Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
press
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"press"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 153 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
press
i.
basın
2
Yaygın Kullanım
press
i.
baskı
3
Yaygın Kullanım
press
i.
pres
4
Yaygın Kullanım
press
f.
basmak
5
Yaygın Kullanım
press
f.
bastırmak
6
Yaygın Kullanım
press
f.
baskı yapmak
General
7
Genel
press
i.
pres ütü
8
Genel
press
i.
sıkışıklık
9
Genel
press
i.
matbaa
10
Genel
press
i.
ütü (giyside)
11
Genel
press
i.
izdiham
12
Genel
press
i.
mengene
13
Genel
press
i.
acele
14
Genel
press
i.
sıkışma
15
Genel
press
i.
yığışma
16
Genel
press
i.
sıkacak
17
Genel
press
i.
dolap (elbise/çamaşır için)
18
Genel
press
i.
kalabalık
19
Genel
press
i.
yüklük (elbise/çamaşır için)
20
Genel
press
i.
medya
21
Genel
press
i.
yayınevi
22
Genel
press
i.
baskı makinesi
23
Genel
press
i.
basın mensupları
24
Genel
press
i.
basın
25
Genel
press
i.
basın yayın
26
Genel
press
i.
yazılı basın
27
Genel
press
i.
basımevi
28
Genel
press
i.
pres
29
Genel
press
i.
ütü
30
Genel
press
i.
cendere
31
Genel
press
i.
orta çağ'da bir işkence ve infaz aleti
32
Genel
press
i.
el cenderesi
33
Genel
press
i.
el presi
34
Genel
press
i.
spor malzemelerinin kullanılmadıklarında bükülmelerini önleyen gereç
35
Genel
press
i.
halterin omuz yüksekliğine getirildikten sonra yavaşça yukarı kaldırıldığı hareket
36
Genel
press
i.
(eskrimde) saldırılacak bir boşluk yaratmak amacıyla rakibin kılıcına baskı uygulama
37
Genel
press
i.
jimnastikçinin sadece kaslarını kullanarak elinin üzerinde durması
38
Genel
press
i.
(kağıt yapımında) ıslak kağıt tomarının nemini alıp sıkıştırmak için arasından geçirildiği bir çift silindir
39
Genel
press
i.
baskı yapılan yer
40
Genel
press
i.
baskı tesisi
41
Genel
press
i.
haberlerde fikir birliği şeklinde yapılan eleştiriler
42
Genel
press
i.
haberlerde yer alma miktarı
43
Genel
press
i.
yayıncı
44
Genel
press
i.
basımcı
45
Genel
press
i.
fermente edilmemiş katıksız üzüm suyu
46
Genel
press
f.
sıkıştırarak itmek
47
Genel
press
f.
baskı yapmak
48
Genel
press
f.
zorla almak (askere)
49
Genel
press
f.
dayanmak
50
Genel
press
f.
prese etmek
51
Genel
press
f.
tazyik etmek
52
Genel
press
f.
sıkıştırmak
53
Genel
press
f.
topluca ilerlemek
54
Genel
press
f.
suyunu çıkarmak
55
Genel
press
f.
preslemek (çelik/cam/tuğla vb'ni)
56
Genel
press
f.
ezmek
57
Genel
press
f.
preslemek
58
Genel
press
f.
zorlamak
59
Genel
press
f.
sıkmak (limon)
60
Genel
press
f.
preste sıkıştırmak
61
Genel
press
f.
sıkmak
62
Genel
press
f.
çabuklaştırmak
63
Genel
press
f.
hızlandırmak
64
Genel
press
f.
ütülemek
65
Genel
press
f.
bastırmak
66
Genel
press
f.
sıkıp suyunu çıkarmak
67
Genel
press
f.
presle işkence etmek
68
Genel
press
f.
presle infaz etmek
69
Genel
press
f.
düşmanca saldırmak
70
Genel
press
f.
saldırmak
71
Genel
press
f.
hücum etmek
72
Genel
press
f.
etrafını sarmak
73
Genel
press
f.
kuşatmak
74
Genel
press
f.
taciz etmek
75
Genel
press
f.
sıkıntıya düşürmek
76
Genel
press
f.
eziyet etmek
77
Genel
press
f.
zulüm etmek
78
Genel
press
f.
fazla yüklenmek
79
Genel
press
f.
moralini bozmak
80
Genel
press
f.
sıkıp bastırarak düzleştirmek
81
Genel
press
f.
(kağıdı, kitapları) baskı makinesinde sıkıştırmak
82
Genel
press
f.
şiddetle ısrar etmek
83
Genel
press
f.
başının etini yemek
84
Genel
press
f.
yalvarmak
85
Genel
press
f.
baskı ile ittirmek
86
Genel
press
f.
(tutumu, fikri) şiddetle telkin etmek
87
Genel
press
f.
(iddiayı) ciddiyetle öne sürmek
88
Genel
press
f.
vurgulamak
89
Genel
press
f.
(eylem veya işlemi) ısrarla talep etmek
90
Genel
press
f.
(davranış biçimini) sürdürmek
91
Genel
press
f.
ilerletmek
92
Genel
press
f.
göğsüne batırmak
93
Genel
press
f.
kucaklamak
94
Genel
press
f.
(taş plağı) elektroform baskısından çoğaltmak
95
Genel
press
f.
