Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
sliced veneer
business development specialist
something which serves to reveal
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
stabbing
bıçaklama
n.
Police have urged the man involved in a fatal
stabbing
to turn himself in.
Polis, ölümcül bir
bıçaklama
olayına karışan adamı teslim olmaya çağırdı.
The fatal
stabbing
was sparked by an argument that got out of control.
Ölümcül
bıçaklama
olayı kontrolden çıkan bir tartışma sonucu meydana geldi.
Show More (-1)
2
stabbing
bıçak gibi
adj.
I had a
stabbing
pain in my chest.
Göğsümde
bıçak gibi
bir ağrı vardı.
Show More (-2)