black - Türkçe İngilizce Sözlük

black

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"black" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 98 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
black s. siyahi
Thousands, mostly black agricultural labourers, are also robbed of their jobs and driven from their houses.
Çoğunluğu siyahi tarım işçisi olan binlerce kişi de işlerinden oldu ve evlerinden sürüldü.

More Sentences
black s. kara
Every week a 25 litre drum was taken away and the chef was given GBP 5, part of the black economy.
Her hafta 25 litrelik bir bidon alınıyor ve şefe kara ekonominin bir parçası olan 5 Sterlin veriliyor.

More Sentences
black s. siyah
Thousands of black farmers have lost their jobs and their homes and the farms are unworkable.
Binlerce siyah çiftçi işlerini ve evlerini kaybetti ve çiftlikler çalışamaz durumda.

More Sentences
General
black i. siyah giysi
I often wear black clothes.
Sıklıkla siyah giysiler giyerim.

More Sentences
black i. siyah kalem
I want a blue pen, a red one and a black one.
Bir mavi, bir kırmızı, bir de siyah kalem istiyorum.

More Sentences
black f. siyaha boyamak
Tom has dyed his hair black for years.
Tom yıllardır saçını siyaha boyadı.

More Sentences
black s. koyu
A lot of people drink coffee black with sugar.
Bir sürü insan şekerli koyu kahve içer.

More Sentences
black s. sade (kahve)
He drinks his coffee black every time.
O, her zaman kahvesini sade içer.

More Sentences
black s. karanlık
Unfortunately, recent employment statistics for the European Union paint a very black picture.
Ne yazık ki Avrupa Birliği'nin son istihdam istatistikleri çok karanlık bir tablo çiziyor.

More Sentences
black s. zenci
Tom is black.
Tom zenci.

More Sentences
black s. kötü
Why does he look black?
O, niçin kötü görünüyor?

More Sentences
black s. morarmış
I have a black eye.
Gözüm morardı.

More Sentences
black s. siyahlar içinde
I saw a woman in black.
Siyahlar içinde bir kadın gördüm.

More Sentences
black s. (grup) siyah giyimli
The girl in the red dress ignored the man dressed in black and called a friend on her cellphone.
Kırmızı elbiseli kız siyah giyimli adamı görmezden geldi ve cep telefonundan bir arkadaşını aradı.

More Sentences
black i. siyah boya
black i. is
black i. (satranç, dama) siyah taş
black i. (satranç, dama) siyah taşlarla oynayan oyuncu
black i. (bilardo) siyah top
black i. (rulet ve benzeri kumar oyunlarında) oyuncuların eşit para bahsi yapabilecekleri renk
black i. (eskiden ingiltere'de) yüzünü siyaha boyayarak avlanan kaçak avcı
black i. siyah giyinen bir grubun üyesi
black i. rahipler partisi üyesi
black i. faşist kimse
black f. siyahlatmak
black f. karartmak
black f. morartmak
black f. kararmak
black s. uğursuz
black s. kirli
black s. kasvetli
black s. kızgın
black s. sütsüz (kahve)
black s. pis
black s. dargın
black s. yağız (at)
black s. karalayıcı
black s. (kayak pisti) siyah
black s. iç karartıcı
black s. hicivli
black s. öfkeli
black s. somurtkan
black s. onursuz
black s. (istihbarat operasyonlarında) ana kaynaktan farklı bir yerden çıkan
black s. çok gizli
black s. talihsiz
black s. felaket
black s. vahim
black s. feci
black s. felaket getiren
black s. yasadışı
black s. etik olmayan
black s. şeytani
black s. etrafı siyah nesnelerle kaplı
black s. siyah nesnelerle karartılmış
black s. esmer
black s. (politika) rahiplerle ilgili
black s. ışıksız
black s. loş
black s. siyah bir nesnenin sembolik kullanımıyla onursuzluk ifade eden
black s. aşırı
black s. son derece
black s. harita veya tabloda istenmeyen bir durumu belirtmek için siyahla işaretli
black s. köklü
black s. onaylamış
black s. yerleşmiş
black s. mutlak
black s. ışığı tamamen absorbe eden
black s. karanlık ve renksiz
black s. gayrimeşru
black s. rezil
black s. kasten zararlı
black s. affedilemez
black zf. tamamen
black s. faşist
Colloquial
black i. siyah frenk üzümü şurubu
Trade/Economic
black i. kar etme
Politics
black s. (propaganda) kara
black s. kara propaganda ile nitelenen
black s. kara propagandayla bağlantılı
Technical
black s. siyah bir oksit katmanıyla kaplı
black s. galvanize olmayan
black s. (çelik) haddehane veya demirhaneden geldiği şekilde
black s. (çelik) işlenmemiş
Printing
black i. kalın yazı tipi
Zoology
black i. siyah renkli hayvan ırkı
black i. simsiyah at
black i. simsiyah hayvan
Social Sciences
black s. siyahi haklarını savunan
History
black i. (italya'da) neri fraksiyonundan olan kimse
Geography
black i. alabama eyaletinde şehir
black i. teksas eyaletinde şehir
black i. abd'de bir nehir
black i. çin'de bir nehir
Military
black i. sinsi
Sport
black i. hedef tahtasında siyah halka
Baseball
black i. ana kalenin dar ve siyah kenarı
Slang
black i. bifetamin kapsülü