(birine) karşı kalabalık oluşturmak
96
Genel
press
f.
etrafında toplanmak
97
Genel
press
f.
yığılmak
98
Genel
press
f.
kümelenmek
99
Genel
press
f.
bir araya gelmek
100
Genel
press
f.
kalabalığı yararak ilerlemek
101
Genel
press
f.
ileriye doğru çabalamak
102
Genel
press
f.
gayretle ilerlemek
103
Genel
press
f.
uğraşmak
104
Genel
press
f.
dakiklik gerektirmek
105
Genel
press
f.
eylem çağrısı yapmak
106
Genel
press
f.
aciliyet yaratmak
107
Genel
press
f.
yük oluşturmak
108
Genel
press
f.
ağırlık bindirmek
109
Genel
press
f.
ağırlık yapmak
110
Genel
press
f.
ütü tutmak
111
Genel
press
f.
golf topuna fazla sert vurmak
112
Genel
press
f.
sevgiyle kavramak
113
Genel
press
f.
(bir şeyi) ısrarla tutturmak
114
Genel
press
f.
zorluklara rağmen yolunda ilerlemek
115
Genel
press
f.
(düğmeye, tuşa) parmakla basmak
116
Genel
press
f.
(acil durumlarda) alışılmışın dışında kullanmak
Trade/Economic
117
Ticaret/Ekonomi
press
i.
basımevi
118
Ticaret/Ekonomi
press
i.
baskı
119
Ticaret/Ekonomi
press
f.
sıkıştırmak
Media
120
Medya
press
i.
basın yayın
121
Medya
press
i.
basımevi
122
Medya
press
i.
basın
123
Medya
press
i.
matbaa
124
Medya
press
i.
matbuat
Technical
125
Teknik
press
i.
basım
126
Teknik
press
i.
pres tezgahı
127
Teknik
press
i.
pres
128
Teknik
press
f.
bastırmak
129
Teknik
press
f.
sıkmak
130
Teknik
press
f.
ütülemek
Computer
131
Bilgisayar
press
i.
bas
Mechanic
132
Mekanik
press
i.
cendere
133
Mekanik
press
i.
presle basma
Automotive
134
Otomotiv
press
i.
kalıp
135
Otomotiv
press
i.
mengene
136
Otomotiv
press
f.
preslemek
Medical
137
Medikal
press
f.
doğururken ıkınmak
Military
138
Askeri
press
i.
zorla askere alma
139
Askeri
press
i.
zorla donanmaya alma
140
Askeri
press
f.
yetki ile almak
141
Askeri
press
f.
askeri hizmette kullanmak üzere el koymak
142
Askeri
press
f.
yardımını almak
Sport
143
Spor
press
i.
baskı
144
Spor
press
f.
(ağırlığı) bacakları oynatmadan baş üstüne kaldırmak
145
Spor
press
f.
halteri omuz yüksekliğine getirdikten sonra yavaşça yukarı kaldırmak
146
Spor
press
f.
(golfte) uzun mesafeden riskli atışlar yapmaya çalışmak
147
Spor
press
f.
(sporcu) baskı ve stres hissetmek
Basketball
148
Basketbol
press
i.
yoğun savunma
149
Basketbol
press
f.
yakın savunma yapmak
Wagering
150
Bahisçilik
press
i.
golf maçında mevcut bir bahsin iki katı olarak verilen ve bahis anında geçerli olmaya başlayan ek bahis
Printery
151
Matbaa
press
i.
matbaa makinesi
Archaic
152
Eski Kullanım
press
i.
savaşta askerlerin ezilmesi
153
Eski Kullanım
press
i.
yakın muharebe
"press"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
the tabloid press
i.
boyalı basın
2
Genel
press corps
i.
gazeteciler
3
Genel
press cloth
i.
ütü bezi
4
Genel
the press
i.
matbuat
5
Genel
partisan press
i.
yandaş medya
6
Genel
permanent press
i.
ütü istemez
7
Genel
press gallery
i.
basın locası
8
Genel
press world
i.
basın dünyası
9
Genel
speech on press
i.
basında söylev
10
Genel
general staff press release
i.
genelkurmay basın açıklaması
11
Genel
press release
i.
basın bildirisi
12
Genel
press member
i.
basın mensubu
13
Genel
police and the press
i.
polis ve basın
14
Genel
press conference
i.
basın toplantısı
15
Genel
government and press
i.
devlet ve basın
16
Genel
the press
i.
basın
17
Genel
press box
i.
basın mensuplarına ayrılan yer
18
Genel
press coverage
i.
basında ayrılan yer
19
Genel
press agent
i.
basın danışmanı
20
Genel
french press
i.
kahve demleme aparatı
21
Genel
press campaign
i.
basın kampanyası
22
Genel
press law
i.
basın hukuku
23
Genel
liberty of the press
i.
basın ve yayın özgürlüğü
24
Genel
corrector of the press
i.
düzeltmen
25
Genel
press agent
i.
basın sözcüsü
26
Genel
hat press
i.
şapka kalıbı
27
Genel
press pot
i.
kahve demleme aparatı
28
Genel
fruit press
i.
meyve sıkacağı
29
Genel
the press
i.
baskı
30
Genel
press stud
i.
