|
- The next two weeks will be critical to finding a solution to this crisis.
- Önümüzdeki iki hafta bu krize bir çözüm bulunması açısından kritik önem taşıyacak.
- A decision on this is expected within the next two weeks.
- Önümüzdeki iki hafta içerisinde bu konuda bir karar alınması bekleniyor.
- At least two weeks is required here and this should be negotiated afterwards with the Council and the Commission.
- Burada en az iki hafta gereklidir ve bu süre daha sonra Konsey ve Komisyon ile müzakere edilmelidir.
- We still have two weeks to go.
- Önümüzde hala iki hafta var.
- So we are keen to see if a result will be forthcoming at least two weeks after the Swedish presidency.
- Bu nedenle İsveç dönem başkanlığından en az iki hafta sonra bir sonuç çıkıp çıkmayacağını görmek istiyoruz.
- The operations to introduce the euro that have taken place in these first two weeks have gone extraordinarily well.
- Bu ilk iki hafta içerisinde gerçekleştirilen Avro'yu tanıtma operasyonları olağanüstü iyi gitti.
- A decision on this is expected within the next two weeks.
- Bu konuda önümüzdeki iki hafta içerisinde bir karar alınması beklenmektedir.
- They are paid a fixed rate in wheat seed every two weeks.
- Onlara her iki haftada bir buğday tohumu olarak sabit bir oran ödeniyor.
- In less than two weeks Ms Lawal's appeal against her inhuman punishment comes up.
- İki haftadan kısa bir süre içinde Sayın Lawal'ın insanlık dışı cezasına karşı temyiz gündeme gelecek.
- So a final major effort is necessary over the next two weeks.
- Dolayısıyla önümüzdeki iki hafta boyunca son bir büyük çaba gösterilmesi gerekmektedir.
- Those amendments have been available for over two weeks in translation.
- Bu değişiklikler iki haftayı aşkın bir süredir tercüme edilmiş durumdadır.
- Those amendments have been available for over two weeks in translation.
- Bu değişiklikler iki haftadan uzun bir süredir çeviri olarak mevcuttur.
- Nationals is fast approaching and graduation's in two weeks.
- Ulusal yarışmalar hızla yaklaşıyor ve iki hafta sonra mezuniyet var.
- Minbari can fast as long as two weeks.
- Minbariler iki hafta boyunca oruç tutabilir.
- Minbari can fast as long as two weeks.
- Minbariler iki haftaya kadar oruç tutabilir.
- We'll see how he plays in two weeks.
- İki hafta sonra nasıl oynayacağını göreceğiz.
- A woman at work used it for two weeks and hasn't smoked since.
- İşyerindeki bir kadın iki hafta boyunca kullandı ve o zamandan beri sigara içmiyor.
- Cruise is expected to make a decision within the next two weeks.
- Cruise'un önümüzdeki iki hafta içinde bir seçim yapması bekleniyor.
- A woman at work used it for two weeks and hasn't smoked since.
- İşyerindeki bir kadın bunu iki hafta kullandı ve o zamandan beri sigara içmedi.
- A woman at work used it for two weeks and hasn't smoked since.
- İşyerinden bir kadın bunu iki hafta boyunca kullandı ve o zamandan beri sigara içmedi.
- Minbari can fast as long as two weeks.
- Minbariler iki hafta kadar oruç tutabilir.
- Nationals is fast approaching and graduation's in two weeks.
- Ulusal yarışmalar hızla yaklaşıyor ve mezuniyete iki hafta var.
- Nationals is fast approaching and graduation's in two weeks.
- Ulusal yarışmalar hızla yaklaşıyor ve mezuniyete iki hafta kaldı.
- Cruise is expected to make a decision within the next two weeks.
- Cruise'un önümüzdeki iki hafta içinde karar vermesi bekleniyor.
- Cruise is expected to make a decision within the next two weeks.
- Cruise'un iki hafta içinde bir seçim yapması bekleniyor.