"black" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
black sheep i. yüz karası
There's a black sheep in every flock.
Her toplulukta bir yüz karası vardır.

More Sentences
jet black s. simsiyah
She had jet black hair.
Onun simsiyah saçı vardı.

More Sentences
General
black and white i. siyah beyaz resim
Tom has a lot of black and white pictures of his grandparents.
Tom'un büyükanne ve büyükbabasının bir sürü siyah beyaz resmi var.

More Sentences
black market i. karaborsa
The black market in hard currency was reborn.
Döviz karaborsası yeniden doğdu.

More Sentences
black sheep i. kara koyun
There's a black sheep in every flock.
Her sürünün içinde bir kara koyun vardır.

More Sentences
black eye i. siyah göz
I have black eyes.
Siyah gözlerim var.

More Sentences
black spot i. kara nokta
The black spots on European roads are also black spots for this group of most vulnerable users.
Avrupa yollarındaki kara noktalar aynı zamanda bu en hassas kullanıcı grubu için de kara noktalardır.

More Sentences
the black sea i. karadeniz
We have heard on the news that a Russian commercial airliner has crashed into the Black Sea.
Haberlerde bir Rus ticari uçağının Karadeniz'e düştüğünü duyduk.

More Sentences
black cat i. kara kedi
A black cat is eating a white mouse.
Kara kedi beyaz bir fare yiyor.

More Sentences
black belt i. judo siyah kuşak
Tom has a black belt in judo.
Tom'un judoda siyah kuşağı var.

More Sentences
black tie i. kravat
I plan to wear a black tie.
Siyah kravat takmayı planlıyorum.

More Sentences
black eye i. morarmış göz
Tom said nothing about Mary's black eye.
Tom, Mary'nin morarmış gözü hakkında hiçbir şey demedi.

More Sentences
black death i. veba
Miraculously, during the fourteenth century, Prague was spared from the Black Death.
Prag mucize eseri olarak on dördüncü yüzyılda vebadan kurtuldu.

More Sentences
black list i. kara liste
This being so, the report's recommendation that there should be no black lists or new databases is pure hypocrisy.
Hal böyleyken, raporun kara liste ya da yeni veri tabanları olmaması yönündeki tavsiyesi tam bir ikiyüzlülüktür.

More Sentences
black hole i. kara delik
Therefore the fusion budget is a financial black hole in pursuit of an ever-receding holy grail of fusion energy.
Bu nedenle füzyon bütçesi, füzyon enerjisinin sürekli uzaklaşan kutsal kasesi peşinde koşan finansal bir kara deliktir.

More Sentences
black pepper i. karabiber
Tom thought Mary knew where to buy black pepper.
Tom, Mary'nin karabiberin nereden alınacağını bildiğini düşündü.

More Sentences
black magic i. kara büyü
I heard you're a black magic witch doctor.
Senin kara büyü büyücüsü olduğunu duydum.

More Sentences
black coffee i. koyu kahve
He always drinks black coffee.
O her zaman koyu kahve içer.

