back something - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

back something



"back something" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
put something back f. geri almak
set something back f. bir şeyi aksatmak
keep something on the back burner f. sonra çalışmak üzere şimdilik ertelemek
set something back f. bir şeyi engellemek
know something like the back of one's hand f. adı gibi bilmek
do something behind someone's back f. arkadan iş çevirmek
put something back f. bir şeyi eski yerine koymak
keep something on the back burner f. daha sonra bakmak üzere bir kenara koymak
cut back on something f. kesinti yapmak
hold something back f. zapt etmek
set somebody back something f. mal olmak
do something behind someone's back f. arkasından iş çevirmek
put something back f. bir şeyi geciktirmek
set something back f. bir işi (bir süre için) geciktirmek
cut something back f. kısmak
put something back to f. saatini öne almak (toplantı/randevu vb)
do something behind one's back f. birinden gizli yapmak
cut something back f. kesinti yapmak
cut something back f. budamak
choke something back f. zapt etmek
put something back to f. tarihini öne almak (toplantı/randevu vb)
put something back f. yerine koymak
bring (something) back f. yerine getirmek
say something behind one's back f. birisinin arkasından konuşmak
say something behind one's back f. arkasından konuşmak
scale something back f. boyutunu küçültmek
scale something back f. sayısını azaltmak
scale something back f. ebadını küçültmek
put something back where it belongs f. ait olduğu yere geri bırakmak
put something back where it belongs f. aldığı yere geri koymak
fling something back f. bir şeyi tekrar atmak/fırlatmak
hand something back to someone f. birine bir şeyi elden geri vermek
take something back f. götürmek (geriye)
Phrasals
toss something back and forth f. ağız dalaşına girmek
place something back f. bir şeyi geriye koymak/çekmek
cast something back some place f. bir şeyi bir yere geri atmak
see someone back (to something) f. birine (bir yere dönüşünde) refakat etmek
place something back f. bir şeyi yerine koymak
throw something back to someone f. bir sorunu birine iade etmek
help someone back to something f. birinin bir yere dönmesine yardımcı olmak
beat something back f. bastırmak
stay back (from something) f. bir şeye yaklaşmamak/ondan geri durmak
throw something back somewhere f. bir şeyi bir yere geri atmak
chop something back f. budamak
pop back (for something) f. bir süreliğine geri dönmek
send someone back for something f. birini bir şey için geri yollamak/göndermek
read something back (to someone) f. bir şeyi birine tekrar okumak
nail something back f. bir şeyi yerine/yeniden çivilemek
pull something back from someone f. bir şeyi birinden (elinden vb) hızla/aniden kapmak
throw something back to someone f. birine bir şeyi geri atmak
set something back from (something else) f. geriye koymak/çekmek
sweep something back f. geriye/arkaya taramak
reflect back on something f. geçmişi düşünmek/hatırlamak
beat something back f. geri püskürtmek
buy something back (from someone) f. geri satın almak
roll something back f. eski haline getirmek
change something back f. eksi haline döndürmek
pull something back f. geriye doğru çekmek
change something back f. eski haline getirmek
slip something back f. geriye doğru çekmek
set something back f. geriye koymak/çekmek
carry something back f. geri götürmek
roll back something f. eski haline getirmek
reflect back upon something f. geçmişi düşünmek/hatırlamak
pin something back f. iğne ile tekrar tutturmak
push (something) back f. ileri bir tarihe ertelemek
plow something back into something f. para/kar/geliri bir şeye (yatırım vb) geri yatırmak
plow something back f. para/kar/geliri bir şeye (yatırım vb) geri yatırmak
buy something back (from someone) f. tekrar almak
slip something back f. (sessizce) yerine koymak/geri vermek
run back over something f. (geriye dönüp) bir şeyin üzerinden geçmek
pinch something back f. (bitkiyi) budamak
beat something back f. yenmek
lease something back f. (satılan bir şeyi/bir şeyi satıp) geri kiralamak
sink back into something f. (koltuğa/sedire vs.) gömülmek/uzanmak
peel something back (from something) f. (yorganı vb) kaldırıp çıkarmak
back-order something f. (müşteri için) yenisini sipariş etmek
pull back (from something) f. (tehdit vb) geri adım atmak
pour something back (in) f. (bir sıvıyı vb) (bir şeyin içine) tekrar/geri dökmek
