|
- The singer performed a beautiful love song during the concert.
- Şarkıcı konser sırasında güzel bir aşk şarkısı seslendirdi.
- In Denmark, we have a lovely song that our family often sings.
- Danimarka'da ailemizin sık sık söylediği güzel bir şarkımız vardır.
- This issue is very important in Czech domestic politics and the eurosceptics are making a real song and dance about it.
- Bu konu Çek iç siyasetinde çok önemlidir ve Avrupa şüphecileri bu konuda gerçek bir şarkı ve dans yapmaktadır.
- As I approached the radio this song started to play.
- Radyoya yaklaştığımda bir şarkı çalmaya başladı.
- Got a special request for this next song.
- Bir sonraki şarkı için özel istek geldi.
- I really liked it and thought it would make a great song and/or album title.
- Bunu gerçekten beğendim ve harika bir şarkı ve/veya albüm adı olacağını düşündüm.
- There's a song I really want to learn how to play.
- Çalmayı gerçekten öğrenmek istediğim bir şarkı var.
- A cold beer, a slow song, a good friend.
- Soğuk bir bira, slow bir şarkı, iyi bir dost.
- Radiohead has released a new video for an old song.
- Radiohead, eski bir şarkısı için bir klip yayınladı.
- That song makes me cry sometimes.
- Bu şarkı bazen beni ağlatır.
- She was asking me a couple days ago why it's a good song.
- Birkaç gün önce bana bunun neden iyi bir şarkı olduğunu soruyordu.
- This song speaks of my current mood.
- Bu şarkı benim o anki ruh halimi anlatıyor.
- Wait, you wrote me a song?
- Bekle, bana bir şarkı mı yazdın?
- Every Christmas is indeed the best song ever played by the whole family.
- Every Christmas gerçekten de tüm aile tarafından çalınan en iyi şarkı.
- Wait, you wrote me a song?
- Dur br dakika, bana bir şarkı mı yazdın?
- Choir of former prisoners will perform a mellow song Evening Bells.
- Eski mahkumlardan oluşan koro, huzur veren bir şarkı olan Evening Bells'i seslendirecek.
- Additionally, any song you buy will automatically appear in your music collection.
- Ayrıca satın aldığınız her şarkı otomatik olarak şarkı koleksiyonunuzda görünecektir.
- Siri can tell you more details about the music that you're listening to or a recently played song.
- Siri, dinlediğiniz müzik veya en son çaldığınız bir şarkı hakkında size daha fazla ayrıntı söyleyebilir.
- I wondered what kind of song it was.
- Ne tür bir şarkı olduğunu merak ettim.
- This song speaks of my current mood.
- Bu şarkı şu anki ruh halimi anlatıyor.
- Especially if you put in a new song for me.
- Özellikle benim için yeni bir şarkı koyarsan.
- So it's always been a special song for me.
- O yüzden bu şarkı benim için her zaman özel olmuştur.
- It's like a band playing their most popular song.
- Bir grubun en popüler şarkılarını çalması gibi.
- The melody and words of the song need to be in your long-term memory.
- Şarkının melodisinin ve sözlerinin uzun süreli hafızanızda yer alması gerekiyor.
- Every Christmas is indeed the best song ever played by the whole family.
- Every Christmas gerçekten de ailece çalınan en iyi şarkıdır.
- Practice this song and memorise the lyrics, then teach them to the students.
- Bu şarkıyı çalışın ve sözlerini ezberleyin, ardından öğrencilere öğretin.
- This music resounds in my ears and has become the song of my life.
- Bu müzik kulaklarımda yankılanıyor ve hayatımın şarkısı haline geldi.
- Good song, first time I've heard it.
- Güzel şarkı, ilk defa duydum.
- I thought there was already a song called Kismet.
- Kısmet adında bir şarkının zaten var olduğunu sanıyordum.
- Especially if you put in a new song for me.
- Özellikle de benim için yeni bir şarkı koyarsan.
- It's a beautiful song written by a guy called Martin Evan, actually, for me.
- Martin Evan adında bir adam tarafından yazılmış güzel bir şarkı aslında, benim için.