- For the past two weeks, Mary has been working non-stop to prepare for the press conference.
- Son iki haftadır, Mary basın toplantısına hazırlanmak için durmadan çalışıyor.
- I have not heard from Tom in two weeks.
- İki hafta içinde Tom'dan haber almadım.
- The weather stayed hot for two weeks.
- Hava iki hafta sıcak kaldı.
- The manager advanced him two weeks' wages.
- Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi.
- We can't wait two weeks.
- İki hafta bekleyemeyiz.
- He wrote this book in a very short time, spending just two weeks working on it.
- O bu kitabı onun üzerinde sadece iki hafta harcayarak çok kısa zamanda yazdı.
- There remain only two weeks till Christmas.
- Noel'e sadece iki hafta kaldı.
- The committee adjourned for two weeks.
- Komite, iki hafta ara verdi.
- I had been thinking about our new project for two weeks, but I couldn't come up with a good idea.
- Ben iki haftadır yeni projemiz hakkında düşünüyorum. Fakat iyi bir fikir sunamadım.
- Two weeks of heavy rain resulted in flooding.
- İki hafta süren şiddetli yağmur sele neden oldu.
- It took John about two weeks to get over his illness.
- John'un hastalığını atlatması, yaklaşık iki hafta sürdü.
- It's within about two weeks.
- O yaklaşık iki hafta içinde.
- He will be in New York for two weeks.
- O, iki haftalığına New York'ta olacak.
- I've been really lonely these past two weeks.
- Son iki haftadır çok yalnızdım.
- She will be in New York for two weeks.
- İki haftalığına New York'ta olacak.
- In another two weeks you will be able to get out of the hospital.
- Bundan iki hafta sonra hastaneden çıkabileceksin.
- Our bike tour of the French Alps lasted two weeks.
- Fransız Alpleri'ndeki bisiklet turumuz iki hafta sürdü.
- I will be back in another two weeks.
- İki hafta sonra dönerim.
- Sally was absent from school for two weeks, so she has to work hard to catch up with her class.
- Sally iki haftadır okulda yok, bu yüzden sınıfa yetişmek için çok sıkı çalışmak zorunda.
- The committee adjourned for two weeks.
- Komite, iki hafta ertelendi.
- The rain set our plans back two weeks.
- Yağmur, planlarımızı iki hafta geciktirdi.
- I will come in about two weeks.
- Ben yaklaşık iki hafta içinde gelirim.
- The wedding is in two weeks.
- Düğün iki hafta içinde.
- Two weeks have passed and I haven't seen you.
- İki hafta geçti ve ben seni görmedim.
- We can't wait two weeks.
- Biz iki hafta bekleyemeyiz.
- See you in two weeks.
- İki hafta sonra görüşürüz.
- Can we extend the deadline by two weeks?
- Teslim tarihini iki hafta uzatabilir miyiz?
- Two young men have been killed by tiger sharks on Australian beaches in the past two weeks.
- İki genç adam son iki hafta içinde Avustralya plajlarında kaplan köpekbalıkları tarafından öldürüldü.
- You'll be given two weeks severance pay.
- Sana iki hafta kıdem tazminatı verilecek.
- He will be in New York for two weeks.
- İki hafta New York'ta kalacak.
- It took two weeks.
- O iki hafta aldı.
- We intended to stay there about two weeks.
- Orada yaklaşık iki hafta kalmayı planlıyorduk.
- Two weeks went by.
- İki hafta geçti.
- A foreign language cannot be learned in only two weeks.
- Yabancı bir dil sadece iki haftada öğrenilemez.
- Within the last two weeks, have you had close contact with anyone with flu-like symptoms?
- Son iki hafta içinde grip benzeri belirtiler gösteren birileriyle yakın temasta bulunmuş muydunuz?
- We plan to stay in Paris for two weeks.
- Paris'te iki hafta kalmayı planlıyoruz.
- I will be back in two week's time.
- İki hafta içinde döneceğim.