çıtçıt
31
Genel
press association
i.
basın kurumu
32
Genel
press association
i.
basın birliği
33
Genel
freedom of the press
i.
basın özgürlüğü
34
Genel
freedom of press
i.
basın özgürlüğü
35
Genel
tabloid press
i.
magazin
36
Genel
world press
i.
dünya basını
37
Genel
press room
i.
basın odası
38
Genel
disasters in the press
i.
basında afetler
39
Genel
ethnic press
i.
etnik basın
40
Genel
foreign press
i.
yabancı basın
41
Genel
national press
i.
ulusal basın
42
Genel
local press
i.
yerel basın
43
Genel
national press
i.
yerli basın
44
Genel
press and public relations
i.
basın ve halkla ilişkiler
45
Genel
vanity press
i.
yazarın bütün masrafları karşılaması şartıyla kitabı yayınlayan yayınevi
46
Genel
press release
i.
basın duyurusu
47
Genel
press interest
i.
medyanın ilgisi
48
Genel
press interest
i.
basının ilgisi
49
Genel
printed press
i.
yazılı basın
50
Genel
press organ
i.
basın organı
51
Genel
digital press
i.
dijital basın
52
Genel
yellow press
i.
magazin basını
53
Genel
yellow press
i.
boyalı basın
54
Genel
international press
i.
uluslararası basın
55
Genel
freedom of press and expression
i.
basın ve ifade özgürlüğü
56
Genel
clothes press
i.
çamaşır dolabı
57
Genel
clothes press
i.
elbise dolabı
58
Genel
responsibility of press
i.
basının sorumluluğu
59
Genel
responsibility of press
i.
basının mesuliyeti
60
Genel
linen-press
i.
çamaşır dolabı
61
Genel
hot-press
i.
sıcak pres
62
Genel
non-turkish press
i.
türkçe dışı basın
63
Genel
press-up
i.
şınav
64
Genel
press-stud
i.
çıtçıt
65
Genel
press cutting
i.
kupür
66
Genel
press clipping
i.
kupür
67
Genel
press clipping
i.
gazete kupürü
68
Genel
press bulletin
i.
basın bülteni
69
Genel
press release
i.
basın bülteni
70
Genel
a full-court press
i.
büyük uğraş
71
Genel
press tour
i.
basın gezisi
72
Genel
press organs
i.
basın organları
73
Genel
press association (pa)
i.
basın birliği
74
Genel
press clippings
i.
gazete küpürleri
75
Genel
press invitation
i.
basın daveti
76
Genel
press card
i.
basın kartı
77
Genel
press credential
i.
basın kartı
78
Genel
free press
i.
özgür basın
79
Genel
press corrector
i.
musahhih
80
Genel
press office
i.
basın bürosu
81
Genel
coffee press
i.
kahve demleme aparatı
82
Genel
press kit
i.
basın kiti
83
Genel
press statement
i.
basın bülteni
84
Genel
press language
i.
basın dili
85
Genel
popular press
i.
popüler basın
86
Genel
all-court press
i.
büyük çaba
87
Genel
wine press
i.
içinde üzümün ayakla basılarak suyunun çıkarıldığı tekne
88
Genel
wine press
i.
içinde üzümün pistonla ezilerek suyunun çıkarıldığı tekne
89
Genel
garlic press
i.
sarımsak ezici
90
Genel
gauffering press
i.
yaprakları plili hale getirmek için kullanılan pres
91
Genel
press bed
i.
katlanıp dolaba kapatılabilen yatak
92
Genel
press lord
i.
güçlü gazete sahibi kimse
93
Genel
press lord
i.
medya baronu
94
Genel
press money [obsolete] [uk]
i.
kamu hizmetine girmiş bir erkeğe ödenen para
95
Genel
press work
i.
basın danışmanlığı
96
Genel
press work
i.
basın sözcülüğü
97
Genel
press someone for something
f.
ısrarla birinden bir şey istemek
98
Genel
press for
f.
sıkıştırmak
99
Genel
press for
f.
baskı yapmak
100
Genel
press for
f.
ısrarla istemek
101
Genel
press someone to
f.
birinin bir şey yapması için ısrar etmek
102
Genel
go to press
f.
gazete vb baskıya girmek
103
Genel
press someone into service
f.
birini seferber etmek
104
Genel
press somebody close
f.
sıkıştırmak
105
Genel
press a charge
f.
dava açmak
106
Genel
press one's advantage
f.
avantajından mümkün mertebe yararlanmak
107
Genel
press somebody close
f.
baskı altında tutmak
108
Genel
press down
f.
aşağı bastırmak
109
Genel
press home
f.
saldırmak
110
Genel
press into
f.
zorlamak (işe vb)
111
Genel
press someone's hand
f.
birinin elini sıkmak
112
Genel
hold a press conference
f.
basın toplantısı düzenlemek
113
Genel
press the starter
f.
marşa basmak
114
Genel
press home
f.
iddia etmek
115
Genel
press something on someone
f.
birine bir şeyi ısrarla kabul ettirmeye çalışmak
116
Genel
press money into someone's hand
f.
birinin eline para sıkıştırmak
117
Genel
press home
f.
ileri sürmek
118
Genel
press forward
f.
hızla ilerlemek
119
Genel
press someone into service
f.
birini işe koşmak
120
Genel
press someone for something
f.
bir şey için birini sıkıştırmak
121
Genel
press into thin sheets
f.
ince kağıtlara basmak
122
Genel
press on
f.
devam etmek
123
Genel
press into
f.
zorlamak
124
Genel
press in upon
f.
sınırını zorlamak
125
Genel
press against
f.
yüklenmek
126
Genel
press for
f.
için baskı yapmak
127
Genel
infiltrate the press
f.
basına sızmak
128
Genel
press someone to
f.
birine bir şey yapması için baskı yapmak
129
Genel
go to press
f.
baskıya girmek
130
Genel
press in upon
f.
sınırına dayanmak
131
Genel
press one's luck
f.
şansına fazla güvenmek
132
Genel
press something into service
f.
bir şeyi hizmete sokmak
133
Genel
press on
f.