- No one could sing a sad song like Jerry.
- Kimse Jerry gibi hüzünlü şarkı yapamıyor.
- The song is good, and I like her, too.
- Şarkı güzel ve ben de onu seviyorum.
- A complete song may last for half an hour.
- Tam bir şarkı yarım saat sürebilir.
- That's why I play a song or two before bed.
- Bu yüzden yatmadan önce bir iki şarkı çalarım.
- Radiohead has released a new video for an old song.
- Radiohead eski bir şarkı için yeni bir video klip yayınladı.
- They play a slow song at the top of every hour for couples skate.
- Çiftler pateni için her saat başında slow bir şarkı çalıyorlar.
- Good song, first time I've heard it.
- Güzel şarkıymış, ilk defa dinledim.
- Chrome Division also recorded a music video for the song "Serial Killer" to publicise the album.
- Chrome Division albümü tanıtmak için "Serial Killer" şarkısına da bir klip çekti.
- That's because it's not a theme song, it's an address.
- Çünkü bu bir jenerik şarkısı değil, bir adres.
- I followed it and the song started to get clearer.
- Onu takip ettim ve şarkı netleşmeye başladı.
- Go play a song on the jukebox.
- Git müzik kutusunda bir şarkı çal.
- The song that you choose for your first dance should be extraordinary.
- İlk dansınız için seçtiğiniz şarkı sıra dışı olmalı.
- This song is a letter to my Dad, really.
- Bu şarkı babama yazdığım bir mektup aslında.
- The song is a ballad with country and rock music influences.
- Şarkı country ve rock müzik etkileri taşıyan bir baladdır.
- We put a new song in just for you.
- Sadece senin için yeni bir şarkı koyduk.
- Cohen had given us the song; but how do we turn it into a political anthem?
- Cohen bize şarkıyı vermişti; ama onu nasıl siyasi marş haline getireceğiz?
- Additionally, any song you buy will automatically appear in your music collection.
- Ayrıca satın aldığınız her şarkı otomatik olarak parça koleksiyonunuzda yer alacak.
- The song certainly backs up that claim.
- Şarkı kesinlikle bu iddiayı destekliyor.
- Later that day, a snippet of the song was released via the Dubsmash application.
- O günün ilerleyen saatlerinde Dubsmash uygulaması üzerinden şarkının bir parçası yayınlandı.
- Tom chose a song from the list and began singing it.
- Tom listeden bir şarkı seçti ve onu söylemeye başladı.
- They want us to go play another song.
- Gidip yeni bir şarkı çalmamızı istiyorlar.
- I've listened to the song hundreds of times, prior to and since that show.
- Yüzlerce kere dinledim bu şarkıyı, o gösterinin öncesinde ve sonrasında.
- Beyonce's song "Irreplaceable" comes to mind.
- Beyonce'nin "Irreplaceable" şarkısı aklıma geliyor.
- Your ideals seem to be coated with an old song and a sweet melody.
- İdealleriniz eski bir şarkı ve tatlı bir melodiyle kaplanmış gibi görünüyor.
- So, pick a song from the album, put your own spin on it.
- Albümden bir şarkı seç ve ona kendi yorumunu kat.
- He's the third witness who could hear this song when the victim was killed.
- Kurban öldürüldüğünde bu şarkıyı duyabilen üçüncü tanık oydu.
- They wrote their first song called Mortician and decided to change the band's name to that.
- Grup "Mortician" adlı ilk şarkısını yazdıktan sonra ismini bu şekilde değiştirme kararı almıştır.
- I just listened to this song and the lyrics are powerful.
- Bu şarkıyı yeni dinledim ve sözleri çok etkileyici.
- A cold beer, a slow song, a good friend.
- Soğuk bir bira, slow bir şarkı, iyi bir arkadaş.
- When the song was over, we sat.
- Şarkı bittiğinde oturduk.
- The melody and words of the song need to be in your long-term memory.
- Şarkının melodisi ve sözleri uzun süreli hafızanızda olmalıdır.
