|
- We are throwing away a large amount of jobs by allowing the waste to be burned.
- Atıkların yakılmasına izin vererek büyük miktarda istihdamı çöpe atıyoruz.
- I want to be able to decide for myself what I keep and what I throw away.
- Neyi saklayıp neyi atacağıma kendim karar verebilmek istiyorum.
- To look the other way is to throw away our own rights and our claim to call ourselves civilised.
- Bunu görmezden gelmek, kendi haklarımızı ve kendimize medeni deme iddiamızı bir kenara atmak demektir.
- We should not, however, throw away the baby with the bath water.
- Bununla birlikte, banyo suyuyla birlikte bebeği de atmamalıyız.
- I lost it, and threw away all his belongings.
- Onu kaybettim ve tüm eşyalarını çöpe attım.
- I lost it, and threw away all his belongings.
- Onu kaybettim ve tüm eşyalarını attım.
- Maybe it would be better if I threw away all these books, kissed your little nose, and forgot all my worries and hardships.
- Belki de, bütün bu kitapları çöpe atsam, küçük burnunu öpsem, tüm endişelerimi ve zorluklarımı unutsam daha iyi olurdu.
- Where should I throw away this empty cup?
- Bu boş bardağı nereye atayım?
- Don't throw away this magazine.
- Bu dergiyi atma.
- Instead of throwing away your old furniture, why don't you give it to charity?
- Eski mobilyalarını atmak yerine neden bir hayır kurumuna vermiyorsun?
- I threw away my old pillow and bought a new one.
- Eski yastığımı attım ve yeni bir tane aldım.
- Tom threw away all the letters that Mary had sent him.
- Tom Mary'nin ona gönderdiği bütün mektupları attı.
- Tom threw away all the old newspapers that were in the attic.
- Tom tavanda olan tüm eski gazeteleri attı.
- I will never throw away my Playstation.
- Playstation'ımı asla atmayacağım.
- So I should throw away all these books?
- Yani bütün bu kitapları atmam mı gerekiyor?
- I came close to throwing away all these old photos.
- Bütün bu eski fotoğrafları atmaya yaklaştım.
- Maybe it would be better if I threw away all these books, kissed your little nose, and forgot all my worries and hardships.
- Belki de tüm bu kitapları atsam, küçük burnunu öpsem ve tüm endişelerimi ve zorluklarımı unutsam daha iyi olurdu.
- I threw away my old pillow and bought a new one.
- Eski yastığımı atıp yeni bir tane aldım.
- Tom was afraid that they'd lock him up and throw away the key.
- Tom onu hapse atıp anahtarı da atacaklarından korkuyordu.
- Tom threw away all the old newspapers that were in the attic.
- Tom tavan arasındaki tüm eski gazeteleri attı.
- Don't throw away this newspaper!
- Bu gazeteyi atmayın!
- Throw away the chairs whose legs are broken.
- Ayakları kırık sandalyeleri at.
- Don't throw away this newspaper!
- Bu gazeteyi atma!
- Throw away everything.
- Her şeyi at.
- My mother suggested that I throw away some of the stuff in my closet.
- Annem dolabımdaki bazı eşyaları atmamı önerdi.
- What else did you throw away?
- Başka ne attın?
- Tom never threw away anything that he thought he might be able to use sometime.
- Tom, bir gün kullanabileceğini düşündüğü hiçbir şeyi atmazdı.
- What else did you throw away?
- Başka neleri attın?
- Should I throw away all these books?
- Bütün bu kitapları atmalı mıyım?
- Don't throw away your notes.
- Notlarınızı atmayın.
- She is throwing away the old newspapers.
- O, eski gazeteleri atıyor.
- Tom threw away all the letters that Mary had sent him.
- Tom, Mary'nin ona gönderdiği bütün mektupları attı.
- My mother suggested that I throw away some of the stuff in my closet.
- Annem, dolabımdaki eşyalarımın bir kısmını atmamı önerdi.
- Don't throw away this magazine.
- Bu dergiyi atmayın.
- You had better throw away leftovers.
- Yemek artıklarını atsan iyi olur.
- Tom plans to throw away his old toaster.
- Tom, eski ekmek kızartma makinesini atmayı planlıyor.
- He threw away a bunch of old letters.
- Bir sürü eski mektubu çöpe attı.
- Throw away these socks, please.
- Bu çorapları lütfen at.
- He threw away a bunch of old letters.
- Bir sürü eski mektup attı.
- You're throwing away your entire life.
- Tüm hayatını çöpe atıyorsun.
- So I should throw away all these books?
- Yani tüm bu kitapları atmalı mıyım?
- She is throwing away the old newspapers.
- Eski gazeteleri atıyor.
- Where should I throw away this empty cup?
- Bu boş bardağı nereye atmalıyım?
- I threw away my shoes.
- Ayakkabılarımı attım.
- Now that we've bought new furniture for the room, why not throw away this old, worn-out furniture?
- Madem odaya yeni mobilyalar aldık, neden bu eski, yıpranmış mobilyaları atmıyoruz?
- You had better throw away leftovers.
- Kalanları atsan iyi olur.
- Tom plans to throw away his old toaster.
- Tom eski tost makinesini atmayı planlıyor.
- Should I throw away all these books?
- Tüm bu kitapları atmalı mıyım?
- Don't throw away your notes.
- Notlarını atma.
- I will never throw away my Playstation.
- Benim Playstation'ımı asla atmam.
Show More (47)
|
