|
- It is equally unthinkable that people should cite the right to pollute.
- İnsanların kirletme hakkından bahsetmesi de aynı şekilde düşünülemez.
- It is equally unthinkable that people should cite the right to pollute.
- İnsanların çevreyi kirletme hakkından bahsetmesi de aynı şekilde düşünülemez.
- A European company without participation in some form is unthinkable.
- Bir şekilde katılımı olmayan bir Avrupa şirketi düşünülemez.
- The third point, which is also unthinkable, is the saga about the presidency of the Council.
- Üçüncü husus, ki bu da düşünülemez, Konsey başkanlığı ile ilgili destandır.
- It is equally unthinkable that people should cite the right to pollute.
- İnsanların çevreyi kirletme hakkından bahsetmesi de aynı derecede düşünülemez.
- The third option is unthinkable.
- Üçüncü seçenek düşünülemez.
- The idea of entering a sauna wearing clothes is unthinkable.
- Saunaya kıyafetle girme fikri düşünülemez.
- She did the unthinkable.
- O düşünülmeyeni yaptı.
- Living without Jamal is unthinkable.
- Jamal olmadan yaşamak düşünülemez.
- Tom did the unthinkable.
- Tom düşünülemez olanı yaptı.
Show More (7)
|
