various - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
various çeşitli adj.
  • The students come from various backgrounds.
  • Öğrenciler çok çeşitli özgeçmişlere sahip.
  • We must, of course, take the various geographical areas into account.
  • Elbette çeşitli coğrafi bölgeleri dikkate almalıyız.
  • The high degree of consensus between the various honourable Members who spoke this morning is worthy of mention.
  • Bu sabah konuşan çeşitli saygıdeğer Üyeler arasındaki yüksek derecedeki fikir birliği kayda değerdir.
Show More (460)
various farklı adj.
  • But this can only succeed if various viewpoints are taken on board.
  • Ancak bu ancak farklı bakış açıları dikkate alınırsa başarılı olabilir.
  • There are still various different opinions in this House on the appropriate amount of aid for Iraq.
  • Bu Mecliste Irak'a yapılacak yardımın uygun miktarı konusunda hala farklı görüşler bulunmaktadır.
  • I feel that he has succeeded in reconciling various points of view.
  • Farklı bakış açılarını uzlaştırmayı başardığını düşünüyorum.
Show More (4)
various birçok adj.
  • This own-initiative report commits various cardinal sins.
  • Kendi inisiyatifiyle hazırlanan bu rapor birçok büyük günah işlemektedir.
  • In various Turkish restaurants, shishkabob is the main food.
  • Birçok Türk lokantasında ana yemek şiş kebaptır.
  • This room is used for various purposes.
  • Bu oda birçok amaçla kullanılır.
Show More (2)
various değişik adj.
  • They are manufactured in various sizes.
  • Onlar değişik ebatlarda üretilmektedir.
  • Finally I have contributed 10,000 sentences, in various languages, to Tatoeba.
  • Nihayet Tatoeba'ya değişik dillerde 10,000 cümle katkıda bulundum.
  • He collected various information.
  • Değişik bilgiler topladı.
Show More (1)
various çeşit çeşit adj.
  • There are various kinds of candy in that bowl.
  • O kasede çeşit çeşit şeker var.
Show More (-2)