reach back into something f. (geçmişe vb) gitmek/dayanmak
pour something back into something f. (bir sıvıyı vb) (bir şeyin içine) tekrar/geri dökmek
tilt something back f. (koltuğu vb) geriye yaslamak
buy something back (from someone) f. yeniden satın almak
cut back to someone or something f. film veya televizyonda bir sahneye geri dönmek
cut back to someone or something f. çekime geri dönmek
drift back (to someone or something) f. suyun üstünde yavaşça (birine/bir şeye doğru) sürüklenmek
drift back (to someone or something) f. suyun üstünde sürüklenerek bir yere yaklaşmak
drive (one) back on (something) f. (birini bir şeyi/kaynağı) kullanmaya itmek
drive (one) back on (something) f. (birini bir şeyi/kaynağı) kullanmak zorunda bırakmak
drive (one) back on (something) f. cebinden yemek/harcamak zorunda bırakmak
drive someone back on something f. birini bir kaynağı/birikimi kullanmak zorunda bırakmak/kullanmaya itmek
drive someone back on something f. cebinden yemek/harcamak zorunda bırakmak
fade back (into something) f. belli bir alana geri dönmek/gitmek
feed (something) back into (something) f. (bir şeyi bir şeyin içine) geri sokmak
feed (something) back into (something) f. (bir şeyi) bir makineye geri sokmak
feed (something) back into (something) f. (bir şeyi) makineye geri yedirmek
throw (something) back and forth f. (bir şeyi) birbirine atmak
throw (something) back and forth f. (bir şeyi) birbirine atıp tutmak
throw (something) back and forth f. (bir şeyi) karşılıklı atıp tutmak
throw (something) back and forth f. tartışmak
throw (something) back and forth f. fikir alışverişi yapmak
throw (something) back and forth f. fikirler ortaya atmak
throw (something) back and forth f. beyin fırtınası yapmak
throw (something) back and forth f. laf dalaşına girmek
throw (something) back and forth f. söz dalaşına girmek
throw (something) back and forth f. ağız dalaşına girmek
throw (something) back and forth f. atışmak
throw (something) back and forth f. birbirine atıp tutmak
get someone or something back f. birini/bir şeyi geri almak
get someone or something back f. birini/bir şeyi geri kurtarmak
get back (to someone) (on something) f. (birine/bir şeye) dönmek
get back (to someone) (on something) f. (birine/bir şeye) geri dönmek
get back (to someone) (on something) f. (birine/bir şeye) geri dönüş yapmak
get back (to someone) (on something) f. sonradan (biriyle) konuşmaya devam etmek
get back (to someone) (on something) f. (birine) bir bilgiyle geri dönmek
get back (to someone) (on something) f. (birine) bir bilgiyle dönüş yapmak
throw something back at someone f. bir sorunu tekrar birinin omzuna yüklemek
throw something back at someone f. bir problemi birine geri paslamak
back into (someone or something) f. arabayı, aracı geriye doğru sürerek (bir yere) girmek
back into (someone or something) f. arka arka manevra yapmak
back into (someone or something) f. arka arka giderken (birine veya bir şeye) çarpmak
back into (someone or something) f. geriye doğru giderken (birine veya bir şeye) vurmak
back out (of something) f. (seçimlerden, kampanyadan) çekilmek
back out (of something) f. sözünden dönmek
back out (of something) f. kararını değiştirmek
back out (of something) f. (evlenmekten, nişanlanmaktan) vazgeçmek/caymak
back over (someone or something) f. arka arka giderken (birini veya bir şeyi) ezmek
back over (someone or something) f. geriye doğru giderken (birinin veya bir şeyin) üstüne çıkmak
back over (someone or something) f. geri geri giderken (birinin veya bir şeyin) üstünden geçmek
cut back to (someone or something) f. (birinin veya bir olayın yer aldığı) sahneye geri dönmek
lash back (at someone or something) f. istemediği bir işe güzel şeyler hayal ederek katlanmak
lash back (at someone or something) f. dişinin doldurulmasına başka şeyler düşünerek dayanmak
reel back (from something) f. (aldığı darbe nedeniyle) geriye doğru sendelemek
reel back (from something) f. (yediği yumruk yüzünden) dengesini kaybetmek
reel back (from something) f. (bir habere) çok şaşırmak
reel back (from something) f. (bir haber nedeniyle) beyninden vurulmuşa dönmek
reel back (from something) f. (bir haber duyunca) şoke olmak
reel back (from something) f. (bir haberden) şaşkına dönmek
reel back (from something) f. (bir haber nedeniyle) aklı durmak
wave someone back (from something) f. (birini bir yerden) uzaklaştırmak için eliyle işaret etmek
wave someone back (from something) f. eliyle geri gidin işareti yapmak