- Cohen had given us the song; but how do we turn it into a political anthem?
- Cohen bize şarkıyı vermişti; ama onu nasıl siyasi bir marşa dönüştürebiliriz?
- He then released the song "Sofa" in October.
- Daha sonra Ekim ayında "Sofa" şarkısını yayınladı.
- But I found another song about a train.
- Ama trenle ilgili başka bir şarkı buldum.
- Your ideals seem to be coated with an old song and a sweet melody.
- İdealleriniz eski bir şarkı ve tatlı bir melodi ile sarılmış gibi duruyor.
- He then released the song "Sofa" in October.
- Ekim ayında "Sofa" adlı şarkısını yayınladı.
- As I approached the radio this song started to play.
- Radyoya yaklaştığımda bu şarkı çalmaya başladı.
- I have a song that I've prepared for the class.
- Ders için hazırladığım bir şarkım var.
- That's why I play a song or two before bed.
- Bu yüzden yatmadan önce bir veya iki şarkı çalıyorum.
- The song certainly backs up that claim.
- Şarkı da kesinlikle bu iddiayı destekliyor.
- But I found another song about a train.
- Ama bir tren hakkında başka bir şarkı buldum.
- I just want you to teach me one really beautiful song.
- Sizden bana çok güzel bir şarkı öğretmenizi istiyorum.
- We put a new song in just for you.
- Sırf sizin için yeni bir şarkı ekledik.
- Honey, that is not a bad song.
- Tatlım, bu kötü bir şarkı değil.
- There were made two different music videos for the song.
- Şarkıya iki farklı klip çekilmiştir.
- Later that day, a snippet of the song was released via the Dubsmash application.
- Aynı günün ilerleyen saatlerinde şarkının bir kısmı Dubsmash uygulaması aracılığıyla yayınlandı.
- It's like a band playing their most popular song.
- En popüler şarkılarını çalan bir grup gibi.
- The song is a ballad with country and rock music influences.
- Şarkı country ve rock müzik etkileri taşıyan bir balad.
- Choir of former prisoners will perform a mellow song Evening Bells.
- Eski tutuklular korosu "Akşam Çanları" adlı hoş bir şarkıyı icra edecek.
- But this is a fairly fast dance song.
- Ama bu oldukça hızlı bir dans şarkısı.
- There were made two different music videos for the song.
- Şarkı için iki farklı klip çekildi.
- There were made two different music videos for the song.
- Şarkıya iki farklı klip çekildi.
- When the song was over, we sat.
- Şarkı bitince oturduk.
- I've listened to the song hundreds of times, prior to and since that show.
- Şarkıyı o gösteriden önce ve sonra yüzlerce kez dinledim.
- I wondered what kind of song it was.
- O nasıl bir şarkıymış diye merak ettim.
- Somewhere over the rainbow is a beautiful song.
- Somewhere Over The Rainbow güzel bir şarkı.
- Good song, first time I've heard it.
- Güzel şarkıymış, ben ilk kez duyuyorum.
Show More (85)
|
|
- Siri can tell you more details about the music that you're listening to or a recently played song.
- Siri, dinlediğiniz müzik veya kısa süre önce çalınan bir parça hakkında size daha fazla bilgi verebilir.
- That song makes me cry sometimes.
- Bu parça beni bazen ağlatıyor.
- No, I'm sorry, this is the last song.
- Hayır, üzgünüm, bu son parça.
- We put a new song in just for you.
- Sadece senin için yeni bir parça hazırladık.
- Play a real quiet grooming song.
- Cidden sakinleştiren, rahatlatan hafif bir parça çalın.
- They want us to go play another song.
- Gidip bir parça daha çalmamızı istiyorlar.
- That's why I play a song or two before bed.
- Bu yüzden yatmadan önce birkaç parça çalıyorum.
- But I found another song about a train.
- Fakat trenle ilgili başka bir parça buldum.
- This song is a letter to my Dad, really.
- Bu parça aslında babama yazılmış bir mektup.
- A complete song may last for half an hour.
- Bütün bir parça yarım saat sürebilir.
Show More (7)
|