üşüşmek
134
Genel
press one's luck
f.
şansını zorlamak
135
Genel
press something upon someone
f.
birine bir şeyi ısrarla vermeye çalışmak
136
Genel
have a broad repercussion in press
f.
basında geniş yankı bulmak
137
Genel
make a statement to the press
f.
basına açıklama yapmak
138
Genel
make a statement to the press
f.
basına demeç vermek
139
Genel
make a statement to the press
f.
basın açıklaması yapmak
140
Genel
hold a press conference
f.
basın toplantısı yapmak
141
Genel
issue a statement to the press
f.
basına açıklama yapmak
142
Genel
make a press statement
f.
basına açıklama yapmak
143
Genel
be reflected in the press
f.
basına yansımak
144
Genel
press a sensitive spot
f.
can damarına basmak
145
Genel
press hands with
f.
tokalaşmak
146
Genel
issue a press statement
f.
basın açıklaması yapmak
147
Genel
press the bell
f.
zile basmak
148
Genel
press the doorbell
f.
kapı ziline basmak
149
Genel
press the doorbell
f.
zile basmak
150
Genel
(one's shoes) press against one's feet
f.
ayakkabı ayağını vurmak
151
Genel
(one's shoes) press against one's feet
f.
ayağını sıkmak
152
Genel
press a kiss
f.
öpücük kondurmak
153
Genel
press the button
f.
butona basmak
154
Genel
press the button
f.
düğmeye basmak
155
Genel
make a press release
f.
basına açıklama yapmak
156
Genel
press-gang somebody into doing something
f.
zorlamak
157
Genel
press on
f.
presle basarak geçirmek
158
Genel
be leaked to the press
f.
basına sızdırılmak
159
Genel
leak to the press
f.
basına servis etmek
160
Genel
disclose to the press
f.
basına servis etmek
161
Genel
leak to the press
f.
basına sızdırmak
162
Genel
have press coverage
f.
medyada yer almak
163
Genel
appear on press
f.
medyada yer almak
164
Genel
have wide press coverage
f.
medyada geniş yer bulmak
165
Genel
have wide press coverage
f.
basında geniş yer bulmak
166
Genel
press upon someone
f.
birisine baskı yapmak
167
Genel
press on someone
f.
birisine baskı yapmak
168
Genel
press hands with
f.
el sıkışmak
169
Genel
press play
f.
oynat tuşuna basmak
170
Genel
(one's name) appear in the press
f.
adı basında yer almak
171
Genel
re-press
f.
yeniden basmak
172
Genel
re-press
f.
tekrar bastırmak
173
Genel
re-press
f.
yeniden preslemek
174
Genel
filter-press
f.
pres filtreden geçirmek
175
Genel
filter-press
f.
pres filtre ile işlem uygulamak
176
Genel
press-agent
f.
basın sözcülüğünü yapmak
177
Genel
press-agent
f.
basın danışmanlığını yapmak
178
Genel
press-agent
f.
tanıtım yapmak
179
Genel
press-agent
f.
reklamını yapmak
180
Genel
press-agent
f.
halka duyurmak
181
Genel
press-agent
f.
basın sözcülüğü yapmak
182
Genel
press-agent
f.
basın danışmanlığı yapmak
183
Genel
press gang
f.
(birini) özel müfreze ile orduya katılmaya zorlamak
184
Genel
press gang
f.
(birine) zorla görev yaptırmak
185
Genel
press home
f.
(avantaj) üzerine inşa etmek
186
Genel
press home
f.
ısrarla yapılmasını istemek
187
Genel
press home
f.
altından girip üstünden çıkmak
188
Genel
press home
f.
ikna etmeye çabalamak
189
Genel
press out
f.
(puro) ezerek söndürmek
190
Genel
press out
f.
(taş plak) plastikten üretmek
191
Genel
press out
f.
bir maddeden elde etmek
192
Genel
press-gang
f.
zorlamak
193
Genel
press-gang
f.
mecbur etmek
194
Genel
press-gang
f.
baskı yapmak
195
Genel
press-gang
f.
kabule zorlamak
196
Genel
off the press
s.
baskıdan çıkmış
197
Genel
closed to the press
s.
basına kapalı
198
Genel
press [obsolete]
s.
özlü
199
Genel
press [obsolete]
s.
kısa
200
Genel
press [obsolete]
s.
az ve öz
201
Genel
press [obsolete]
s.
kesin
202
Genel
press [obsolete]
s.
belirli
203
Genel
press [obsolete]
s.
doğru
204
Genel
press [obsolete]
s.
tam
205
Genel
press [obsolete]
s.
tamı tamına
206
Genel
press [obsolete]
s.
hatasız
207
Genel
press [obsolete]
s.
isabetli
208
Genel
in the press
zf.
baskıda
209
Genel
in the press
zf.
basılmakta
210
Genel
on press
zf.
baskıda
Phrasals
211
Öbek Fiiller
press something down
f.
bir şeye bastırmak
212
Öbek Fiiller
press down on
f.
basmak
213
Öbek Fiiller
press something out
f.
bir şeyden basarak/baskı uygulayarak bir şey çıkarmak
214
Öbek Fiiller
press something out of something
f.
bir şeyden basarak/baskı uygulayarak bir şey çıkarmak
215
Öbek Fiiller
press down on
f.
bastırmak
216
Öbek Fiiller
press ahead
f.
bir görevi veya işi kararlı bir şekilde sürdürmek
217
Öbek Fiiller
press ahead/on with
f.
kararlılıkla sürdürmek
218
Öbek Fiiller
press something into something
f.