refer back to (someone or something) f. önceye ait bir bilgiye dönüp bakmak
refer back to (someone or something) f. önceye ait bir bilgiyi dönüp incelemek
refer back to (someone or something) f. (birine) bir daha danışmak
refer back to (someone or something) f. önceki bir şeyle ilinti kurmak
refer back to (someone or something) f. önceki bir şeye gönderme yapmak
refer back to (someone or something) f. önceki bir şeye atıfta bulunmak
refer back to (someone or something) f. (bir konuyu incelenmesi/karar verilmesi için birine) yeniden yöneltmek
refer back to (someone or something) f. (bir şeyi incelenmesi/karar verilmesi için birine) geri göndermek
refer back to (someone or something) f. (birini) tekrar (birine) yönlendirmek
sweep back into (something) f. (bir şeye) hızla/süratle geri dönmek
sweep back into (something) f. (bir şeye) hemen geri dönmek
sweep back into (something) f. hızla (bir duruma) geri dönmek
sweep back into (something) f. hızla tekrar (bir duruma) gelmek
sweep back into (something) f. kesin olarak (bir konuma) geri dönmek
sweep back into (something) f. hızla (bir duruma) geri döndürmek
sweep back into (something) f. hızla tekrar (bir duruma) getirmek
sweep back into (something) f. kesin olarak (bir konuma) geri döndürmek
sweep back to (something) f. hızla (bir duruma) geri dönmek
sweep back to (something) f. hızla tekrar (bir duruma) gelmek
sweep back to (something) f. kesin olarak (bir konuma) geri dönmek
sweep back to (something) f. hızla (bir duruma) geri döndürmek
sweep back to (something) f. hızla tekrar (bir duruma) getirmek
sweep back to (something) f. kesin olarak (bir konuma) geri döndürmek
sweep back to (something) f. (bir şey) anımsatmak
sweep back to (something) f. birden (bir şeye/hatıraya) geri götürmek
sweep back to (something) f. (bir şeyi/anıyı) anımsatmak
sweep back to (something) f. (bir şeyi/hatırayı) tekrar yaşatmak
take (someone or something) back to (someone or some place) f. (birini/bir şeyi bir şeye/yere) geri götürmek
take (something) back to (someone) f. (birine bir şey/mesaj) götürmek
take (something) back to (someone) f. (birine bir şey/mesaj) iletmek
back someone or something into someone or something f. birini/bir şeyi geriye doğru birine/bir şeye sürmek
back someone or something into someone or something f. birini/bir şeyi geriye doğru birine/bir şeye hareket ettirmek
back someone or something into someone or something f. birinin/bir şeyin geriye doğru birine/bir şeye gitmesini sağlamak
sink back into (something) f. önceki durumuna geri dönmek
sink back into (something) f. önceki zihinsel durumuna geri dönmek
sink back into (something) f. önceki zihinsel haline tekrar dalmak
sink back into (something) f. önceki durumuna tekrar yenik düşmek
smooth something back f. bir şeyi geriye doğru düzeltmek
smooth something back f. bir şeyi geriye doğru almak/bastırmak
take something back to someone or something f. bir şeyi birine/bir şeye götürmek
take something back to someone or something f. bir şeyi birine/bir şeye iletmek
take something back to someone or something f. bir şeyi birine/bir şeye taşımak
take something back to someone or something f. bir şeyi birine/bir şeye ulaştırmak
step back on (something) f. (bir şeye) geri dönmek
step back on (something) f. (bir şeye) tekrar adım atmak
step back on (something) f. sahneye, alana, sahaya bir aradan sonra geri dönmek/tekrar adım atmak
step back on (something) f. (bir şeyden) geri adım atmak
step back on (something) f. (bir şeyden) geri çekilmek
step back on (something) f. (bir şeyden) dönmek
step back on (something) f. (bir şeyden) kaçmak
run back (to someone or something) f. koşarak (birine/bir şeye/bir yere) geri dönmek
run back (to someone or something) f. (birine/bir şeye/bir yere) hemen geri dönmek
run back (to someone or something) f. (birine/bir şeye/bir yere) hızla geri dönmek
run back (to someone or something) f. (birine/bir şeye/bir yere) iade etmek
run back (to someone or something) f. (birine/bir şeye/bir yere) geri vermek
run back (something) f. bir noktaya geri sarmak
run back (something) f. başa sarmak
run back (something) f. geri sarmak
run back (something) f. geri almak
lean back against (someone or something) f. (birine/bir şeye) yaslanmak
lean back against (someone or something) f. (birine/bir şeye) dayanmak
lean back against (someone or something) f. (birine/bir şeye) sırtını yaslamak/dayamak
lean back against (someone or something) f. geriye yaslanmak/dayanmak
