|
- It should be our goal to ensure that port state controls are not superficial, but include materials testing.
- Liman devleti kontrollerinin yüzeysel olmamasını, malzeme testlerini de içermesini sağlamak hedefimiz olmalıdır.
- Europe cannot in future act in such a spontaneous, opportunistic and superficial way.
- Avrupa gelecekte bu kadar spontane, fırsatçı ve yüzeysel bir şekilde hareket edemez.
- However, every new superficial movement will result in a new domino effect with unforeseeable consequences.
- Ancak her yeni yüzeysel hareket, öngörülemeyen sonuçlara yol açacak yeni bir domino etkisi yaratacaktır.
- Mulder that the pilot developed superficial symptoms within a few minutes.
- Mulder, pilotun birkaç dakika içinde yüzeysel semptomlar geliştirdiğini söyledi.
- There are a number of superficial reasons.
- Birkaç yüzeysel sebep var.
- He has only a superficial knowledge of the matter.
- O sadece maddenin yüzeysel bilgisine sahip.
- Tom's injuries are superficial.
- Tom'un yaraları yüzeyseldir.
- I am a deeply superficial person.
- Ben son derece yüzeysel bir insanım.
- It's just a superficial wound.
- Bu sadece yüzeysel bir yara.
- He has only a superficial knowledge of the matter.
- Konu hakkında sadece yüzeysel bir bilgiye sahipti.
- It was superficial.
- Yüzeyseldi.
- He has only a superficial knowledge of Japanese.
- Japonca hakkında sadece yüzeysel bir bilgisi var.
- A perfect knowledge of a few writers and a few subjects is more valuable than a superficial one of a great many.
- Birkaç yazar ve birkaç konu hakkında mükemmel bir bilgi, çok sayıda yazar hakkında yüzeysel bir bilgiden daha değerlidir.
- She is materialistic and superficial.
- O, materyalist ve yüzeyseldir.
- His essay gave only a superficial analysis of the problem, so it was a real surprise to him when he got the highest grade in the class.
- Yazdığı kompozisyon problemin sadece yüzeysel bir analizini içeriyordu, bu yüzden sınıftaki en yüksek notu alması onun için gerçek bir sürpriz oldu.
- What a superficial answer!
- Ne yüzeysel bir cevap!
- She is materialistic and superficial.
- O materyalist ve yüzeysel.
- These rich girls are very superficial.
- Bu zengin kızlar çok yüzeysel.
- What a superficial answer!
- Ne kadar yüzeysel bir cevap!
- You're just so superficial and shallow.
- Sen sadece çok yüzeysel ve sığsın.
- He has a superficial knowledge of navigation.
- Navigasyon hakkında yüzeysel bir bilgisi var.
- I don't need such superficial friends.
- Böyle yüzeysel arkadaşlara ihtiyacım yok.
- He has only a superficial knowledge of Japanese.
- Onun sadece yüzeysel bir Japonca bilgisi vardır.
- You're just so superficial and shallow.
- Çok yüzeysel ve sığsın.
Show More (21)
|