(sakız vb gibi) sertçe bastırmak
219
Öbek Fiiller
press something onto something
f.
(yapışması için) bir şeyin üstüne bastırmak
220
Öbek Fiiller
press something in
f.
(sakız vb gibi) sertçe bastırmak
221
Öbek Fiiller
press down on
f.
(düğmeye vb) basmak
222
Öbek Fiiller
press something on
f.
(yapışması için) bir şeyin üstüne bastırmak
223
Öbek Fiiller
press forward
f.
birini veya bir şeyi bastırarak ilerletmek
224
Öbek Fiiller
press forward
f.
birini veya bir şeyi dayanarak ilerletmek
225
Öbek Fiiller
press forward
f.
birini veya bir şeyi ileri itmek
226
Öbek Fiiller
press forward
f.
birini veya bir şeyi öne itmek
227
Öbek Fiiller
press forward
f.
zorla ilerlemek
228
Öbek Fiiller
press forward
f.
zor da olsa ilerlemeye devam etmek
229
Öbek Fiiller
press forward
f.
zar zor ilerlemek
230
Öbek Fiiller
press forward
f.
güçlükle de olsa ilerlemek
231
Öbek Fiiller
press forward
f.
fiziksel bir engele rağmen ilerlemek
232
Öbek Fiiller
press forward
f.
ilerlemeye gayret göstermek
233
Öbek Fiiller
press forward
f.
bir gayret ilerlemeye devam etmek
234
Öbek Fiiller
press forward
f.
kendini ilerlemeye/devam etmeye zorlamak
235
Öbek Fiiller
press forward
f.
her şeye rağmen devam etmek
236
Öbek Fiiller
press forward
f.
tüm problemlere, zorluklara rağmen ileri gitmek
237
Öbek Fiiller
press forward
f.
zorluklara rağmen gelişme göstermek
238
Öbek Fiiller
press forward
f.
zor da olsa ilerlemek/devam etmek
239
Öbek Fiiller
press forward
f.
inatla devam etmek/ilerlemek
240
Öbek Fiiller
press forward
f.
üstüne gitmek
241
Öbek Fiiller
press forward
f.
yılmadan devam etmek/ilerlemek
242
Öbek Fiiller
press against (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi birine veya bir şeye) bastırmak
243
Öbek Fiiller
press against (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi birine veya bir şeye) sıkıştırmak
244
Öbek Fiiller
press something against someone or something
f.
bir şeyi birine veya bir şeye bastırmak
245
Öbek Fiiller
press something against someone or something
f.
bir şeyi birine veya bir şeye dayamak
246
Öbek Fiiller
press something against someone or something
f.
bir şeyle birini veya bir şeyi zorlamak
247
Öbek Fiiller
press something against someone or something
f.
bir şeyle birini veya bir şeyi ittirmek
248
Öbek Fiiller
press against someone or something
f.
birine/bir şeye baskı yapmak
249
Öbek Fiiller
press against someone or something
f.
birine/bir şeye yüklenmek
250
Öbek Fiiller
press against someone or something
f.
birini/bir şeyi sıkıştırmak
251
Öbek Fiiller
press against someone or something
f.
birini/bir şeyi ittirmek
252
Öbek Fiiller
press against someone or something
f.
birine/bir şeye abanmak
253
Öbek Fiiller
press on
f.
-e basmak
254
Öbek Fiiller
press on
f.
'-e bastırmak
255
Öbek Fiiller
press on
f.
-e yüklenmek
256
Öbek Fiiller
press on
f.
'-e baskı yapmak
257
Öbek Fiiller
press on
f.
'-e dayanmak
258
Öbek Fiiller
press on
f.
'-e yaslanmak
259
Öbek Fiiller
press on
f.
'-e abanmak
260
Öbek Fiiller
press on
f.
basmak
261
Öbek Fiiller
press on
f.
izini çıkarmak
262
Öbek Fiiller
press on
f.
azimle devam etmek
263
Öbek Fiiller
press on
f.
yılmadan ilerlemek
264
Öbek Fiiller
press on
f.
kendini zorlamak
265
Öbek Fiiller
press on
f.
sıkıştırmak
266
Öbek Fiiller
press on
f.
zorlamak
267
Öbek Fiiller
press on
f.
zorla/baskıyla kabul ettirmek
268
Öbek Fiiller
press on
f.
bir şeyi itmek
269
Öbek Fiiller
press on
f.
bir şeye bastırmak
270
Öbek Fiiller
press on
f.
bir şeye basmak
271
Öbek Fiiller
press on
f.
-e bastırmak
272
Öbek Fiiller
press on
f.
'-e abanmak
273
Öbek Fiiller
press on
f.
'-e yüklenmek
274
Öbek Fiiller
press on
f.
azimle devam etmek
275
Öbek Fiiller
press on
f.
yılmadan ilerlemek
276
Öbek Fiiller
press on
f.
kendini zorlamak
277
Öbek Fiiller
press together
f.
birbirine bastırmak
278
Öbek Fiiller
press together
f.
birbirine basmak
279
Öbek Fiiller
press together
f.
birbirine/bir araya sıkıştırmak
280
Öbek Fiiller
press something together
f.
bir şeyi baskı uygulayarak bir araya getirmek
281
Öbek Fiiller
press something together
f.
birbirine kenetlemek
282
Öbek Fiiller
press something together
f.
bir araya getirmek
283
Öbek Fiiller
press in
f.
bir yerin/çatlağın içine bastırmak
284
Öbek Fiiller
press in
f.
bir boşluğun içine bastırmak/ittirmek
285
Öbek Fiiller
press in
f.
bir çatlağa/boşluğa sıvamak
286
Öbek Fiiller
press in
f.