- Two young men have been killed by tiger sharks on Australian beaches in the past two weeks.
- Son iki hafta içinde Avustralya sahillerinde iki genç adam kaplan köpekbalıkları tarafından öldürüldü.
- Sally was absent from school for two weeks, so she has to work hard to catch up with her class.
- Sally iki hafta okula gelmedi, bu yüzden sınıfına yetişmek için çok çalışması gerekiyor.
- Tom hasn't washed his hair for two weeks.
- Tom iki haftadır saçını yıkamadı.
- You'll be given two weeks severance pay.
- İki haftalık kıdem tazminatı alacaksın.
- She took two weeks' leave and visited China.
- İki hafta izin aldı ve Çin'i ziyaret etti.
- Within the last two weeks, have you had close contact with anyone with flu-like symptoms?
- Son iki hafta içinde grip benzeri semptomları olan biriyle yakın temasta bulundunuz mu?
- For two weeks, the British soldiers waited.
- İki hafta boyunca İngiliz askerleri bekledi.
- I haven't spoken with Luis for two weeks.
- Luis ile iki haftadır konuşmuyoruz.
- Each employee is entitled to a two week paid vacation per year.
- Her çalışanın yılda iki hafta ücretli tatil hakkı vardır.
- It is now two weeks since the political crisis started.
- Siyasi kriz başlayalı iki hafta oldu.
- There has been no rain here for the past two weeks.
- Son iki haftadır burada yağmur yok.
- The rain set our plans back two weeks.
- Yağmur planlarımızı iki hafta geriye attı.
- Tom and Mary went on a two week honeymoon to Hawaii.
- Tom ve Mary Hawaii'ye iki haftalık balayına gittiler.
- The violence lasted for two weeks.
- Şiddet iki hafta sürdü.
- We plan to stay in Paris for two weeks.
- Biz iki hafta Paris'te kalmayı planlıyoruz.
- Two weeks have passed and I haven't seen you.
- İki hafta geçti ve seni görmedim.
- We camped for two weeks in the national park.
- Milli parkta iki hafta kamp yaptık.
- This ticket is good for two weeks.
- Bu bilet iki hafta için geçerlidir.
- Please come again two weeks from today.
- Lütfen iki hafta sonra tekrar gelin.
- Christmas is only two weeks off.
- Noel'e sadece iki hafta kaldı.
- I will come in about two weeks.
- Yaklaşık iki hafta içinde geleceğim.
- We stayed an extra two weeks in Paris; and we spent it seeing the sights.
- Biz Paris'te fazladan iki hafta daha kaldık; ve bunu turistik yerleri gezerek geçirdik.
- It was hot for two weeks.
- Hava iki haftadır sıcaktı.
- About two weeks.
- Yaklaşık iki hafta.
- We intended to stay there about two weeks.
- Biz yaklaşık iki hafta orada kalmaya niyet ettik.
- Can we extend the deadline by two weeks?
- Son teslim tarihini iki hafta uzatabilir miyiz?
- I had an enjoyable two weeks in London.
- Londra'da keyifli bir iki hafta geçirdim.
- We've not had a single drop of rain for two weeks.
- İki haftadır tek damla yağmur yağdığını görmedik.
- It took John about two weeks to get over his illness.
- Hastalığını atlatması, John'un yaklaşık iki haftasını aldı.
- The weather has been bad for two weeks.
- Hava iki haftadır kötü.
- For two weeks, the British soldiers waited.
- İngiliz askerleri iki hafta boyunca beklediler.
- There has been no rain here for the past two weeks.
- Son iki haftadır burada hiç yağmur yağmadı.
- The weather stayed hot for two weeks.
- Hava iki hafta boyunca sıcak kaldı.
- He wrote this book in a very short time, spending just two weeks working on it.
- Bu kitabı çok kısa bir sürede, üzerinde sadece iki hafta çalışarak yazdı.
- At a rough estimate, I would say the job will take two weeks.
- Kaba bir tahminle, işin iki hafta süreceğini söylerdim.
