İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | to blame expr. | kınanmayı hak eden |
Deyim | to blame expr. | ayıplanması gereken |
Deyim | to blame expr. | hatalı |
Deyim | to blame expr. | bir şeyin nedeni olan |
Deyim | to blame expr. | bir şeyin kaynağı olan |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | be to blame f. | suçlusu olmak | ||
It is he who is to blame. Suçlu olan o. More Sentences |
||||
Genel | be to blame f. | sorumlusu olmak | ||
It is he who is to blame for the accident. Kazadan sorumlu olan odur. More Sentences |
||||
Genel | be to blame for something f. | sorumlusu olmak | ||
Genel | be to blame for f. | suçlusu olmak | ||
Genel | be to blame for something f. | suçlusu olmak | ||
Idioms | ||||
Deyim | look for someone to blame f. | suçlu aramak | ||
Deyim | have (only) oneself to blame f. | kendi sorunlarından sorumlu olmak | ||
Deyim | have no one to blame but oneself f. | kendi sorunlarından sorumlu olmak | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | both to blame collision clause i. | iki taraflı kusur klozu | ||
Insurance | ||||
Sigortacılık | both to blame collision clause i. | her ikisi de kusurlu çatma klozu |