|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
bir iş üzerinde sebatla çalışmaya devam etmek |
stick at f.
|
|
2 |
Genel |
denemeye devam etmek |
keep trying f.
|
|
3 |
Genel |
okula devam etmek |
go to school f.
|
|
4 |
Genel |
üzerinde sebatla çalışmaya devam etmek (bir iş) |
stick with f.
|
|
5 |
Genel |
artarak devam etmek |
increasingly go on f.
|
|
6 |
Genel |
uçmaya devam etmek |
continue flying f.
|
|
7 |
Genel |
metanetle devam etmek |
soldieron f.
|
|
8 |
Genel |
dışa vurulmadan devam etmek (kavga/kızgınlık vb) |
smolder f.
|
|
9 |
Genel |
yoluna devam etmek |
proceed on one's way f.
|
|
10 |
Genel |
olmadan devam etmek |
go without f.
|
|
11 |
Genel |
konuşmaya devam etmek |
go on f.
|
|
12 |
Genel |
boyunca devam etmek (belirli bir süre) |
stretch f.
|
|
13 |
Genel |
çalmaya devam etmek |
play on f.
|
|
14 |
Genel |
olmaya devam etmek |
rest f.
|
|
15 |
Genel |
artarak devam etmek |
increasingly continue f.
|
|
16 |
Genel |
davranmaya devam etmek (belirli bir şekilde) |
go on f.
|
|
17 |
Genel |
üniversiteye devam etmek |
go to school f.
|
|
18 |
Genel |
kaldığı yerden devam etmek |
resume f.
|
|
19 |
Genel |
yılmadan devam etmek |
sit tight f.
|
|
20 |
Genel |
çalışmaya devam etmek (bir yerde/bir işte) |
stay in f.
|
|
21 |
Genel |
yanmaya devam etmek |
keep in f.
|
|
22 |
Genel |
bir şeyi kullanmaya devam etmek |
keep something on f.
|
|
23 |
Genel |
yola devam etmek |
continue down the road f.
|
|
24 |
Genel |
yola devam etmek |
get back on the road f.
|
|
25 |
Genel |
yola devam etmek |
carry on the path of f.
|
|
26 |
Genel |
destek vermeye devam etmek |
continue to give support f.
|
|
27 |
Genel |
yükselmeye devam etmek (fiyatlar vb) |
continue to rise f.
|
|
28 |
Genel |
artmaya devam etmek (fiyatlar vb) |
continue to rise f.
|
|
29 |
Genel |
olmaya devam etmek |
continue to happen f.
|
|
30 |
Genel |
yükselmeye devam etmek |
continue to rise f.
|
|
31 |
Genel |
ikna olmaya devam etmek |
remain convinced f.
|
|
32 |
Genel |
şansı devam etmek |
(one's luck) to hold f.
|
|
33 |
Genel |
yoluna devam etmek |
stand on f.
|
|
34 |
Genel |
çalıştırmaya devam etmek |
keep on f.
|
|
35 |
Genel |
-e devam etmek |
go ahead with f.
|
|
36 |
Genel |
-e devam etmek |
go on with f.
|
|
37 |
Genel |
-e devam etmek |
prosecute f.
|
|
38 |
Genel |
-e devam etmek |
proceed with f.
|
|
39 |
Genel |
şiddetle devam etmek |
rage f.
|
|
40 |
Genel |
yapmaya devam etmek |
keep at f.
|
|
41 |
Genel |
devam etmek kalmak |
persist f.
|
|
42 |
Genel |
azimle devam etmek |
persevere f.
|
|
43 |
Genel |
bir işe devam etmek |
keep at a job f.
|
|
44 |
Genel |
kalmaya devam etmek |
stay on f.
|
|
45 |
Genel |
bıraktığı yerden devam etmek |
resume f.
|
|
46 |
Genel |
kaldığı yerden devam etmek |
resume on f.
|
|
47 |
Genel |
(ile) ilerlemeye devam etmek |
push ahead with f.
|
|
48 |
Genel |
okula devam etmek |
attend the school f.
|
|
49 |
Genel |
düz devam etmek |
go straight ahead f.
|
|
50 |
Genel |
kariyerine devam etmek |
continue one's career f.
|
|
51 |
Genel |
kariyerine devam etmek |
continue his/her career f.
|
|
52 |
Genel |
kariyerine bıraktığı yerden devam etmek |
resume her/his career f.
