Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
social interaction
baie de buzzards
cambio frecuente de trabajo
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
warm-hearted
sıcak
adj.
Tom is a
warm-hearted
man.
Tom
sıcakkanlı
bir adamdır.
He is a
warm-hearted
man.
O
sıcak
kalpli bir adam.
Layla knew that Fadil was a
warm-hearted
generous person.
Leyla, Fadıl'ın
sıcakkanlı
ve cömert bir insan olduğunu biliyordu.
Show More (0)
2
warm-hearted
cana yakın
adj.
Tom is a
warm-hearted
man.
Tom
cana yakın
bir adam.
Show More (-2)