İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | drill i. | tatbikat | ||
A rifle drill will take place today in the yard. Bugün avluda bir tüfek tatbikatı yapılacaktır. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | drill i. | matkap | ||
We need an electric drill to install that. Bunun kurulumunu yapmak için elektrikli matkap lazım. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | drill i. | talim | ||
This is not a drill. Bu bir talim değildir. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | drill f. | delmek | ||
We are drilling the roof. Çatıyı deliyoruz. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | drill i. | alıştırma | ||
This is not a drill. Bu bir alıştırma değil. More Sentences |
||||
Genel | drill i. | matkap | ||
Is this a drill? Bu bir matkap mı? More Sentences |
||||
Genel | drill i. | tohum ekme makinesi | ||
They planted melon seeds with a drill. Tohum ekme makinesi kullanarak kavun tohumları ektiler. More Sentences |
||||
Genel | drill i. | tekrar alıştırması | ||
The beginning-level English students met for a grammar drill. Başlangıç seviyesindeki İngilizce öğrencileri dilbilgisi tekrar alıştırması için bir araya geldiler. More Sentences |
||||
Genel | drill i. | pamuklu tok kumaş | ||
She made a safari jacket from green cotton drill. Yeşil renkte pamuklu tok kumaştan bir safari ceketi dikti. More Sentences |
||||
Genel | drill i. | ekilen bir dizi tohum | ||
We planted six drills of parsley and four drills of sage. Altı sıra maydanoz ve dört sıra adaçayı tohumu ektik. More Sentences |
||||
Genel | drill f. | matkapla delmek | ||
I drilled through the metal plate by accident. Yanlışlıkla metal plakayı matkapla deldim. More Sentences |
||||
Genel | drill f. | sondaj yapmak | ||
His company is drilling for oil. Şirketi petrol sondajı yapıyor. More Sentences |
||||
Genel | drill f. | delmek | ||
Have you ever drilled this wall? Bu duvarı hiç deldiniz mi? More Sentences |
||||
Genel | drill f. | tekrar yapmak | ||
After weeks of being drilled in vocabulary, we moved on to grammar. Haftalarca kelime bilgisi tekrarı yaptıktan sonra dilbilgisine geçtik. More Sentences |
||||
Genel | drill f. | makineyle tohum ekmek | ||
He's been drilling pumpkin seeds all morning. Sabahtan beri makineyle kabak çekirdeği tohumları ekiyor. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | drill i. | matkap | ||
I am making noise with this drill. Bu matkapla gürültü yapıyorum. More Sentences |
||||
Teknik | drill f. | sondaj yapmak | ||
His company is drilling for oil. Şirketi petrol için sondaj yapıyor. More Sentences |
||||
Automotive | ||||
Otomotiv | drill i. | matkap | ||
The loud drill gave her husband a headache. Yüksek sesli matkap kocasının başını ağrıttı. More Sentences |
||||
Military | ||||
Askeri | drill f. | talim yaptırmak | ||
Recruits are being drilled on the square. Acemi erlere meydanda talim yaptırıyorlar. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | drill i. | delgi | ||
General | ||||
Genel | drill i. | diril | ||
Genel | drill i. | eker | ||
Genel | drill i. | tarh | ||
Genel | drill i. | burgu | ||
Genel | drill i. | tohum yatağı | ||
Genel | drill i. | delme | ||
Genel | drill i. | sondaj aleti | ||
Genel | drill i. | kaba pamuklu kumaş | ||
Genel | drill i. | sondajla açma | ||
Genel | drill i. | egzersiz | ||
Genel | drill i. | (iş, spor, eğitim) tekrarlanan talimatlar ve sıkıca denetlenen eğitimler | ||
