
- Bilgelik altın ya da gümüşten daha iyidir.
- Gold is heavier than silver.
- Altın gümüşten daha ağırdır.
- He gave him a lump of silver as big as his head.
- Ona kafası kadar büyük bir parça gümüş verdi.
- Let's shackle your feet with silver fetters.
- Ayaklarını gümüş prangalarla bağlayalım.
- The silver is on the table.
- Gümüş masanın üzerinde.
- Tom confronted the vampire with a silver knife.
- Tom gümüş bir bıçakla vampirle yüzleşti.
- Can you tell silver and tin apart?
- Gümüş ve kalayı birbirinden ayırabilir misin?
- That ornate silver platter is my favorite!
- Bu süslü gümüş tabak benim favorim!
- Can you distinguish silver from tin?
- Kalayı gümüşten ayırt edebilir misin?
- The vampire was shot with a silver bullet.
- Vampir gümüş bir kurşunla vuruldu.
- The larger the amount of silver, the larger the amount of corruption.
- Gümüş miktarı arttıkça yolsuzluk miktarı da artar.
- Silver costs less than gold.
- Gümüş altından daha ucuza mal olur.
- Alchemists tried to transmute base metals into gold and silver.
- Simyagerler adi metalleri altına ve gümüşe dönüştürmeye çalıştılar.
- They wanted to deal in gold and silver.
- Onlar altın ve gümüş ticareti yapmak istiyordu.
- I don't want your gold or your silver.
- Ben senin altınını veya gümüşünü istemiyorum.
- How do you buy silver?
- Gümüşü nasıl alırsın?
- This is a silver coin.
- Bu gümüş bir para.
- The queen was wearing a magnificent silver dress.
- Kraliçe muhteşem bir gümüş elbise giyiyordu.
- Tom was born with a silver spoon in his mouth.
- Tom ağzında gümüş bir kaşıkla doğdu.
- This isn't silver.
- Bu gümüş değil.
- The queen wore a very beautiful silver dress.
- Kraliçe çok güzel gümüş bir elbise giymişti.
- There's no silver bullet.
- Hiç gümüş mermi yok.
- Tom wore a silver chain around his neck.
- Tom boynunun etrafına gümüş bir zincir taktı.
- He had heard wonderful stories about cities of gold with silver trees.
- O, gümüş ağaçları olan altın şehirler hakkında harika hikayeler duymuştu.
- Tom confronted the vampire with a silver knife.
- Tom gümüş bir bıçakla vampirin karşısına çıktı.
- Copper and silver are both metals.
- Bakır ve gümüşün ikisi de metaldir.
- The queen wore a very beautiful silver dress.
- Kraliçe çok güzel bir gümüş elbise giydi.
- I don't want your gold or your silver.
- Altınını ya da gümüşünü istemiyorum.
- I'm looking for a silver necklace.
- Gümüş bir kolye arıyorum.
- She was born with a silver spoon in her mouth.
- Ağzında gümüş bir kaşıkla doğdu.
- Some say that speech is worth silver, but silence is worth gold.
- Bazıları söz gümüşse sükut altındır diyorlar.
- He won a silver medal.
- O gümüş bir madalya kazandı.
- Tom gave Mary a key on a silver chain.
- Tom Mary'ye gümüş bir zincir üzerinde bir anahtar verdi.
- Cheese is gold in the morning, silver at noon, and lead in the evening.
- Peynir sabah altın, öğlen gümüş, akşam kurşundur.
- Cheese is gold in the morning, silver at noon, and lead in the evening.
- Peynir sabah altın, öğleden gümüş, akşam kurşundur.
- The silver is on the table.
- Gümüş masanın üstünde.
- Gold is more valuable than silver.
- Altın gümüşten daha değerlidir.
- Tom and Mary just celebrated their silver anniversary.
- Tom ve Mary daha yeni gümüş yıldönümlerini kutladılar.
- Which weighs less, a kilogram of gold or a kilogram of silver?
- Hangisi daha hafiftir, bir kilogram altın mı yoksa bir kilogram gümüş mü?
- Mary wore a silver locket in the shape of a heart.
- Mary kalp şeklinde gümüş bir madalyon takıyordu.
- I buy my silver from a man who has a mine on his property.
- Gümüşlerimi arazisinde maden olan bir adamdan alıyorum.
- They wanted to deal in gold and silver.
- Altın ve gümüş ticareti yapmak istediler.
- Is this real silver?
- Bu gerçek gümüş mü?
- Some say that speech is worth silver, but silence is worth gold.
- Bazıları sözün gümüş, sükutun ise altın olduğunu söyler.
- Tom gave Mary a key on a silver chain.
- Tom, Mary'ye gümüş zincire takılı bir anahtar verdi.
- Can you tell silver and tin apart?
- Gümüşü kalaydan ayırabilir misin?
Show More (71)
|