|
- It smells like a toilet in here.
- Burası tuvalet gibi kokuyor.
- I have to go to the toilet.
- Tuvalete gitmeliyim.
- Mary doesn't like it when Tom leaves the toilet seat up.
- Tom tuvalet kapağını açık bıraktığında Mary bundan hoşlanmaz.
- Tom was accused of hoarding toilet paper and price gouging.
- Tom tuvalet kâğıdı stoklayıp fahiş fiyattan satmakla suçlandı.
- The toilet is small.
- Tuvalet küçük.
- The toilet doesn't flush properly.
- Tuvaletin sifonu düzgün çekmiyor.
- Do you have any rooms with a shower and toilet?
- Duş ve tuvaleti olan odanız var mı?
- The toilet is clogged.
- Tuvalet tıkanmış.
- The toilet was outside, in the yard.
- Tuvalet dışardaydı, bahçede.
- Tom asked Mary to scrub the toilet.
- Tom Mary'den tuvaleti fırçalamasını rica etti.
- Where is the toilet?
- Tuvalet nerede?
- Let's wash our hands when leaving the toilet!
- Tuvaletten çıkarken ellerimizi yıkayalım!
- Students must not use this toilet.
- Öğrenciler bu tuvaleti kullanmamalı.
- Tom tried to flush the drugs down the toilet.
- Tom uyuşturucuyu tuvalete atıp sifonu çekmeye çalıştı.
- I saw him go into the toilet a few minutes ago.
- Birkaç dakika önce onu tuvalete girerken gördüm.
- Tom asked me where the toilet was.
- Tom bana tuvaletin nerede olduğunu sordu.
- One of them smokes in the toilet.
- Onlardan biri tuvalette sigara içiyor.
- He's in the toilet, taking a dump.
- Tuvalete girmiş, sıçıyor.
- During the test, she felt very sick, so she got a pass to go to the toilet.
- Sınav sırasında kendini çok hasta hissetti, bu yüzden tuvalete gitmek için izin aldı.
- We just cleaned the toilet.
- Az önce tuvaleti temizledik.
- Tom asked Mary to scrub the toilet.
- Tom Mary'den tuvaleti fırçalamasını istedi.
- The toilet overflowed.
- Tuvalet taşmış.
- Where's the toilet around here?
- Buralarda tuvalet nerede?
- May I use your toilet?
- Tuvaletinizi kullanabilir miyim?
- Tom heard the toilet being flushed.
- Tom tuvaletin sifonunun çekildiğini duydu.
- Can you fix my toilet?
- Tuvaletimi tamir edebilir misin?
- Robots are great in the workplace, because they don't need toilet or meal breaks, don't get sick or come to work with a hangover.
- Robotlar iş yerinde harika, çünkü onların tuvalete ve yemek molalarına ihtiyacı yok, hastalanmazlar ya da işe bir içki mahmurluğu ile gelmezler.
- Where's the toilet around here?
- Buralarda nerede tuvalet var?
- What's the technical terminology for assisting someone to go to the toilet with a urine bottle?
- Birine idrar şişesiyle tuvalete gitmesi için yardım etmenin teknik terminolojisi nedir?
- The toilet is over there.
- Tuvalet, şurada.
- The entrance to the toilet is very dirty.
- Tuvaletin girişi çok kirli.
- Sami flushed Layla's pictures down the toilet.
- Sami, Layla'nın fotoğraflarını tuvalete attı.
- I'm dying to go to the toilet.
- Tuvalete gitmek için can atıyorum.
- Don't smoke in the toilet.
- Tuvalette sigara içmeyin.
- The toilet is upstairs.
- Tuvalet üst katta.
- I need to go to the toilet.
- Tuvalete gitmeliyim.
- Tom flushed the pills down the toilet.
- Tom hapları tuvalete atıp sifonu çekti.
- Excuse me, is there a toilet nearby?
- Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
- He paused the film and went to the toilet.
- Filmi durdurdu ve tuvalete gitti.
- Who left this mess in the toilet?
- Bu pisliği tuvalete kim bıraktı?
- We just cleaned the toilet.
- Tuvaleti yeni temizledik.
- Don't smoke in the toilet.
- Tuvalette sigara içme.
- I hate doing the washing up, even more than cleaning the toilet.
- Bulaşık yıkamaktan nefret ederim, hatta tuvalet temizlemekten daha çok.
- Where is a toilet?
- Tuvalet nerede?
- I must go to the toilet.
- Tuvalete gitmeliyim.
- Nowadays toilet and bathroom is one piece.
- Bugünlerde tuvalet ve banyo tek parça.
- Excuse me, is there a toilet nearby?
- Affedersiniz, yakınlarda bir tuvalet var mı?
- It's my habit to read on the toilet.
- Tuvalette kitap okumak, benim alışkanlığım.
- Does it have a toilet?