lean back against (someone or something) f. (birine/bir şeye) yaslamak
lean back against (someone or something) f. (birine/bir şeye) dayamak
lean back against (someone or something) f. geriye yaslamak/dayamak
bounce (something) back and forth f. seçenekler arasında gidip gelmek
bounce (something) back and forth f. seçenekler arasında kalmak
bounce something back and forth f. bir şeyi ileri geri sektirmek
bounce something back and forth f. bir şeyi iki kişi kendi arasında sektirmek
bounce something back and forth f. bir şeyi bir o tarafa bir bu tarafa sektirmek
bounce something back and forth f. bir şeyi arada sektirmek
bounce something back and forth f. bir fikri ele almak
back (someone or something) up f. (birini/bir şeyi) geriye hareket ettirmek, sürmek, itmek
back (someone or something) up f. (birine/bir şeye) destek vermek/olmak
back (someone or something) up f. (birini/bir şeyi) desteklemek
back (someone or something) up f. (birine/bir şeye) arka çıkmak
back (someone or something) up f. (birine/bir şeye) yardımcı olmak
back something up f. bir şeyi/arabayı geri geri sürmek
back something up f. bir şeyi/arabayı geriye sürmek
back something up f. yolu tıkayıp akışı yavaşlatmak
back something up f. yolu tıkayıp yığılmaya neden olmak
back something up f. bir şeye arka çıkmak
back something up f. bir şeye destek vermek/olmak
back something up f. bir şeyi desteklemek
back up (to something) f. (söylenen bir şeye) geri dönmek
back up (to something) f. (bir şeye) geri sarmak
back (someone or something) up to (something) f. (bir şeye) yaslanmak
back (someone or something) up to (something) f. (bir şeye) dayanmak
back (someone or something) up to (something) f. arkası (bir şeyle) bitişik olmak
back (someone or something) up to (something) f. arkası (bir şeye) bakmak
back (someone or something) up to (something) f. arka tarafta (bir şeye) sınırı olmak
back (someone or something) up to (something) f. (birini/bir şeyi bir şeye) itmek
back (someone or something) up to (something) f. (birini/bir şeyi bir şeye) doğru hareket ettirmek
back (someone or something) up to (something) f. (birini/bir şeyi bir şeye) doğru geri sürmek
back someone or something up to someone or something f. birini/bir şeyi birine/bir şeye itmek
back someone or something up to someone or something f. birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru hareket ettirmek
back someone or something up to someone or something f. birini/bir şeyi geri birine/bir şeye doğru sürmek
and back someone or something up f. birini/bir şeyi birine/bir şeye itmek
and back someone or something up f. birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru hareket ettirmek
and back someone or something up f. birini/bir şeyi geri birine/bir şeye doğru sürmek
back (someone) for (something) f. (birini bir şeyde) desteklemek
back (someone) for (something) f. (birine bir şey için) destek olmak/vermek
back down (something) f. (bir şeyden) geri inmek
back down (something) f. (bir şeyden) aşağı inmek
back down (something) f. (bir şeyden) aşağı doğru geri geri gitmek/inmek
back someone or something off (from something) f. birini/bir şeyi (bir şeyden) uzaklaştırmak
back someone or something off (from something) f. birini/bir şeyi (bir şeyden) uzağa sürmek, itmek, hareket ettirmek
back someone or something onto someone or something f. birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru itmek
back someone or something onto someone or something f. birini/bir şeyi geri birine/bir şeye doğru sürmek
back someone or something onto someone or something f. birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru geri geri sürmek/hareket ettirmek
back onto someone or something f. geri geri bir şeyin üstünden geçmek
back onto someone or something f. geri geri giderken bir şeyi ezmek
back onto (something) f. geri geri bir şeyin üstüne itmek, hareket ettirmek, sürmek
back onto (something) f. geri geri (bir şeyi) ezmek
back onto (something) f. geri geri giderken bir şeyin üstüne çıkmak
back out (of something) f. (bir şeyden) geri geri çıkmak
back out (of something) f. (bir şeyden) geri çıkmak
back out (of something) f. (bir şeyden) geri geri çıkarmak
back out (of something) f. (bir şeyden) geri çıkarmak
back someone or something out (from something) f. birini/bir şeyi (bir şeyden) geri geri çıkarmak
back someone or something out (from something) f. birini/bir şeyi (bir şeyden) geri çıkarmak
back out from (something) f. (bir şeyden) çekilmek
