thrill - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
thrill heyecan n.
  • The visit to the circus was a big thrill for the children.
  • Sirk ziyareti çocuklar için büyük bir heyecan oldu.
  • If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.
  • Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder.
  • If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.
  • Mağlup gülümserse galip zafer heyecanını kaybeder.
Show More (1)
thrill heyecanlanmak v.
  • Having a family is one of life's greatest thrills.
  • Bir aileye sahip olmak hayatın en büyük heyecanlarından biri.
  • Her recently-released short story collection thrills enthusiasts of postmodern works in Esperanto.
  • Yakın zamanda yayınlanan kısa öykü koleksiyonu, Esperanto dilinde postmodern eserlerin meraklılarını heyecanlandırıyor.
Show More (-1)
thrill heyecan vermek v.
  • I can't tell you what a thrill it gave me.
  • Bana ne kadar heyecan verdiğini size anlatamam.
Show More (-2)
thrill gerilim n.
  • Having a family is one of life's greatest thrills.
  • Bir aileye sahip olmak hayatın en büyük gerilimlerinden biridir.
Show More (-2)
thrill çok sevinmek v.
  • I'm thrilled to see it.
  • Bunu gördüğüme çok sevindim.
Show More (-2)
thrill etkilemek v.
  • The movie thrilled the entire audience.
  • Film bütün seyircileri etkiledi.
Show More (-2)