- Tuvaleti var mı?
- Last year there was an incident with a security guard who shot a stray bullet inside a toilet.
- Geçen yıl tuvaletin içinde bir maganda kurşunu ateşleyen bir güvenlik görevlisi ile bir olay vardı.
- Nowadays toilet and bathroom is one piece.
- Günümüzde tuvalet ve banyo tek parçadır.
- Even the king's toilet is a toilet.
- Kralın tuvaleti bile bir tuvalet.
- The toilet is stopped up.
- Tuvalet tıkanmış.
- He's in the toilet, taking a dump.
- Tuvalette, sıçıyor.
- I cleaned the toilet.
- Tuvaleti temizledim.
- One of them smokes in the toilet.
- Bir tanesi tuvalette sigara içiyor.
- Tom cleaned the toilet.
- Tom tuvaleti temizledi.
- Excuse me, where is the toilet?
- Affedersiniz, tuvalet nerede?
- Nowadays toilet and bathroom is one piece.
- Günümüzde tuvalet ve banyo tek parça.
- The boy wants to go to the toilet.
- Çocuk tuvalete gitmek istiyor.
- I have to go to the toilet.
- Tuvalete gitmem lazım.
- Even the king's toilet is a toilet.
- Kralın tuvaleti bile bir tuvalettir.
- Students must not use this toilet.
- Öğrenciler bu tuvaleti kullanmamalıdır.
- Where's the toilet?
- Tuvalet nerede?
- The toilet was outside, in the yard.
- Tuvalet dışarıda, bahçedeydi.
- The toilet doesn't flush.
- Tuvaletin sifonu çekmiyor.
- Never flush drugs down the toilet.
- Uyuşturucuyu asla tuvalete atmayın.
- He likes smoking in the toilet.
- O, tuvalette sigara içmekten hoşlanır.
- The toilet is stopped up.
- Tuvalet tıkalı.
- Tom flushed the drugs down the toilet.
- Tom ilaçları tuvalete atıp sifonu çekti.
- May I use your toilet?
- Ben, tuvaletinizi kullanabilir miyim?
- Tom tried to flush the drugs down the toilet.
- Tom uyuşturucuları tuvalete atmaya çalıştı.
- The toilet is behind the staircase.
- Tuvalet merdivenin arkasında.
- It smells like a toilet in here.
- Burası bir tuvalet gibi kokuyor.
- He's already been in the toilet for quite a while.
- Zaten uzun süredir tuvalette.
- It irritates Mary when Tom leaves the toilet seat up.
- Tom tuvaletin kapağını açık bıraktığında bu Mary'yi kızdırıyor.
- It's my habit to read on the toilet.
- Tuvalette okumak, benim alışkanlığımdır.
- I wasn't aware that the toilet and the bath are in the same room in the United States.
- ABD'de tuvalet ve banyonun aynı mekanda olduğunun farkında değildim.
- The toilet doesn't flush properly.
- Tuvaletin sifonu düzgün çalışmıyor.
- The toilet doesn't flush.
- Tuvaletin sifonu çalışmıyor.
- He's already been in the toilet for quite a while.
- O zaten uzun süredir tuvalette.
- The toilet is small.
- Tuvalet küçüktür.
- Can you fix a toilet?
- Tuvaleti tamir edebilir misin?
- I need to go to the toilet.
- Tuvalete gitmem lazım.
- It is the toilet.
- Tuvalet.
- The boy wants to go to the toilet.
- Oğlan tuvalete gitmek istiyor.
- Do you have any rooms with a shower and toilet?
- Hiç duşlu ve tuvaletli odanız var mı?
- He likes smoking in the toilet.
- Tuvalette sigara içmeyi seviyor.
- The toilet overflowed.
- Tuvalet taştı.
- During the test, she felt very sick, so she got a pass to go to the toilet.
- Test sırasında o çok hasta hissetti, bu yüzden tuvalete gitmek için izin aldı.
- May I go to the toilet?
- Tuvalete gidebilir miyim?
- Robots are great in the workplace, because they don't need toilet or meal breaks, don't get sick or come to work with a hangover.
- Robotlar işyerinde harikalar çünkü tuvalet ya da yemek molasına ihtiyaç duymuyorlar, hastalanmıyorlar ya da akşamdan kalma bir şekilde işe gelmiyorlar.
- Can you fix a toilet?
- Bir tuvaleti tamir edebilir misin?
- This room's toilet is dirty.
- Bu odanın tuvaleti kirli.
- Is there a toilet near here?
- Buraya yakın bir tuvalet var mı?
- The toilet is over there.
- Tuvalet, orada.
- I wasn't aware that the toilet and the bath are in the same room in the United States.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde tuvalet ve banyonun aynı odada olduğunu bilmiyordum.
- He's in the toilet, taking a dump.
- Tuvalette kakasını yapıyor.
Show More (95)
|