More Sentences
black cat i. siyah kedi
The black cat is eating the white mouse.
Siyah kedi beyaz fareyi yiyor.

More Sentences
black hair i. siyah saç
Tom and I both have black hair.
Tom ve benim ikimizin de siyah saçı var.

More Sentences
black t-shirt i. siyah tişört
All the students were wearing black T-shirts.
Bütün öğrenciler siyah tişört giyiyordu.

More Sentences
black smoke i. siyah duman
Black smoke was pouring out the windows.
Pencerelerden siyah duman geliyordu.

More Sentences
black spot i. kör nokta
The black spots on European roads are also black spots for this group of most vulnerable users.
Avrupa karayolları üzerindeki kör noktalar, en savunmasız kullanıcılardan oluşan bu grup için de kör noktalardır.

More Sentences
black friday i. kara cuma
Tom bought a plasma TV on Black Friday.
Tom Kara Cuma'da bir plazma TV satın aldı.

More Sentences
black dog i. siyah köpek
That black dog is looking at that white cat.
Şu siyah köpek şu beyaz kediye bakıyor.

More Sentences
black hat i. siyah şapka
Tom often wears a black hat.
Tom sık sık siyah şapka takar.

More Sentences
black out f. karartmak
Today, some websites are blacked out to protest against SOPA and PIPA.
Bugün bazı web siteleri SOPA ve PIPA'yı protesto etmek için karartılmıştır.

More Sentences
turn black f. kararmak
If your tongue turns black, you should probably see a doctor.
Eğer diliniz kararırsa, muhtemelen bir doktora görünmelisiniz.

More Sentences
black out f. bayılmak
I nearly blacked out.
Ben neredeyse bayılıyordum.

More Sentences
pitch-black s. zifiri karanlık
The darkness around us was pitch-black.
Etrafımız zifiri karanlıktı.

More Sentences
(someone) with black hair s. siyah saçlı
There was a beautiful woman with black hair in the park.
Parkta siyah saçlı güzel bir kadın vardı.

More Sentences
black and blue s. çürük
Two high school boys beat Tom black and blue.
İki lise öğrecisi, Tom'u dövüp çürükler içerisinde bıraktılar.