Genel | drill i. | bir şeyi verimli gerçekleştirmeye yarayan prosedür | ||
Genel | drill i. | rutin | ||
Genel | drill i. | tohum sırası | ||
Genel | drill f. | alıştırma yapmak | ||
Genel | drill f. | makine ile tohum ekmek | ||
Genel | drill f. | alıştırma yaptırmak | ||
Genel | drill f. | açmak | ||
Genel | drill f. | kuyu açmak | ||
Genel | drill f. | delik açmak | ||
Genel | drill f. | çalıştırmak | ||
Genel | drill f. | tohum ekmek | ||
Genel | drill f. | delmek (matkapla) | ||
Genel | drill f. | burgulamak | ||
Genel | drill f. | sondalamak | ||
Genel | drill f. | bir dizi metalik ses çıkarmak | ||
Genel | drill f. | fikri sık sık yineleyerek ezberletmek | ||
Genel | drill f. | bir şeyi daha detaylı araştırmak | ||
Genel | drill f. | enine boyuna incelemek | ||
Genel | drill f. | tohum eker kullanmak | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | drill f. | (topa) düz bir hatta hızla vurmak | ||
Technical | ||||
Teknik | drill i. | delgi | ||
Teknik | drill i. | delik | ||
Teknik | drill i. | kaba pamuklu bez | ||
Teknik | drill i. | matkap ucu | ||
Teknik | drill i. | sondaj | ||
Teknik | drill i. | sondajla açma | ||
Teknik | drill i. | sondaj aleti | ||
Teknik | drill f. | matkap ile delik açmak | ||
Teknik | drill f. | (araba) patinaj yapmak | ||
Teknik | drill f. | (araba) kaymak | ||
Teknik | drill f. | (araba) yana kaymak | ||
Textile | ||||
Tekstil | drill i. | delme makinesi | ||
Tekstil | drill i. | diril | ||
Tekstil | drill f. | burgulamak | ||
Tekstil | drill f. | delik açmak | ||
Tekstil | drill f. | matkapla delmek | ||
Tekstil | drill f. | sondalamak | ||
Railway | ||||
Demiryolu | drill f. | aynı ray üzerindeki bir vagonu makas değiştirerek diğerlerinin arasından çıkarmak | ||
Medical | ||||
Medikal | drill i. | cerrahi matkap | ||
Dentistry | ||||
Diş Hekimliği | drill i. | anguldurva | ||
Diş Hekimliği | drill i. | delici | ||
Diş Hekimliği | drill i. | frez | ||
Marine Biology | ||||
Deniz Biyolojisi | drill i. | istiridye kabuklarını delerek yumuşak yerlerini yiyen bir deniz salyangozu | ||
Deniz Biyolojisi | drill i. | abd'nin atlantik kıyısına özgü bir deniz salyangozu | ||
Deniz Biyolojisi | drill i. | muricidae familyasından olan çeşitli yumuşakçalara verilen ad | ||
Zoology | ||||
Zooloji | drill i. | batı afrika'ya özgü bir babun | ||
Agriculture | ||||
Tarım | drill i. | ekim makinesi | ||
Tarım | drill i. | eker | ||
Tarım | drill i. | mibzer | ||
Tarım | drill i. | tohum yatağı | ||
Tarım | drill i. | tahıl ekim makinası | ||
Tarım | drill f. | deliklere (tohum) ekmek | ||
Tarım | drill f. | açılan deliklere fidan dikmek | ||
Education | ||||
Eğitim | drill f. | sıkı alıştırmalarla öğretmek | ||
Eğitim | drill f. | sıkı çalıştırarak belletmek | ||
Linguistics | ||||
Dilbilim | drill i. | alıştırma | ||
Military | ||||
Askeri | drill i. | eğitim | ||
Askeri | drill i. | talim | ||
Askeri | drill f. | talim yapmak | ||
Sport | ||||
Spor | drill i. | dril | ||
Spor | drill i. | oyun varyasyonu | ||
Spor | drill i. | oyun çeşiti | ||
Music | ||||
Müzik | drill i. | tiz ve tekrarlanan vuruşlar | ||
Müzik | drill i. | tekrarlayan vurmalı tonlar | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | drill i. | çay | ||
Eski Kullanım | drill i. | dere | ||
Eski Kullanım | drill f. | matkap gibi dönmek | ||
Eski Kullanım | drill f. | matkap gibi döndürmek | ||
Slang | ||||
Argo | drill f. | kurşunlarla delmek | ||
Argo | drill f. | (biriyle) sevişmek | ||
Argo | drill f. | içine girmek |