-e basmak
287
Öbek Fiiller
press in
f.
-i ittirmek
288
Öbek Fiiller
press in
f.
içine ittirmek
289
Öbek Fiiller
press onward
f.
kararlılıkla devam etmek
290
Öbek Fiiller
press onward
f.
zorluklara göğüs gererek ilerlemek
291
Öbek Fiiller
press onward
f.
zor da olsa ilerlemeye devam etmek
292
Öbek Fiiller
press onward
f.
güçlükle de olsa ilerlemeye devam etmek
293
Öbek Fiiller
press onward
f.
gayretle ilerlemeye devam etmek
294
Öbek Fiiller
press onward
f.
her şeye rağmen devam etmek/ettirmek
295
Öbek Fiiller
press onward
f.
inatla ilerlemek
296
Öbek Fiiller
press onward
f.
üstüne gitmek
297
Öbek Fiiller
press onward
f.
kararlılıkla üstüne gitmek
298
Öbek Fiiller
press onward
f.
yılmadan devam etmek/ilerlemek
299
Öbek Fiiller
press (something) (up)on (one)
f.
(birine bir şeyi) ısrarla/zorla vermeye çalışmak
300
Öbek Fiiller
press (something) onto (something else)
f.
(bir şeyi başka bir şeyin) üstüne bastırmak
301
Öbek Fiiller
press (something) out of (something else)
f.
(bir şeyi bir şeyden) bastırarak/baskı uygulayarak/sıkarak çıkarmak
302
Öbek Fiiller
press down on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) ittirmek
303
Öbek Fiiller
press down on (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) dayanmak
304
Öbek Fiiller
press down on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak
305
Öbek Fiiller
press down on (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) basmak
306
Öbek Fiiller
press down on (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) bastırmak
307
Öbek Fiiller
press onto
f.
-in üstüne bastırmak
308
Öbek Fiiller
press out of
f.
-den basarak/baskı uygulayarak çıkarmak
309
Öbek Fiiller
press out of
f.
-den sıkarak çıkarmak
Phrases
310
İfadeler
in press
expr.
basılmakta
311
İfadeler
in press
expr.
baskıda
312
İfadeler
ladies and gentlemen of the press
expr.
değerli bay ve bayan basın üyeleri
313
İfadeler
any press is good press
expr.
reklamın/tanıtımın iyisi kötüsü olmaz
314
İfadeler
any press is good press
expr.
reklamın/tanıtımın kötüsü olmaz
Colloquial
315
Konuşma Dili
press someone's buttons
f.
damarına basmak
316
Konuşma Dili
get a lot of press lately
f.
son zamanlarda basında sıkça yer almak
317
Konuşma Dili
hot off the press
s.
taze (haberler)
318
Konuşma Dili
hot off the press
s.
yeni (haberler)
319
Konuşma Dili
hot off the press
s.
yeni yayınlanmış
Idioms
320
Deyim
a bad press
i.
kötü eleştiri
321
Deyim
bad press
i.
kötü eleştiri
322
Deyim
a good press
i.
iyi haber
323
Deyim
good press
i.
iyi haber
324
Deyim
a bad press
i.
kötü haber
325
Deyim
bad press
i.
kötü haber
326
Deyim
a good press
i.
iyi eleştiri
327
Deyim
good press
i.
iyi eleştiri
328
Deyim
a good press
i.
övgü dolu haber
329
Deyim
good press
i.
övgü dolu haber
330
Deyim
a good press
i.
olumlu reklam
331
Deyim
good press
i.
olumlu reklam
332
Deyim
a full-court press
i.
büyük bir gayret
333
Deyim
a full-court press
i.
büyük çaba
334
Deyim
a full-court press
i.
büyük bir çaba
335
Deyim
a full-court press
i.
büyük gayret
336
Deyim
dead-tree press
i.
ölü ağaç basını
337
Deyim
dead-tree press
i.
kağıt baskı olarak çıkan gazeteler
338
Deyim
dead-tree press
i.
genel olarak gazetecilik
339
Deyim
full-court press
i.
büyük gayret
340
Deyim
full-court press
i.
büyük çaba
341
Deyim
press home (one's) advantage
f.
birinin avantajlarından sonuna kadar yararlanmak/faydalanmak
342
Deyim
press home (one's) advantage
f.
birinin avantajlarından sonuna kadar menfaat sağlamak
343
Deyim
press home your advantage
f.
gücünü kullanmak
344
Deyim
press home your advantage
f.
üstünlüğünü kullanmak
345
Deyim
press charges against someone
f.
aleyhinde dava açmak
346
Deyim
press someone to the wall
f.
birini köşeye sıkıştırmak
347
Deyim
go to press with something
f.
bir şeyi baskıya/basına vermek
348
Deyim
press the right button
f.
doğru adımları atmak
349
Deyim
press the right buttons
f.
doğru olanı yapmak
350
Deyim
press the right button
f.
doğru olanı yapmak
351
Deyim
press the right buttons
f.
doğru adımı atmak
352
Deyim
press the right button
f.
doğru adımı atmak
353
Deyim
press the right button
f.
gerekli şeyleri yapmak
354
Deyim
press the right button
f.
gerekli adımı atmak
355
Deyim
press the panic button
f.
eteği tutuşmak
356
Deyim
press the panic button
f.
etekleri tutuşmak
357
Deyim
press charges against someone
f.
hakkında şikayetçi olmak
358
Deyim
get a bad press
f.
medya tarafından eleştirilmek
359
Deyim
press the panic button
f.
paçası tutuşmak
360
Deyim
press one's luck
f.