More Sentences
Common Usage
black cabbage i. kara lahana
black person i. siyahi
General
black sea coast  i. karadeniz kıyısı 
black bear i. kara ayı
asiatic black bear i. asya siyah ayısı
black tie i. siyah papyon kravat
black lamp i. is siyahı
black book i. kara kitap
black racer i. karayılan
interest in black i. cari faiz
black goby i. karakayabalığı
black kite i. kara çaylak
black eye i. kara leke
coal black i. kömür karası
lamp black i. karbon karası
black lemur i. akumba
black mass i. şeytana tapınma ayini
black cock i. siyah keklik
black grouse i. orman tavuğu
black spot i. siyah nokta
black stork i. siyah leylek
carbon black i. lamba isi
black swan i. kara kuğu
black grouse i. kayıntavuğu
black thorn i. kara çalı
black body i. kara gövde
black money i. kara para
black peat i. kara turba
welsh black i. gal sığırı
black magic i. kötü bir amaç için yapılan büyü
black bogy i. karakoncolos
black english in literature i. edebiyatta siyah ingilizcesi
little black ant i. küçük siyah karınca
black game i. kayıntavuğu
black mark i. alınkarası
black and blue spot i. morartı
white winged black tern i. ak kanatlı deniz kırlangıcı
black book i. kara listedekilerin kayıtlı olduğu defter
black economy i. kayıtdışılık
black plague i. kara veba
black cherry juice i. vişne suyu
american black bear i. amerikan siyah ayısı
black pea i. karaburçak
black sesame i. çörek otu
carbon black i. karbon siyahı
black diamond i. karaelmas
eastern black sea i. doğu karadeniz
black oak i. kara meşe
the black art i. büyü
carbon black i. is
mountain black snake i. kara yılan
black spot i. siyahlık
black power i. siyah gücü
black cherry i. vişne
black letter i. gotik matbaa harfi
black rhinoceros i. afrika gergedanı
black tern i. kara sumru
black and white i. yazı
black belt i. kara kuşak
black lead i. grafit
caucasian black grouse i. huş tavuğu
black eagle i. karakuş
black redstart i. kara kızılkuyruk
black stork i. kara leylek
black strap molasses i. son melas
black destiny i. kara yazgı
black sea i. karadeniz
black widow i. karadul
black stork i. karaleylek
the black art i. büyücülük
black diamond i. siyah elmas
jet black i. kara kehribar gibi parlak siyah
black sea region i. karadeniz bölgesi
black frost i. ayaz
black mulberry i. karadut
black art i. büyü
black widow i. zehirli örümcek
black bread i. çavdar ekmeği
black birch i. kara huş
black pea i. küşne
black donkey i. karakaçan
black news i. kara haber
black woodpecker i. kara ağaçkakan
black cumin i. çörek otu
black muslims i. siyah müslümanlar
black leopard i. siyah pars
black marketeer i. karaborsacı
a black eye i. morarmış göz
black powder i. karabarut
black humour i. kara mizah
black flag i. korsan bayrağı
black bile i. melankoli
black tie i. smokin
black walnut i. karaceviz
black frost i. kuru soğuk
black pine i. karaçam
black birch i. kara kayın
black race i. siyah ırk
black nationalism i. siyah milliyetçiliği
soot black i. is karası
black earth i. çernozyom
black pearl i. siyah inci
black amber i. karakehribar
black willow i. karasöğüt
black letter type i. gotik harfler
black english i. siyah ingilizcesi
black holes i. kara delikler
black literature i. siyah edebiyatı
black theater i. siyah tiyatrosu
black sausage i. bir tür domuz sosisi
black out i. hafıza kaybı
black english i. zenci ingilizcesi
black woman i. siyah kadın
black race i. zenci ırk
black mark i. kara leke
black race i. kara ırk
black-winged stilt i. uzunbacak
black-and-blue mark i. morluk
black-marketeering i. karaborsacılık
black-headed bunting i. karabaşlı kirazkuşu
black-shouldered kite i. ak çaylak
black-out i. geçici hafıza kaybı
black-headed bunting i. kara başlı çinte
black-necked grebe i. kara boyunlu batağan
black-eyed pea i. börülce
black-out i. bilinç kaybı
black-and-white photography i. siyah-beyaz fotoğrafçılık
black-headed gull i. karabaş martı
black-eared wheatear i. kara kulaklı kuyrukkakan
coal-black i. kapkara
ivory-black i. siyah
ivory-black i. kara
lesser black-backed gull i. kara sırtlı martı
pitch-black i. kapkara
white-winged black tern i. ak kanatlı sumru
white-crowned black wheatear i. ak tepeli kuyrukkakan
ivory black i. fildişi siyahı
lamp black i. is
lamp black i. lamba isi