|
|
53 |
Genel |
kanamaya devam etmek |
keep bleeding f.
|
|
54 |
Genel |
yükselmeye devam etmek |
keep on rising f.
|
|
55 |
Genel |
eğitimine devam etmek |
continue one's education f.
|
|
56 |
Genel |
eğitimine devam etmek |
further one's education f.
|
|
57 |
Genel |
artmaya devam etmek |
continue to rise f.
|
|
58 |
Genel |
yapmaya devam etmek |
keep on doing f.
|
|
59 |
Genel |
görüşmeye devam etmek |
keep on seeing someone f.
|
|
60 |
Genel |
görüşmeye devam etmek |
keep on talking with someone f.
|
|
61 |
Genel |
(sevgili vb) görüşmeye devam etmek |
keep on dating f.
|
|
62 |
Genel |
yalan söylemeye devam etmek |
continue to lie f.
|
|
63 |
Genel |
ile devam etmek |
go forward with something f.
|
|
64 |
Genel |
bir şeye devam etmek |
go forward with something f.
|
|
65 |
Genel |
yola devam etmek |
keep going f.
|
|
66 |
Genel |
yola devam etmek |
move on f.
|
|
67 |
Genel |
eğitimine devam etmek |
continue one’s education f.
|
|
68 |
Genel |
yürümeye devam etmek |
keep on walking f.
|
|
69 |
Genel |
birisiyle görüşmeye devam etmek |
keep/continue dating f.
|
|
70 |
Genel |
gazete haberciliğinde kariyerine (mesleğine) devam etmek |
pursue a career in newspaper journalism f.
|
|
71 |
Genel |
çalışmaya devam etmek |
keep studying f.
|
|
72 |
Genel |
araştırılması devam etmek |
remain under investigation f.
|
|
73 |
Genel |
çalışmaya devam etmek |
overlearn f.
|
|
74 |
Genel |
kötü şartlar altında mücadeleye devam etmek |
struggle along under these poor conditions f.
|
|
75 |
Genel |
yürümeye devam etmek |
keep on walking f.
|
|
76 |
Genel |
yürümeye devam etmek |
continue walking f.
|
|
77 |
Genel |
dışa vurulmadan devam etmek (kavga/kızgınlık vb) |
smoulder f.
|
|
78 |
Genel |
sorumluluğu/yükümlülüğü sürdürmek/devam etmek |
remain liable f.
|
|
79 |
Genel |
yakın olmaya devam etmek |
remain close f.
|
|
80 |
Genel |
çalışmaya devam etmek |
keep working f.
|
|
81 |
Genel |
kürek çekmeye devam etmek |
keep rowing f.
|
|
82 |
Genel |
işe devam etmek |
stay in business f.
|
|
83 |
Genel |
oturmaya devam etmek |
remain seated f.
|
|
84 |
Genel |
birinin sözünü kesmeye devam etmek |
keep interrupting someone f.
|
|
85 |
Genel |
tazmin etmeye devam etmek |
keep indemnified f.
|
|
86 |
Genel |
kaybetmeye devam etmek |
keep losing f.
|
|
87 |
Genel |
hızlı bir şekilde devam etmek |
continue apace f.
|
|
88 |
Genel |
bir sorun olmaya devam etmek |
remain a challenge f.
|
|
89 |
Genel |
azalarak da olsa devam etmek/sürmek |
continue albeit at a diminishing pace f.
|
|
90 |
Genel |
bakmaya devam etmek |
keep looking f.
|
|
91 |
Genel |
istemeye devam etmek |
keep asking f.
|
|
92 |
Genel |
yaşamaya devam etmek |
continue to live f.
|
|
93 |
Genel |
seyahatlerine kaldığı yerden devam etmek |
resume one’s travels f.
|
|
94 |
Genel |
sözüne devam etmek |
continue one's speech f.
|
|
95 |
Genel |
altında devam etmek |
underrun f.
|
|
96 |
Genel |
emekli olduktan sonra çalışmaya devam etmek |
unretire f.
|
|
97 |
Genel |
tutarsız bir şeklide konuşmaya devam etmek |
jog f.
|
|
98 |
Genel |
amaçsızca yazmaya devam etmek |
jog f.
|
|
99 |
Genel |
bir satırdaki yazıyı bir sonraki satırda devam etmek üzere kesmek |
break f.