şansını zorlamak
361
Deyim
press the panic button
f.
paniğe kapılmak
362
Deyim
press the issue
f.
(bir sorunun) üstüne gitmek
363
Deyim
be in press
f.
(kitap vb) baskıda olmak
364
Deyim
go to press
f.
(gazete/kitap vb) baskıya girmek
365
Deyim
press the issue
f.
(bir sorunu çözmede) ısrarcı olmak
366
Deyim
get/have a good press
f.
medya tarafından beğenilmek
367
Deyim
get/have a good press
f.
medyada iyi yer almak
368
Deyim
get/have a good press
f.
medyada hakkında iyi bahsedilmek
369
Deyim
get/have a bad press
f.
medyada kötü yer almak
370
Deyim
get/have a bad press
f.
medyada hakkında kötü bahsedilmek
371
Deyim
get (a) good press
f.
medyada iyi yer almak
372
Deyim
get (a) good press
f.
medyada hakkında iyi bahsedilmek
373
Deyim
get (a) good press
f.
medyada iyi haberlerle yer almak
374
Deyim
have (a) bad press
f.
medyada kötü yer almak
375
Deyim
have (a) bad press
f.
medyada hakkında kötü bahsedilmek
376
Deyim
have (a) bad press
f.
medyada kötülenmek
377
Deyim
have (a) bad press
f.
medyada kötü eleştirilmek
378
Deyim
have (a) good press
f.
medyada iyi/olumlu yer almak
379
Deyim
have (a) good press
f.
medyada hakkında iyi bahsedilmek
380
Deyim
have (a) good press
f.
medya tarafından beğenilmek
381
Deyim
have (a) good press
f.
medyada iyi eleştirilmek
382
Deyim
press (someone's) buttons
f.
(birinin) bamteline basmak
383
Deyim
press (someone's) buttons
f.
(birini) kızdırmak
384
Deyim
press (someone's) buttons
f.
(birini) sinirlendirmek
385
Deyim
press (someone's) buttons
f.
(birini) cinsel olarak uyarmak
386
Deyim
press (someone's) buttons
f.
(birini) azdırmak
387
Deyim
be hot off the press
f.
yeni basılmış olmak
388
Deyim
be hot off the press
f.
matbaadan yeni çıkmış olmak
389
Deyim
be hot off the press
f.
yeni bir dedikodu olmak
390
Deyim
be hot off the press
f.
taze haber olmak
391
Deyim
be hot off the press
f.
taze dedikodu olmak
392
Deyim
be hot off the press
f.
son dedikodu olmak
393
Deyim
go to press with
f.
-i baskıya/basına vermek
394
Deyim
press (all) the right buttons
f.
doğru adımı atmak
395
Deyim
press (all) the right buttons
f.
doğru olanı yapmak
396
Deyim
press (all) the right buttons
f.
doğru yerlere dokunmak
397
Deyim
press (all) the right buttons
f.
doğru hamleler yapmak
398
Deyim
press (one) to the wall
f.
(birini) köşeye sıkıştırmak
399
Deyim
press (someone or something) into service
f.
(birini/bir şeyi) işe koşmak
400
Deyim
press (someone or something) into service
f.
(birini/bir şeyi) hizmete sokmak
401
Deyim
press (someone or something) into service
f.
(birini/bir şeyi) seferber etmek
402
Deyim
press (someone or something) into service
f.
(birini/bir şeyi) bir işte görevlendirmek
403
Deyim
press (someone or something) into service
f.
(birini/bir şeyi) bir şeyi yapmaya zorlamak/mecbur etmek
404
Deyim
press charges
f.
suçlamada bulunmak
405
Deyim
press charges
f.
davacı olmak
406
Deyim
press charges
f.
şikayetçi olmak
407
Deyim
press charges
f.
dava açmak
408
Deyim
press into service
f.
işe koşmak
409
Deyim
press into service
f.
hizmete sokmak
410
Deyim
press into service
f.
seferber etmek
411
Deyim
press into service
f.
bir işte görevlendirmek
412
Deyim
press into service
f.
bir şeyi yapmaya zorlamak/mecbur etmek
413
Deyim
press something home
f.
bir şey iddia etmek
414
Deyim
press something home
f.
ısrarla bir şeyin üzerinde durmak
415
Deyim
press something home
f.
ısrarla bir şey ileri sürmek
416
Deyim
hot off the press
expr.
henüz basılmış
417
Deyim
hot off the press
expr.
matbaadan yeni çıkmış
418
Deyim
hot off the press
expr.
yeni basılmış/çıkmış kitap/yayın
Speaking
419
Konuşma
dear press members
expr.
değerli basın mensupları
420
Konuşma
distinguished members of the press
expr.
değerli basın mensupları
421
Konuşma
for english press nine
expr.
ingilizce için 9'a basınız
422
Konuşma
for english press 9
expr.
ingilizce için 9'a basınız
423
Konuşma
for english press nine
expr.
ingilizce için 9'a basın
424
Konuşma
for english press 9
expr.
ingilizce için 9'u tuşlayın
425
Konuşma
for english press 9
expr.
ingilizce için 9'a basın
426
Konuşma
for english press nine
expr.
ingilizce için 9'u tuşlayın
427
Konuşma
don't press your luck
expr.