paris black i. paris siyahı
prussiate aniline black i. prusiat siyahı
black fingernail i. kirli tırnak
black fingernail i. pis tırnak
black fingernail i. kirlenmiş tırnak
black person i. zenci
black market ticket i. karaborsa bilet
ultimate black belt i. son siyah kuşak
black church i. afrika kökenli amerikalı siyahların kilisesi
black lead i. siyah kalem ucu
coal black i. kapkara
black eyes i. siyah gözler
black jacket i. siyah ceket
black bug i. kara böcek
black rose i. siyah gül
black girl i. siyahi kız
black pen i. siyah tükenmez kalem
strong black coffee i. okkalı kahve
black budget i. gizli bütçe
black woman i. siyahi kadın
short straight black hair i. kısa düz siyah saç
black painting i. kara tablolar
a young black man i. genç bir siyah adam
black cumin oil i. çörek otu yağı
black swan i. siyah kuğu
black word i. zenci kelimesi
black word i. zencilerin kullandığı kelime/sözcük
poor black people i. fakir siyah insanlar
black out i. güç kesintisi
black out i. elektrik arızası
black out i. bilinç kaybı
black out i. elektrik kesilmesi
black out i. karanlıkta bırakma/bırakılma
black and blue i. morartı
black-and-blue i. morartı
black out i. ışıkların sönmesi/söndürülmesi
an accident black spot i. çok kaza olan yer
black ice i. gizli buzlanma
black cattle i. siyah sığır
black chocolate i. siyah çikolata
black saturday i. kara cumartesi
black-jack i. korsan bayrağı
black-jack i. deriden büyük bira kabı
black beer i. dark bira
black comedy i. kara mizah
men in black i. siyah giyen adamlar
black sunglasses i. koyu güneş gözlüğü
black sunglasses i. siyah güneş gözlüğü
black sweater i. siyah kazak
black box i. nükleer silah/füze kumanda çantası
black church i. zenci kilisesi
black henna tattoo i. siyah kına dövmesi
black knight i. kara şövalye
black gram i. siyah mercimek
intense black i. doygun siyah
black spiderman i. siyah örümcek adam
black grape i. kara üzüm
black butterfly i. siyah kelebek
black gold i. petrol
black eagle i. siyah kartal
black seed i. çörekotu
black match i. siyah fitil
black friday i. abd'de şükran günü'nden sonraki ilk cuma günü kutlanan gün boyunca tüketicilerin hemen hemen tüm ürünleri son derece indirimli fiyatlarla aldıkları gün
black sorcerer i. siyah büyücü
black tai i. tay dillerinin bir kolu
black tai i. tai dillerinin bir kolu
black velvet i. siyah kadife
non-black i. siyahi olmayan kimse
non-black i. zenci olmayan kimse
black cab i. siyah taksi
black cab i. (özellikle ingiltere'de yaygın olan) siyah taksi
black divider i. siyah bölücü
black man i. siyahi adam
black sea dishes i. karadeniz yemekleri
black tree fern i. yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı
black [uk] i. siyah havai fişek
black african i. siyahi afrikalı
black american i. afroamerikan
black bag i. doktor çantası
black bag i. doktor ilaçları
black beast i. sevilmeyen kimse
black beast i. uzak durulan kimse
black book i. içinde potansiyel romantik partnerlerin telefon numaralarının olduğu fihrist
black books i. kara büyü kitabı
black bottom i. 1920'li yıllarda abd'de ortaya çıkan bir dans
black dog [obsolete] i. gümüş veya kalaydan yapılmış madeni para
black eye i. engelleyici talihsiz olay
black eye i. sinir bozucu şey
black eye i. ciddi yenilgi
black eye i. sekte
black eye i. başarısızlık
black friday i. bir halk faciasının yaşandığı cuma günü
black hand i. italya'da şantaj ve şiddet uygulayan gizli bir suç örgütü
black look i. kaşlarını çatma
black magician i. kara büyücü
black man [dialect] [obsolete] i. kötü ruh
black man [dialect] [obsolete] i. şeytan
black man [dialect] [obsolete] i. öcü
black monday i. tatilden sonraki ilk okul günü olan pazartesi
black monday [obsolete] i. bazı ülkelerde tatil olan, paskalya sonrası ilk pazartesi günü
black nationalist i. beyazlardan ayrılıp özerk siyahi topluluklarının kurulmasını savunan bir siyahi militan grubu üyesi
black snake i. ağır bir tür kırbaç
black spot i. tehlikeli bölge
black spot i. zorlu alan
black stump [new zealand] i. uzak yol
black swan i. imkansız gibi görülmesine rağmen meydana gelen bir olay
black tie i. (erkekler için) yarı resmi kıyafet kuralı
black tracker [australia] i. polis için çalışan aborjin izci
black treacle [uk] i. melas
black witch i. kara büyücü