|
|
100 |
Genel |
aynı şekilde devam etmek |
hold f.
|
|
101 |
Genel |
devam etmek (iyi hava) |
hold f.
|
|
102 |
Genel |
kesintisiz devam etmek |
ride f.
|
|
103 |
Genel |
aynen devam etmek |
ride f.
|
|
104 |
Genel |
(belirli durumda) olmaya devam etmek |
go f.
|
|
105 |
Genel |
konvertöre katışkılar giderildikten sonra da hava vermeye devam etmek |
overblow f.
|
|
106 |
Genel |
uzun süre devam etmek |
overrun f.
|
|
107 |
Genel |
zar zor devam etmek |
rub f.
|
|
108 |
Genel |
uygulamaya devam etmek |
run f.
|
|
109 |
Genel |
(zaman) devam etmek |
roll on f.
|
|
110 |
Genel |
kiracılığa devam etmek |
sit [obsolete] f.
|
|
111 |
Genel |
göreve veya işe devam etmek |
sit f.
|
|
112 |
Genel |
mesleğine devam etmek |
sit f.
|
|
113 |
Genel |
oturmaya devam etmek |
sit f.
|
|
114 |
Genel |
çalıştırma mekanizmasından çıktıktan sonra dönmeye devam etmek |
freewheel f.
|
|
115 |
Genel |
azimle devam etmek |
soldier f.
|
|
116 |
Genel |
(söz, ifade) … diye devam etmek |
supply f.
|
|
117 |
Genel |
kıran kırana devam etmek |
rage f.
|
|
118 |
Genel |
çalmaya devam etmek |
hold f.
|
|
119 |
Genel |
-e basmaya devam etmek |
hold f.
|
|
Phrasals |
|
120 |
Öbek Fiiller |
koşmaya devam etmek |
run on f.
|
|
121 |
Öbek Fiiller |
devam etmek, ilerlemek |
get forward f.
|
|
122 |
Öbek Fiiller |
ağır darbeler vurmaya devam etmek |
whack away f.
|
|
123 |
Öbek Fiiller |
(ses) duyulmaya devam etmek |
hang on f.
|
|
124 |
Öbek Fiiller |
ilerlemeye devam etmek |
keep on f.
|
|
125 |
Öbek Fiiller |
(müzik) aynı ritimde/ölçüde devam etmek |
hold over f.
|
|
126 |
Öbek Fiiller |
belirli bir rotada devam etmek |
run on f.
|
|
127 |
Öbek Fiiller |
engellere rağmen devam etmek |
carry on f.
|
|
128 |
Öbek Fiiller |
var olmaya devam etmek |
hold over f.
|
|
129 |
Öbek Fiiller |
çalışmaya devam etmek |
hold out f.
|
|
130 |
Öbek Fiiller |
eyleme devam etmek |
hold over f.
|
|
131 |
Öbek Fiiller |
ilgi toplamaya devam etmek |
hold up f.
|
|
132 |
Öbek Fiiller |
yağmur yağmamaya devam etmek |
hold up f.
|
|
133 |
Öbek Fiiller |
kaldığı yerden devam etmek |
pick up f.
|
|
134 |
Öbek Fiiller |
(proje/plan) güçlükle/belirsizlik içinde ilerlemek/devam etmek |
bump along f.
|
|
135 |
Öbek Fiiller |
bir sonraki adıma geçerek (bir şeyi yapmaya) devam etmek |
continue by (doing something) f.
|
|
136 |
Öbek Fiiller |
(başka bir şeyi yaparak) devam etmek |
continue by (doing something) f.
|
|
137 |
Öbek Fiiller |
bir sonraki adıma geçerek (bir şeyi yapmaya) devam etmek |
continue by doing something f.
|
|
138 |
Öbek Fiiller |
(başka bir şeyi yaparak) devam etmek |
continue by doing something f.
|
|
139 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yaparak) devam etmek |
continue by (doing something) f.
|
|
140 |
Öbek Fiiller |
bir şey yaparak devam etmek |
continue by doing something f.
|
|
141 |
Öbek Fiiller |
azimle/ısrarla devam etmek |
persevere in f.
|
|
142 |
Öbek Fiiller |
azimle/ısrarla devam etmek |
persevere at f.
|
|
143 |
Öbek Fiiller |
bir şey üzerinde çalışmaya devam etmek |
progress with something f.
