uncontrollable - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
uncontrollable kontrol edilemez adj.
  • Quite the contrary, it brings with it the risk of uncontrollable escalation.
  • Aksine, kontrol edilemeyen bir tırmanma riskini beraberinde getirmektedir.
  • The proposed sweeping provisions on family reunification are open to uncontrollable abuse.
  • Aile birleşimine ilişkin önerilen kapsamlı hükümler, kontrol edilemeyen suiistimallere açıktır.
  • Social campaigning alone will put a stop to the erring ways of an uncontrollable system.
  • Tek başına sosyal kampanya, kontrol edilemeyen bir sistemin hatalı yollarını durduracaktır.
Show More (6)
uncontrollable ele avuca sığmayan adj.
  • The child's uncontrollable behaviour made her difficult to discipline.
  • Çocuğun ele avuca sığmayan davranışları, disipline sokulmasını zorlaştırıyordu.
Show More (-2)
uncontrollable dizginlenemez adj.
  • Her grief was uncontrollable, and she couldn't stop crying.
  • Kederi dizginlenemez bir haldeydi, ağlamasını durduramıyordu.
Show More (-2)
uncontrollable önü alınamaz adj.
  • The fire became uncontrollable.
  • Yangın önü alınamaz bir hale geldi.
Show More (-2)