black-hander i. sırbistan'da bir terör örgütü üyesi
black-hander i. zorba
glossy black hair i. parlak siyah saç
black pink i. siyah pembe
penny black i. ilk yapışkanlı posta pulu
black cover i. siyah kapak
black door i. siyah kapı
black friday i. efsane cuma
black spot i. karartı
spanish black i. kağıdın yakılması ile elde edilen siyah pigment
be in the black f. borcu kalmamak
give somebody a black eye f. gözünü morartmak
go on the black market f. karaborsaya düşmek
black out f. gözü kararmak
be in the black f. alacaklı olmak
give one a black eye f. bir gözünü patlatmak
black out f. kısa bir süre için şuurunu kaybetmek
be black in the face f. çok kızmak
be in the black f. borçlu olmamak
beat someone black and blue f. birini dövüp çürükler içinde bırakmak
make black f. siyahlaştırmak
go black in the face f. çok kızmak
beat somebody black and blue f. öldüresiye dövmek
black somebody's eye f. morartmak
beat somebody black and blue f. kıyasıya dövmek
black out f. karartma yapmak
give someone a black look f. birine kızgın bir şekilde bakmak
be on the black market f. kara borsaya düşmek
be available on the black market f. kara borsaya düşmek
sell on the black market f. kara borsada satmak
be sold on the black market f. kara borsada satılmak
someone's world turn black f. dünyası kararmak
get black and blue f. mosmor olmak
give somebody a black eye f. birinin gözünü morartmak
black-anneal f. kara tavlamak
make black-and-blue f. morartmak
turn black-and-blue f. mosmor olmak
emit black smoke f. siyah duman yaymak
emit black smoke f. siyah duman atmak
emit black smoke f. siyah duman çıkartmak
black out f. ışıklar gitmek
black out f. elektrikler kesilmek
black out f. ışıklar kesilmek
have a black belt f. siyah kuşağı olmak
dye the tip black f. ucunu siyaha boyamak
black out f. elektrik kesilmek
black out f. elektrik gitmek
black out f. bilincini kaybetmek
black out f. elektrikleri kesmek
black out f. bilgiyi gizlemek
black out f. sahnedeki ışıkları kapatmak
black out f. geçici olarak hafızasını kaybetmek
black out f. geçici olarak bilincini kaybetmek
black out f. okunamaması için yazının bir bölümünü karalamak
black out f. bilgi saklamak
black out f. elektrik kesintisine neden olmak
get a black eye f. gözü morartılmak
get a black eye f. gözü morarmak
give someone a black eye f. birinin gözünü morartmak
black out f. sansürlemek
paint the black f. siyaha boyamak
black [uk] f. işçi sendikası eylemi kapsamında boykot etmek
black (up) f. siyahi rolü için yüzünü siyaha boyamak
black (down) f. (gemi armasını) ziftle veya siyah yağ ile kaplamak
black-bottom f. black bottom dansı yapmak
black lead f. siyah kurşunla boyamak
black lead f. siyah kurşunla ovmak
black up f. siyah makyaj yapmak
black-flag f. (araba yarışlarında) siyah bayrak göstermek
black and blue all over s. mosmor
black as soot s. simsiyah
as black as coal s. kirli
inky black s. siyah mürekkepli
as black as s. kadar siyah
as black as coal s. kömür gibi
as black as pitch s. zift gibi
as black as soot s. kirli
black as ebony s. abanoz gibi
black backed s. siyah sırtlı
coal black s. simsiyah
as black as pitch s. simsiyah
black and white s. aklı karalı
black as soot s. kapkara
black as soot s. kömür gibi
coal-black s. kömür gibi
jet-black s. simsiyah
jet-black s. kapkara
pitch-black s. zifiri
black hearted s. fena
black hearted s. kötücül
black hearted s. kötü
black hearted s. ahlaksız
black hearted s. kötü huylu
black hearted s. kötü kalpli
jet-black s. kuzguni kara
black-haired s. koyu saçlı
dressed in black tights s. siyah tayt giymiş
black haired s. siyah saçlı
black-and-blue s. mosmor
black-and-blue s. siyah-mavi
black-and-blue s. çürümüş
black-and-blue s. morarmış
black and blue s. siyah-mavi
black-and-blue s. çürük
black coated s. siyahlar giymiş
black eyed s. siyah gözlü
with black eyes s. siyah gözlü
non-black s. siyahi olmayanlarla ilgili
jet black s. kapkara
black-and-tan s. hem beyaz hem siyahilerin uğrak yeri olan
black-and-white s. yazılı
black-and-white s. basılı
black-and-white s. beyaz zemin üstünde siyah yazılı
black-and-white s. iyi ve kötü olarak birbirinden net çizgilerle ayrılmış
black-and-white s. net bir şekilde belirlenmiş