|
|
144 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi sürdürmeye devam etmek |
go ahead (with something) f.
|
|
145 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi yapmaya devam etmek |
go ahead (with something) f.
|
|
146 |
Öbek Fiiller |
bir şeye devam etmek |
push ahead on something f.
|
|
147 |
Öbek Fiiller |
destek vermeye devam etmek |
hold out for f.
|
|
148 |
Öbek Fiiller |
çabalamaya devam etmek |
plod away at f.
|
|
149 |
Öbek Fiiller |
hayatına devam etmek |
move on f.
|
|
150 |
Öbek Fiiller |
engel veya zorluklara karşın devam etmek |
plow ahead f.
|
|
151 |
Öbek Fiiller |
konunun üzerine gitmeye devam etmek |
plough on f.
|
|
152 |
Öbek Fiiller |
konuşmaya devam etmek |
talk on f.
|
|
153 |
Öbek Fiiller |
okumaya devam etmek |
read on f.
|
|
154 |
Öbek Fiiller |
kavga etmeye devam etmek |
fight on f.
|
|
155 |
Öbek Fiiller |
koşmaya devam etmek |
run on f.
|
|
156 |
Öbek Fiiller |
sürmeye devam etmek |
drive on f.
|
|
157 |
Öbek Fiiller |
yaşamına devam etmek |
move on f.
|
|
158 |
Öbek Fiiller |
(herkes gittikten sonra) kalmaya devam etmek |
remain behind f.
|
|
159 |
Öbek Fiiller |
yürümeye devam etmek |
walk on f.
|
|
160 |
Öbek Fiiller |
uğraşmaya devam etmek |
plod away at f.
|
|
161 |
Öbek Fiiller |
... yaparak devam etmek |
go on to f.
|
|
162 |
Öbek Fiiller |
öksürürken konuşmaya devam etmek |
cough out f.
|
|
163 |
Öbek Fiiller |
her şeye rağmen devam etmek |
go through f.
|
|
164 |
Öbek Fiiller |
modu düşük olmaya devam etmek |
remain down f.
|
|
165 |
Öbek Fiiller |
dinlenmeye devam etmek |
remain down f.
|
|
166 |
Öbek Fiiller |
düşük faaliyet göstermeye devam etmek |
remain down f.
|
|
167 |
Öbek Fiiller |
düşük verimlilikte devam etmek |
remain down f.
|
|
168 |
Öbek Fiiller |
her şeye rağmen devam etmek |
go forward f.
|
|
169 |
Öbek Fiiller |
zor da olsa ilerlemeye devam etmek |
press forward f.
|
|
170 |
Öbek Fiiller |
bir gayret ilerlemeye devam etmek |
press forward f.
|
|
171 |
Öbek Fiiller |
her şeye rağmen devam etmek |
press forward f.
|
|
172 |
Öbek Fiiller |
zor da olsa ilerlemek/devam etmek |
press forward f.
|
|
173 |
Öbek Fiiller |
inatla devam etmek/ilerlemek |
press forward f.
|
|
174 |
Öbek Fiiller |
yılmadan devam etmek/ilerlemek |
press forward f.
|
|
175 |
Öbek Fiiller |
zor da olsa ilerlemeye devam etmek |
push forward f.
|
|
176 |
Öbek Fiiller |
bir gayret ilerlemeye devam etmek |
push forward f.
|
|
177 |
Öbek Fiiller |
her şeye rağmen devam etmek |
push forward f.
|
|
178 |
Öbek Fiiller |
zor da olsa ilerlemek/devam etmek |
push forward f.
|
|
179 |
Öbek Fiiller |
inatla devam etmek/ilerlemek |
push forward f.
|
|
180 |
Öbek Fiiller |
yılmadan devam etmek/ilerlemek |
push forward f.
|
|
181 |
Öbek Fiiller |
zorluklara, engellere rağmen devam etmek |
push forward f.
|
|
182 |
Öbek Fiiller |
zor da olsa ilerlemeye devam etmek |
push forward f.
|
|
183 |
Öbek Fiiller |
bir gayret ilerlemeye devam etmek |
push forward f.
|
|
184 |
Öbek Fiiller |
her şeye rağmen devam etmek |
push forward f.
|
|
185 |
Öbek Fiiller |
zor da olsa ilerlemek/devam etmek |
push forward f.