back out from (something) f. (bir şeyden) geri çekilmek
back out from (something) f. (bir şeyden) caymak
back out from (something) f. (bir şeyden) vazgeçmek
back out from (something) f. (bir şeyden) geri geri çıkmak
back out from (something) f. (bir şeyden) geri çıkmak
back out from (something) f. (bir şeyden) geri geri çıkarmak
back out from (something) f. (bir şeyden) geri çıkarmak
beat someone or something back f. birini/bir şeyi geri püskürtmek
beat someone or something back f. birini/bir şeyi geldiği yere geri göndermek/sürmek
bend someone or something back f. birini/bir şeyi geriye eğmek
bend someone or something back f. birini/bir şeyi geriye kıvırmak
bend someone or something back f. birini/bir şeyi geriye bükmek
break (one's) back to (do something) f. (bir şeyi yapmak) için göbeği çatlamak
break (one's) back to (do something) f. (bir şeyi yapmak) için büyük çaba sarf etmek
break (one's) back to (do something) f. (bir şeyi yapmak) için kendini paralamak
break (one's) back to (do something) f. (bir şeyi yapmak) için canını dişine takmak
break (one's) back to (do something) f. (bir şeyi yapmak) için eşek gibi çalışmak
break (one's) back to (do something) f. (bir şeyi yapmak) için kıçını yırtmak
bring (someone or something) back to life f. (birini/bir şeyi) hayata döndürmek
bring (something) back to life f. (bir şeye) hayat vermek
bring (something) back to life f. (bir şeyi) canlandırmak
bring (something) back to life f. (bir şeyi) kendine getirmek
bring (something) back to life f. (bir şeyi) diriltmek
bring someone or something back f. birini/bir şeyi geri getirmek
bring someone or something back f. birini/bir şeyi geri getirip bırakmak
bring someone or something back f. birini/bir şeyi hayata döndürmek
bring something back (to someone) f. (birine) bir şeyi hatırlatmak
bring something back (to someone) f. (birine) bir şeyi anımsatmak
call someone or something back f. birini/bir şeyi geri çağırmak
call something (back) in f. bir şeyi geri toplamak
call something (back) in f. bir şeyi piyasadan toplamak
call something (back) in f. bir şeyin iade edilmesini istemek
call something (back) in f. bir şeyi piyasadan çekmek
come back (to someone or something) f. (birine/bir şeye) geri dönmek
come back (to someone or something) f. (birine/bir şeye) geri dönmek
drive someone or something back f. birini/bir şeyi göndermek
drive someone or something back f. birini/bir şeyi geri püskürtmek
drive someone or something back f. birini/bir şeyi kovmak
drive someone or something back f. birini/bir şeyi defetmek
reflect (back) upon someone or something f. birini/bir şeyi hatırlamak
reflect (back) upon someone or something f. (geçmişteki) birini/bir şeyi düşünmek
reflect (back) on someone or something f. birini/bir şeyi hatırlamak
reflect (back) on someone or something f. (geçmişteki) birini/bir şeyi düşünmek
fall back onto someone or something f. (geriye doğru) birinin/bir şeyin üstüne düşmek
fall back onto someone or something f. yedek olarak ayrılan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
fall back onto someone or something f. rezervleri kullanmaya başlamak
fall back onto someone or something f. yedekte tutulan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
fall back onto someone or something f. ihtiyat olarak saklanan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
fall back onto someone or something f. birikimden harcamak/yemeye başlamak
fall back on someone or something f. (geriye doğru) birinin/bir şeyin üstüne düşmek
fall back on someone or something f. yedek olarak ayrılan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
fall back on someone or something f. rezervleri kullanmaya başlamak
fall back on someone or something f. yedekte tutulan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
fall back on someone or something f. ihtiyat olarak saklanan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
fall back on someone or something f. birikimden harcamak/yemeye başlamak
fall back on (someone or something) f. (yedekte tutulan birine/bir şeye) güvenmek
fall back on (someone or something) f. (ihtiyat olarak saklanan birine/bir şeye) güvenmek
fall back on (someone or something) f. (yedekte tutulan birine/bir şeye) bel bağlamak
fall back upon (someone or something) f. (yedekte tutulan birine/bir şeye) güvenmek
fall back upon (someone or something) f. (ihtiyat olarak saklanan birine/bir şeye) güvenmek
fall back upon (someone or something) f. (yedekte tutulan birine/bir şeye) bel bağlamak