- We go to the theater once every two weeks.
- Her iki haftada bir tiyatroya gideriz.
- I haven't spoken with Luis for two weeks.
- Ben iki haftadır Luis'le konuşmuyorum.
- Tom has two weeks of paid vacation.
- Tom'un iki haftalık ücretli tatili var.
- Tom advanced Mary two week's salary.
- Tom, Mary'ye iki haftalık maaşını avans olarak verdi.
- I will be back in another two weeks.
- İki hafta sonra döneceğim.
- At a rough estimate, I would say the job will take two weeks.
- Kaba bir tahminle, işin iki hafta süreceğini söyleyebilirim.
- Tom hasn't changed clothes in two weeks.
- Tom iki haftadır kıyafet değiştirmedi.
- Christmas is just two weeks away.
- Noel'e sadece iki hafta kaldı.
- Can I borrow it for about two weeks?
- Yaklaşık iki haftalığına onu ödünç alabilir miyim?
- We have not had a single drop of rain for two weeks.
- İki haftadır bizim buraya tek damla yağmur düşmedi.
- We stayed an extra two weeks in Paris; and we spent it seeing the sights.
- Paris'te fazladan iki hafta kaldık; ve bunu turistik yerleri görerek geçirdik.
- The manager advanced him two weeks' wages.
- Müdür ona iki haftalık maaş avansı verdi.
- We have not had a single drop of rain for two weeks.
- Bizim buralara iki haftadır tek damla yağmur yağmıyor.
- Tom advanced Mary two week's salary.
- Tom Mary'ye iki haftalık maaş avansı verdi.
- He will get better in two weeks.
- İki hafta içinde daha iyi olacak.
- I had an enjoyable two weeks in London.
- Londra'da keyifli iki hafta geçirdim.
- It took two weeks.
- İki hafta sürdü.
- She will be in New York for two weeks.
- O iki hafta New York'ta olacak.
- The weather has been bad for two weeks.
- Hava iki haftadır kötüydü.
- It was hot for two weeks.
- İki hafta boyunca hava çok sıcaktı.
- He will get better in two weeks.
- O iki hafta içinde iyileşecek.
- I have not heard from Tom in two weeks.
- Tom'dan iki haftadır haber alamadım.
- For the past two weeks, Mary has been working non-stop to prepare for the press conference.
- Mary son iki haftadır basın toplantısına hazırlanmak için durmadan çalışıyor.
- In another two weeks you will be able to get out of the hospital.
- İki hafta içinde hastaneden çıkabileceksin.
- Christmas is just two weeks from now.
- Noel'e sadece iki hafta kaldı.
- We've not had a single drop of rain for two weeks.
- İki haftadır tek damla yağmur yağmadı.
- Tom and Mary went on a two week honeymoon to Hawaii.
- Tom ve Mary iki hafta balayı için Hawaii'ye gittiler.
- Two weeks of heavy rain resulted in flooding.
- İki haftalık şiddetli yağmur sel ile sonuçlandı.
- Tom has two weeks of paid vacation.
- Tom'un iki haftalık ücretli izni var.
- Can I borrow it for about two weeks?
- İki haftalığına ödünç alabilir miyim?
- Tom advanced Mary two week's salary.
- Tom Mary'ye iki haftalık maaşını avans olarak verdi.
- The rainy season will be over in another two weeks or so.
- Yağışlı mevsim iki hafta sonra falan biter.
- Approximately two weeks.
- Yaklaşık iki hafta.
- It's within about two weeks.
- Yaklaşık iki hafta içinde.
- Final exams are two weeks from now.
- Final sınavları iki hafta sonra.
- I had been thinking about our new project for two weeks, but I couldn't come up with a good idea.
- İki haftadır yeni projemiz hakkında düşünüyordum ama aklıma iyi bir fikir gelmedi.
- She took two weeks' leave and visited China.
- O iki hafta izin aldı ve Çin'i ziyaret etti.
Show More (131)
|
