Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
situated
bulunan
adj.
Where is Algeria
situated?
Cezayir nerede
bulunuyor?
Andorra is a small principality
situated
between Spain and France.
Andorra, İspanya ve Fransa arasında
bulunan
küçük bir prensliktir.
Kabylie is a mountainous region
situated
in northeastern Algeria.
Kabiliye kuzeydoğu Cezayir'de
bulunan
dağlık bir bölgedir.
Show More (0)
2
situated
yerleşmiş
adj.
We
situated
ourselves in the seats nearest the exit.
Çıkışa en yakın koltuklara
yerleştik.
Show More (-2)