feed something back to someone f. bir şeyi birine geri vermek
feed something back to someone f. bir şeyi birine geri teslim etmek
fight (one's) way back to (something or some place) f. (bir şeye/yere) itiş kakış geri dönmeye çalışmak
fight (one's) way back to (something or some place) f. (bir şeye/yere kalabalığı) yararak geri dönmeye çalışmak
fight (one's) way back to (something or some place) f. (bir duruma/konuma) geri dönmeye çalışmak
fight back (at someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı kendini savunmak
fight back (at someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı koymak
fight back (at someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı direnmek
fight back at (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı koymak
fight back at (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı kendini savunmak
fight back at (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı direnmek
fire (something) back (at someone or something) f. (birine/bir şeye) ateşle karşılık vermek
fire (something) back (at someone or something) f. (birine/bir şeye) tekrar ateş açmak
fire (something) back (at someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı ateş açmak
fire (something) back (at someone or something) f. ateşe ateşle karşılık vermek
fire something back (to someone or something) f. (birine/bir şeye) bir şeyi geri yollamak
fire something back (to someone or something) f. (birine/bir şeye) bir şeyi geri göndermek
fire something back (to someone or something) f. (birine/bir şeye) bir şeyi geri postalamak
fire back at (someone or something) f. (birine/bir şeye) hemen karşılık vermek
fire back at (someone or something) f. (birine/bir şeye) hemen karşı ateş açmak
fire back to (someone or something) f. (birine/bir şeye) hemen karşılık vermek
fire back to (someone or something) f. (birine/bir şeye) hemen karşı ateş açmak
flash back (to someone or something) f. (geçmişten birine/bir şeye) dönmek/gitmek
flash back (to someone or something) f. (geçmişten birini/bir şeyi) hatırlamak/anımsamak
fling someone or something back f. birini/bir şeyi geriye doğru atmak
fling someone or something back f. birini/bir şeyi geriye doğru fırlatmak
fling someone or something back f. birini/bir şeyi geri atmak
fling someone or something back f. birini/bir şeyi geri fırlatmak
fold something back f. bir şeyi geriye doğru katlamak
fold something back f. bir şeyi geriye doğru kıvırmak
get back to something f. bir şeye geri dönmek
get back to something f. bir şeye kaldığı yerden devam etmek
get back to (doing) (something) f. (bir şey yapmaya) geri dönmek
get back to (doing) (something) f. (bir şey yapmaya) kaldığı yerden devam etmek
give someone or something back (to someone or something) f. birini/bir şeyi (birine/bir şeye) geri vermek
give someone or something back (to someone or something) f. birini/bir şeyi (birine/bir şeye) iade etmek
glance back at (someone or something) f. arkasındaki (birine/bir şeye) bir göz atmak
glance back at (someone or something) f. arkasındaki (birini/bir şeyi) hızlıca kolaçan etmek
glance back at (someone or something) f. dönüp (birine/bir şeye) bakmak
glance back at (someone or something) f. hızlıca dönüp arkasındaki (birine/bir şeye) bakmak
glance back at (someone or something) f. bakışlarını (birine/bir şeye) çevirmek
glance back at (someone or something) f. bakışlarını (birine/bir şeye) yöneltmek
go back on (something) f. (bir şeyden) dönmek
go back on (something) f. (verdiği bir sözden) dönmek
go back on (something) f. (bir şeyden) caymak
go back to someone or something f. birine/bir şeye geri dönmek
hearken back to (something) f. (önceki konuya) geri dönmek
help someone back (to something) f. birinin (bir yere) dönmesine yardım etmek
help someone back (to something) f. birine (bir yere) dönüş yolunda yardım etmek
hit back (at someone or something) f. (birine/bir şeye şiddetle, olumsuz şekilde) karşılık vermek
hit back (at someone or something) f. (birinin/bir şeyin) saldırısına karşılık vermek
hit back (at someone or something) f. (birine/bir şeye) karşılık olarak saldırmak/vurmak
hold back (on something) f. (bir şeyden) ayırmak
hold back (on something) f. (bir şeyden) saklamak
hold back (on something) f. (bir şeyden) az almak/vermek
hurry back to (someone or something) f. (birine/bir şeye) hemen/çabucak dönmek
hurry back to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin yanına/bir yere) hızlıca dönmek