şansını fazla zorlama
Trade/Economic
428
Ticaret/Ekonomi
press release
i.
basın bülteni
429
Ticaret/Ekonomi
press meeting
i.
basın toplantısı
430
Ticaret/Ekonomi
press conference
i.
basın toplantısı
431
Ticaret/Ekonomi
press counsellor
i.
basın müşaviri
432
Ticaret/Ekonomi
press&public relations specialist
i.
basın ve halkla ilişkiler uzmanı
433
Ticaret/Ekonomi
noted press
i.
banknot basımı
434
Ticaret/Ekonomi
press agent
i.
basın danışmanı
435
Ticaret/Ekonomi
financial press
i.
ekonomi basını
436
Ticaret/Ekonomi
financial press
i.
iş ve ticaret basını
437
Ticaret/Ekonomi
business press
i.
mesleki yayın
438
Ticaret/Ekonomi
joint press meeting
i.
ortak basın toplantısı
439
Ticaret/Ekonomi
press launch of the project
i.
projenin basın lansmanı
440
Ticaret/Ekonomi
business press
i.
ticaret yayın organı
441
Ticaret/Ekonomi
business press
i.
ticari faaliyetlerle ilgili yayın
442
Ticaret/Ekonomi
financial press
i.
ticaret basını
443
Ticaret/Ekonomi
business press
i.
ticari yayın organı
Law
444
Hukuk
laws governing the press
i.
basın hukuku
445
Hukuk
freedom of the press
i.
basın hürriyeti
446
Hukuk
liberty of press
i.
basın özgürlüğü
447
Hukuk
press law
i.
basın kanunu
448
Hukuk
press code
i.
basın ahlak yasası
449
Hukuk
freedom of press
i.
basın hürriyeti
450
Hukuk
laws governing the press
i.
matbuat hukuku
451
Hukuk
crime and the press
i.
suç ve basın
452
Hukuk
press charges against someone
f.
birinden davacı olmak
453
Hukuk
press charges against
f.
şikayetçi olmak
Politics
454
Siyasal
online press accreditation
i.
basın akreditasyon/ online basın akreditasyonu
455
Siyasal
press conference
i.
basın konferansı
456
Siyasal
press secretary
i.
basın sözcüsü
457
Siyasal
press adviser
i.
basın müşaviri
458
Siyasal
press release
i.
basın açıklaması
459
Siyasal
press conference
i.
basın toplantısı
460
Siyasal
press schedule
i.
basın takvimi
461
Siyasal
press release
i.
basın bülteni
462
Siyasal
press briefing
i.
basın açıklaması
463
Siyasal
press statement
i.
basın açıklaması
464
Siyasal
government and the press
i.
hükümet ve basın
465
Siyasal
armistice press
i.
mütareke basını
466
Siyasal
joint press conference
i.
ortak basın toplantısı
467
Siyasal
joint press statement
i.
ortak basın açıklaması
468
Siyasal
joint press declaration
i.
ortak basın açıklaması
Institutes
469
Kurum/Kuruluş
directorate general of press and information
i.
basın yayın ve enformasyon genel müdürlüğü
470
Kurum/Kuruluş
prime ministry directorate general of press and information
i.
basın-yayın enformasyon genel müdürlüğü
471
Kurum/Kuruluş
general directorate of press and information
i.
basın ve enformasyon genel müdürlüğü
472
Kurum/Kuruluş
office of press counsellor
i.
basın müşavirliği
473
Kurum/Kuruluş
directorate general of press and information (dgp)
i.
basın-yayın ve enformasyon genel müdürlüğü
474
Kurum/Kuruluş
office of press and public relations
i.
basın ve halkla ilişkiler müşavirliği
475
Kurum/Kuruluş
bureau of press and public relations
i.
basın ve halkla ilişkiler bürosu
476
Kurum/Kuruluş
press and public relations unit
i.
basın ve halkla ilişkiler birimi
477
Kurum/Kuruluş
office of press and public relations counsellor
i.
basın ve halkla ilişkiler müşavirliği
478
Kurum/Kuruluş
office of the press and public relations counsellor
i.
basın ve halkla ilişkiler müşavirliği
479
Kurum/Kuruluş
coordination office of press, public relations and promotion
i.
basın, halkla ilişkiler ve tanıtım koordinatörlüğü
480
Kurum/Kuruluş
office of senior press counsellor of the presidency
i.
cumhurbaşkanlığı basın başdanışmanlığı
481
Kurum/Kuruluş
united press international
i.
uluslararası basın birliği
Industry
482
Sanayi
cotton press
i.
pamuk balyalama tesisi
Media
483
Medya
associated press
i.
abd haber ajansı
484
Medya
press and propaganda
i.
basın ve propaganda
485
Medya
press releases
i.
basın bültenleri
486
Medya
press council
i.
basın konseyi
487
Medya
press-association
i.
basın birliği
488
Medya
press agentry
i.
basın sözcülüğü
489
Medya
press release
i.
basın ilanı
490
Medya
press agency
i.
basın ajansı
491
Medya
press releases
i.
basın bildirileri
492
Medya
press club
i.
basın yayın kulübü
493
Medya
press review
i.
basın özeti
494
Medya
press law
i.
basın hukuku
495
Medya
press monopolies
i.
basın tekeli
496
Medya
press agentry
i.
basın ajanlığı
497
Medya
press agentry
i.
basın danışmanlığı
498
Medya
press photographer
i.
basın fotoğrafçısı
499
Medya
press club
i.
basın kulübü
500
Medya
directorate general of press and information
i.
basın yayın enformasyon genel müdürlüğü
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of press
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy