1 |
stick out |
çıkarmak |
v. |
|
- Open your mouth and stick out your tongue.
- Ağzını aç, dilini çıkar.
- That child stuck out his tongue at me.
- O çocuk bana dilini çıkardı.
- He stuck out his tongue at his teacher.
- Öğretmenine dil çıkardı.
- Tom stuck out his tongue.
- Tom dilini çıkardı.
- He stuck out his tongue at his teacher.
- Öğretmenine dilini çıkardı.
Show More (2)
|
2 |
stick out |
dışarı çıkarmak |
v. |
|
- Tom stuck out his tongue.
- Tom dilini dışarı çıkardı.
- Please stick out your tongue.
- Lütfen dilinizi dışarı çıkarın.
- Open your mouth and stick out your tongue.
- Ağzını aç ve dilini dışarı çıkar.
- Stick out your tongue.
- Dilini dışarı çıkar.
- Tom stuck out his tongue to try and catch snowflakes.
- Tom kar tanelerini yakalamaya çalışmak için dilini dışarı çıkardı.
Show More (2)
|
3 |
stick out |
uzatmak |
v. |
|
- Tom stuck out his tongue to try and catch snowflakes.
- Tom kar tanelerini yakalamak için dilini uzattı.
- Tom stuck out his tongue at Mary.
- Tom dilini Mary'ye uzattı.
Show More (-1)
|
4 |
stick out |
çıkmak |
v. |
|
- His shoes were so old that his toes were sticking out of them.
- Ayakkabıları o kadar eskiydi ki ayak parmakları dışarı çıkıyordu.
- The nail that sticks out gets hammered down.
- Çıkan çivi çakılır.
Show More (-1)
|