lean back on (someone or something) f. sırtını (birine/bir şeye) yaslamak
lean back on (someone or something) f. (birine/bir şeye) yaslanmak
lean back on (someone or something) f. (birine/bir şeye) yaslamak/dayandırmak
lash back (at someone or something) f. yatıp vatanı için yaptığını düşünmek
lash back (at someone or something) f. evlenip çocuk sahibi olmayı kadının görevi olarak görmek
lash back (at someone or something) f. istemediği bir cinsel ilişkiye güzel şeyler hayal ederek katlanmak
put (one's) back into (something) f. (bir şeye) omuz vermek
put (one's) back into (something) f. (bir şeyi) sırtlanmak
put (one's) back into (something) f. (bir şeye) yüklenmek
put (one's) back into (something) f. (bir şey) için çabalamak
put (one's) back into (something) f. (bir şey) için elinden geleni yapmak
put (one's) back into (something) f. (bir şey) için kıçını yırtmak
put (one's) back into (something) f. (bir şey) için canını dişine takmak
put (one's) back to (something) f. (bir şeye) omuz vermek
put (one's) back to (something) f. (bir şeyi) sırtlanmak
put (one's) back to (something) f. (bir şeye) yüklenmek
put (one's) back to (something) f. (bir şey) için çabalamak
put (one's) back to (something) f. (bir şey) için elinden geleni yapmak
put (one's) back to (something) f. (bir şey) için kıçını yırtmak
put (one's) back to (something) f. (bir şey) için canını dişine takmak
rein back on (something) f. (bir şeyi) kontrol altına almak
rein back on (something) f. (bir şeyi) dizginlemek
rein back on (something) f. (bir şeye) kısıtlama getirmek
rein back on (something) f. (bir şeyi) kısıtlamak/sınırlamak
see (one) back (to something or some place) f. (birine bir şeye/bir yere) dönerken eşlik etmek
see (one) back (to something or some place) f. (birine bir şeye/bir yere) dönerken refakat etmek
see (one) back (to something or some place) f. (birini bir şeye/bir yere) geri bırakmak
see the back of (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) kurtulmak
see the back of (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) paçayı kurtarmak
see the back of (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) yırtmak
see the back of (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) sıyrılmak
send (someone) back (to some place) for (something) f. (birini bir şey) için (bir yere) geri göndermek
send (something) back (to some place) for (something) f. (bir şeyi) bir şeyden dolayı (bir yere) geri göndermek
set (someone or something) back f. (birini/bir şeyi) geride tutmak
set (someone or something) back f. (birini/bir şeyi) belli bir mesafede tutmak/konumlandırmak
set (someone or something) back f. (birini/bir şeyi) geriye/uzağa koymak
set (someone or something) back f. (birini/bir şeyi) geriye/uzağa yerleştirmek
set (someone or something) back from (someone or something else) f. (birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) geriye/uzağa koymak
set (someone or something) back from (someone or something else) f. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) gerisine/uzağına oymak
set (someone or something) back from (someone or something else) f. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) gerisine/uzağına yerleştirmek
set (someone or something) back from (someone or something else) f. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) gerisinde/uzağında konumlandırmak
stand (in) back of (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) arkasında durmak/konumlanmak
stand (in) back of (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) arkasında durmak/olmak
stand (in) back of (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) destekçisi olmak
stay back (from someone or something) f. (birinden/bir şeyden) geri durmak
stay back (from someone or something) f. (birine/bir şeye) yaklaşmamak
stay back (from someone or something) f. (birinden/bir şeyden) uzak durmak
stay back (from someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) mesafeyi korumak
throw something back f. bir şey yemek/içmek
throw something back f. bir şeyi mideye indirmek
throw something back f. bir şey gömmek (yemek)
walk back on (something) f. (bir şeyden) geri çekilmek
walk back on (something) f. (bir şeyden) geri adım atmak
want (someone or something) back f. (birini/bir şeyi) geri istemek
write back to (someone or something) f. (birine/bir şeye) cevap yazmak
write back to (someone or something) f. (birine/bir şeye) cevaben bir mektup, e-posta yazmak