black-tie s. erkeklerin yarı resmi giymesini gerektiren
black-a-vised [uk] s. esmer
black-a-viced s. esmer
black-barred s. siyah şeritli
black-browed s. kasvetli
black-browed s. tehdit edici
black-browed s. yasaklayıcı
black-coated [uk] s. beyaz yakalı
black-coated s. siyah kaplı
black-eyed s. kara gözlü
black-faced s. karanlık bir yönü olan
black-faced s. karanlık yüzlü
black-gray s. koyu gri
black-grey s. koyu gri
black-letter s. siyah harflerle yazılmış
black-letter s. siyah harflerle basılmış
black-letter s. eski kitapları inceleyen
black-letter s. eski moda
black-letter s. takvimde kırmızıyla işaretlenmemiş günlere ait
black-letter s. takvimde kırmızıyla işaretlenmemiş günlerle ilgili
black-marked s. siyah işaretli
black-mouthed s. ağzı pis
black-mouthed s. iftiracı
black-on-black s. yalnızca siyahilerle ilgili
black-on-black s. iki siyahinin karşı karşıya gelmesini içeren
blue black s. siyahımsı mavi renkte
blue-black s. çok koyu renkte
blue-black s. maviye çalan siyah renkte
brown-black s. kahverengiye çalan siyah renkte
brownish-black s. kahverengiye çalan siyah renkte
inky-black s. mürekkep karası
inky-black s. siyah mürekkep renginde olan
soot-black s. kara
soot-black s. siyah
soot-black s. is rengi
sooty-black s. kara
sooty-black s. siyah
sooty-black s. is rengi
in black and white zf. yazılı olarak
on the black list zf. kara listede
off the coast of black sea zf. karadeniz açıkları
black [uk] zf. son derece
black [uk] zf. aşırı derecede
in black and white zf. sadece grinin tonlarını kullanarak
bw (black and white) kısalt. siyah ve beyaz
Phrasals
black something out f. karanlığa gömmek
circle something in (red/black) f. (siyah/kırmızı ile) yuvarlak içine almak
black something out f. yayını engellemek
black out f. hava saldırısında düşman uçaklarından saklanmak için tüm ışıkları söndürmek
black out f. bir programın yayınını belirli bir bölgede kesmek
black out f. yok etmek
black out f. baskılamak
black out f. bozmak
black out f. yayımlanmasına engel olmak
black out f. dağıtılmasına engel olmak
black out f. yok etmek
black out f. söndürmek
black up f. siyahi makyajı yapmak
black up f. makyajla siyahi kılığına girmek
black out f. bozulmak
Phrases
blm (black lives matter) expr. siyahların yaşamı değerlidir
the pot calling the kettle black expr. dinime dahleden müslüman olsa
a day as black as coal expr. kapkara bir gün
Proverb
the pot calls the kettle black tencere dibin kara seninki benden kara
the pot calling the kettle black tencere dibin kara seninki benden kara
the pot calling the kettle black dinime küfreden müslüman olsa
devil is not so black as he is painted kimse söylendiği kadar kötü değildir
there is a black sheep in every flock her sürünün içinde bir kara koyun vardır
there is a black sheep in every flock her ailede/grupta diğerlerinden farklı biri vardır
Colloquial
black and white i. polis
black and white i. siyah beyaz polis arabası
black and white i. siyah beyaz devriye arabası
black russian i. siyah rus
black russian i. kahve likörü ve votkadan yapılan alkollü bir içecek
black triangle i. siyah üçgen
black triangle i. üçgen biçiminde ufo
black box i. karakutu
black shirt i. faşist
black maria i. hapishane minibüsü
black art i. kara büyü
a black day i. kara gün
black ball i. karşı oy
black ball i. kırmızı oy
black maria i. polisin suçluları taşıdığı araç
black ball i. red oyu
black female cop i. siyah kadın polis
standard black i. standart siyah
black neighborhood i. zenci mahallesi
black bag job i. bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme
black–bag job i. bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme
black bag operation i. bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme
black–bag operation i. bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme
black-and-tan i. hem beyaz hem siyahilerin gittiği gece kulübü
black belt i. siyahilerin yoğun yaşadığı bölge
black hat i. bilgisayar korsanı
black hat i. sanal alem suçlusu
black hole of calcutta [uk] i. sıkış tıkış yer
black wash i. iftira
black wash i. kara leke
in the black f. borçlu olmamak
in the black f. cebi sağlam olmak
in the black f. cukkası olmak
black out f. gözleri kararmak
give somebody a black look f. kötü bir bakış atmak