|
- I experience this as a slap in the face of the Commission and Parliament.
- Bunu Komisyon ve Parlamento'nun suratına atılmış bir tokat olarak görüyorum.
- It's been hard enough for me to help him overcome your accusations without seeing your face.
- Suratını görmeden suçlamalarınızın üstesinden gelmesine yardım etmek benim için yeterince zor oldu.
- Didn't you see Tom's face?
- Tom'un suratını görmediniz mi?
- I wanted to punch him in the face.
- Ben suratına yumruk atmak istedim.
- She told the joke with a completely straight face.
- Fıkrayı tamamen ifadesiz bir suratla anlattı.
- Stop making those faces.
- Surat yapmayı kes.
- He laughed in my face.
- O benim suratıma karşı güldü.
- The clown made a funny face.
- Palyaço komik bir surat yaptı.
- Tom kicked him in the face.
- Tom onun suratına tekme attı.
- Tom shut the door in Mary's face.
- Tom kapıyı Mary'nin suratına kapattı.
- Why do we touch our face?
- Neden suratımıza dokunuyoruz?
- She told the joke with a completely straight face.
- Fıkrayı tamamen donuk bir suratla anlattı.
- Tom is trying to keep a straight face.
- Tom suratını asmamaya çalışıyor.
- When pimple face uses the bathroom, it takes him at least two hours!
- Sivilceli surat tuvalete gittiğinde en az iki saat sürüyor!
- Tom made a funny face.
- Tom komik bir surat yaptı.
- Don't touch your face.
- Suratınıza dokunmayın.
- Her bad face doesn't scare me even a bit.
- Onun çirkin suratı beni hiç korkutmuyor.
- Sami was making funny faces.
- Sami komik suratlar yapıyordu.
- Don't make faces.
- Surat yapma.
- Tom is making faces at me.
- Tom bana surat yapıyor.
- She made faces at that woman.
- O kadına surat yaptı.
- Tom slammed the door in Mary's face.
- Tom kapıyı Mary'nin suratına çarptı.
- I ought to punch him in the face.
- Onun suratına yumruk atmalıyım.
- Tom kicked him in the face.
- Tom onun suratını tekmeledi.
- I slapped his face.
- Suratına tokat attım.
- Tom pulled a long face when he heard the story.
- Tom, hikayeyi duyunca suratını astı.
- Tom couldn't keep a straight face.
- Tom suratını asamadı.
- If you talk to me that way again, I'm going to smash your face in.
- Bir daha benimle bu şekilde konuşursan, suratını dağıtırım.
- I want to punch you in your face.
- Suratını yumruklamak istiyorum.
- Stop making that duck face!
- Şu ördek suratını yapmayı kes!
- Tom has a very punchable face.
- Tom'un suratı tam yumrukluk.
- Why the long face?
- Niçin suratın asık?
- Tom pulled a long face when he heard the story.
- Tom, hikayeyi duyduğunda suratını astı.
- Sami messaged Layla a sad face.
- Sami Layla'ya üzgün bir suratla mesaj attı.
- Why the long face?
- Neden suratın asık?
- If he makes that face it's because he's nervous.
- O surat asıyorsa, bu sinirli olduğundan dolayıdır.
- He lied to my face.
- Suratıma baka baka yalan söyledi.
- She punched me in the face.
- O, suratıma yumruk attı.
- It was hard for Tom to keep a straight face.
- Tom'un suratını asmaması çok zordu.
- Tom kept a straight face.
- Tom suratını asmadı.
- Daddy, let's make faces at each other and see who can keep from laughing the longest.
- Baba, birbirimize surat yapalım ve bakalım kim daha uzun süre gülmeyecek.
- I can't read her poker face.
- Onun poker suratını okuyamıyorum.
- I ought to punch him in the face.
- Suratına bir yumruk atmalıyım.
- Tom's face haunts me.
- Tom'un suratı gözümün önünden gitmiyor.
- Tom is making faces.
- Tom surat yapıyor.
- Mary sat on Tom's face.
- Mary Tom'un suratına oturdu.
- He punched her in the face.
- Suratına bir yumruk attı.
- I looked at my face in the mirror.
- Aynada suratıma baktım.
- You stole my bike, and now I'm going to break your face.
- Bisikletimi çaldın ve şimdi suratını dağıtacağım.
- Tom's face turned red.
- Tom'un suratı kıpkırmızı oldu.
- Stop making that face.
- Şu suratı yapmayı kes.
- In this line of work, if you make a grim face the customers won't come.
- Bu işte suratını asarsan müşteri gelmez.
- I woke up with my cat's butt in my face.
- Kedimin kıçı suratıma dayanmış bir vaziyette uyandım.
- Tom has a very punchable face.
- Tom'da tam yumrukluk bir surat var.
- If I was Tom, I would've punched Mary in the face.
- Tom'un yerinde olsaydım, Mary'nin suratını yumruklardım.
- Stop making that duck face!
- O ördek suratını yapmayı bırak!
- He's keeping a straight face.
- Suratını asmıyor.
- Tom got punched in the face.
- Tom suratına yumruk yedi.
- Tom threw a pie in Mary's face.
- Tom, Mary'nin suratına turta fırlattı.
- Tom slammed the door in my face.
- Tom kapıyı suratıma çarptı.
- Tom saw a person with a scary looking face today.
- Tom bugün korkunç suratlı birini gördü.
- His nasty face doesn't scare me even a bit.
- Onun çirkin suratı beni hiç korkutmuyor.
- Tom punched me in the face.
- Tom suratıma yumruk attı.
Show More (60)
|
