| 1 |
void |
boşluk |
n. |
|
- He stood at the edge of the chasm and looked into the void.
- Uçurumun kenarında durdu ve boşluğa baktı.
- Nothing seemed to fill the void left by the death of her husband.
- Kocasının vefatının açtığı boşluğu hiçbir şey dolduramıyordu sanki.
- Other political forces masquerading as NGOs have rushed into the void that has been left.
- STK kılığına bürünmüş diğer siyasi güçler, bırakılan boşluğa koştular.
- Everything beyond that thin blue line is the void of space.
- Bu ince mavi çizginin ötesindeki her şey uzayın boşluğudur.
- Everything beyond that thin blue line is the void of space.
- Şu ince mavi çizginin ötesindeki her şey uzay boşluğu.
- A man standing on the cliff was about to commit suicide by jumping into the void.
- Uçurumun üstünde duran bir adam boşluğa atlayarak intihar etmek üzereydi.
- A man standing on the cliff was about to commit suicide by jumping into the void.
- Uçurumda duran bir adam boşluğa atlayarak intihar etmek üzereydi.
- When we reached the summit, we all yelled out into the void.
- Zirveye ulaştığımızda hepimiz boşluğa doğru bağırdık.
- Fadil felt a void in his life.
- Fadıl hayatında bir boşluk hissetti.
Show More (6)
|
| 2 |
void |
geçersiz kılmak |
v. |
|
- The exception does not void the rule.
- İstisna, kuralı geçersiz kılmaz.
- The exception does not void the rule.
- İstisna kuralı geçersiz kılmaz.
Show More (-1)
|
| 3 |
void |
hükümsüz kılmak |
v. |
|
- The company voided all previously made agreements.
- Şirket daha önce yapılan tüm anlaşmaları hükümsüz kılmıştır.
Show More (-2)
|
| 4 |
void |
eksiklik |
n. |
|
- Their interactive show filled a void in the performance scene.
- İnteraktif gösterileri performans sahnesinde bir eksikliği dolduruyordu.
Show More (-2)
|
| 5 |
void |
hükümsüz |
adj. |
|
- The change in the law rendered the contract null and void.
- Yasadaki değişiklik sözleşmeyi hükümsüz kılmıştı.
Show More (-2)
|
| 6 |
void |
geçersiz |
adj. |
|
- The number of Members voting was 554, the number of blank or void votes 9, the votes cast 545.
- Oy kullanan Üye sayısı 554, boş veya geçersiz oy sayısı 9, kullanılan oy sayısı 545 idi.
Show More (-2)
|
| 7 |
void |
yoksun |
adj. |
|
- This contract is null and void.
- Bu sözleşme yok hükmünde.
Show More (-2)
|
| 8 |
void |
boş |
adj. |
|
- And the earth was void and empty, and darkness was upon the face of the deep; and the spirit of God moved over the waters.
- Ve yeryüzü boş ve boştu ve derinliğin yüzü üzerinde karanlık vardı; ve Tanrı'nın ruhu suların üzerinde hareket etti.
Show More (-2)
|