Colloquial
be glad to see the back of (something) f. (bir şeyin) bitmesine memnun olmak
be glad to see the back of (something) f. (bir şeyin) bitmesine sevinmek
be glad to see the back of (something) f. (bir şeyin) bitmesinden mutluluk duymak
be glad to see the back of (something) f. (bir şeyden) kurtulduğuna sevinmek
be glad to see the back of someone or something [uk] f. birinin/bir şeyin gitmesine memnun olmak
be glad to see the back of someone or something [uk] f. birinin/bir şeyin gitmesine sevinmek
be glad to see the back of someone or something [uk] f. birinin/bir şeyin gitmesinden mutluluk duymak
be glad to see the back of someone or something [uk] f. birinden/bir şeyden kurtulduğuna sevinmek
back at (something or some place) s. geri (bir şeyde/yerde)
back at (something or some place) s. geri (bir şeye/yere) dönmüş
back at (something or some place) s. çıktığı/ayrıldığı yerde
back at (something or some place) s. işe, okula geri dönmüş
back at (something or some place) s. işe, okula tekrar başlamış
(someone or something) called, they want their (something) back! expr. kulağa (birinin/bir şeyin) bir özelliği gibi geliyor
(someone or something) called, they want their (something) back! expr. hoş geldin (biri/bir şey)
(someone or something) called, they want their (something) back! expr. (birinden/bir şeyden) fırlamış gibi
(someone or something) called, they want their (something) back! expr. (birinin/bir şeyin) bir özelliğinden/anlayışından farksız
Idioms
back of something i. bir şeyin gerisi
back of something i. bir şeyin tersi
back of something i. bir şeyin arkası
fire something back at someone f. açılan ateşe cevap/karşılık vermek
gulp something back f. ağlamamak için (kendini) zor tutmak
keep something in the back of someone's mind f. aklının bir köşesinde bulundurmak
have something in the back of someone's mind f. aklının bir köşesinde bulundurmak
have something at the back of someone's mind f. aklının bir köşesinde bulundurmak
keep something at the back of someone's mind f. aklının bir köşesinde bulundurmak
put something in the back of someone's mind f. aklının bir köşesine yazmak
put something at the back of someone's mind f. aklının bir köşesine yazmak
keep something in the back of someone's mind f. aklının köşesinde bulundurmak
keep something at the back of someone's mind f. aklının köşesinde bulundurmak
have something in the back of someone's mind f. aklının köşesinde bulundurmak
have something at the back of someone's mind f. aklının köşesinde bulundurmak
put something at the back of someone's mind f. aklının köşesine yerleştirmek
put something in the back of someone's mind f. aklının köşesine yerleştirmek
fire something back at someone f. ateşe ateşle karşılık vermek
know (something/someone) like the back of one's hand f. avucunun içi gibi bilmek
write something on the back of a postage stamp f. bir konu hakkında çok az bilgisi olmak
do something behind someone's back f. birisinin arkasından iş çevirmek
fall back on something f. başarısız olduktan sonra farklı bir koz kullanmak
echo back to something f. bir şeyleri çağrıştırmak/hatırlatmak
toss something back and forth f. birbirine atıp tutmak
put something on back burner f. bir şeyi rafa kaldırmak
put something in the back of one's mind f. bir şeyi aklının bir köşesine yazmak
gulp something back f. bir duyguyu zorlukla bastırmak/zapt etmek
gulp something back f. bir şeyden ne kadar kötü etkilendiğini gizlemeye/saklamaya/göstermemeye çalışmak
break the back of something f. bir şeyin belini kırmak
do something behind one's back f. birisinin arkasından iş çevirmek
fit something on the back of a postage stamp f. bir konu hakkında çok az bilgisi olmak
claw one's way back from something f. çok uğraşarak tekrar eski iyi durumuna dönmek
gulp something back f. dişini sıkmak
throw something back in somebody's face f. elinin tersiyle itmek
fire something back to someone f. geri postalamak
echo back to something f. geçmişteki bir şeyi anımsatmak/çağrıştırmak/hatırlatmak
harken back to something f. geçmişi anımsatmak
fire something back to someone f. geri yollamak
bounce something back and forth f. fikir tokuşturmak
put something on the back burner f. geri plana atmak
do something with one arm tied behind one's back f. hiç zorlanmadan yapmak
harken back to something f. eskiyi anımsamak
sit back and let something happen f. geride durmak
fire something back to someone f. geri göndermek
harken back to something f. geçmişe götürmek