|
|
186 |
Öbek Fiiller |
inatla devam etmek/ilerlemek |
push forward f.
|
|
187 |
Öbek Fiiller |
yılmadan devam etmek/ilerlemek |
push forward f.
|
|
188 |
Öbek Fiiller |
bir yerden devam etmek/ilerlemek |
proceed from f.
|
|
189 |
Öbek Fiiller |
bir yerden yola devam etmek |
proceed from f.
|
|
190 |
Öbek Fiiller |
bir yerden devam etmek |
proceed from f.
|
|
191 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) kaldığı yerden devam etmek |
return from (something or some place) f.
|
|
192 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) ara verdikten sonra tekrar devam etmek |
return from (something or some place) f.
|
|
193 |
Öbek Fiiller |
sonradan (biriyle) konuşmaya devam etmek |
get back (to someone) (on something) f.
|
|
194 |
Öbek Fiiller |
bir şeye devam etmek |
get on with it f.
|
|
195 |
Öbek Fiiller |
bir şeye kaldığı yerden devam etmek |
get on with it f.
|
|
196 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) yapmaya/denemeye devam etmek |
stay at (something or some place) f.
|
|
197 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) üzerinde çalışmaya devam etmek |
stay at (something or some place) f.
|
|
198 |
Öbek Fiiller |
(bir konu üzerinde) güçlükle ama sebatla çalışmaya devam etmek |
slug away (at something) f.
|
|
199 |
Öbek Fiiller |
diğer aşamadan devam etmek |
go through f.
|
|
200 |
Öbek Fiiller |
(belli bir tarihe/zamana) kadar devam etmek |
go up to (something) f.
|
|
201 |
Öbek Fiiller |
bir şeyle yoluna devam etmek |
run with f.
|
|
202 |
Öbek Fiiller |
kendi yoluna devam etmek |
hold away [scottish] f.
|
|
203 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye karşı kızgınlığı devam etmek |
hold something against someone or something f.
|
|
204 |
Öbek Fiiller |
biriyle/bir şeyle ilgili mutsuzluğu devam etmek |
hold something against someone or something f.
|
|
205 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi kabul edip/onaylayıp yoluna onunla devam etmek |
run with f.
|
|
206 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) dönüşerek devam etmek |
lead into (something) f.
|
|
207 |
Öbek Fiiller |
dönüşerek devam etmek |
lead into f.
|
|
208 |
Öbek Fiiller |
azimle devam etmek |
press on f.
|
|
209 |
Öbek Fiiller |
azimle devam etmek |
press on f.
|
|
210 |
Öbek Fiiller |
yılmadan (bir şeyi) yapmaya devam etmek |
stay after (something) f.
|
|
211 |
Öbek Fiiller |
azimle (bir şeyi) yapmaya devam etmek |
stay after (something) f.
|
|
212 |
Öbek Fiiller |
(biriyle/bir şeyle) devam etmek |
stick with (someone or something) f.
|
|
213 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) kullanmaya devam etmek |
stick with (something) f.
|
|
214 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) yapmaya devam etmek |
stick with (something) f.
|
|
215 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) denemeye devam etmek |
stick with (something) f.
|
|
216 |
Öbek Fiiller |
başka bir yöne doğru devam etmek |
strike off f.
|
|
217 |
Öbek Fiiller |
(birinin bir durumda) devam etmesine yardım etmek |
sustain (one) in (something) f.
|
|
218 |
Öbek Fiiller |
birinin bir durumda devam etmesine yardım etmek |
sustain someone in something f.
|
|
219 |
Öbek Fiiller |
bir paragraf olarak devam etmek |
rule in f.
|
|
220 |
Öbek Fiiller |
sonuna kadar devam etmek |
last out f.
|
|
221 |
Öbek Fiiller |
golfte çok yavaş oynadıkları için izin alarak öndeki grubu geçip oynamaya devam etmek |
play through f.
|
|
222 |
Öbek Fiiller |
yaralanmasına rağmen oynamaya devam etmek |
play through f.
|
|
223 |
Öbek Fiiller |
golfte yavaş oynadığı için birilerinin önüne geçerek oyuna devam etmek |
play through f.
|
|
224 |
Öbek Fiiller |
golfte önünde bulunan yavaş ilerleyen bir gruptan izin alarak oynamaya devam etmek |
play through f.
|
|
225 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) sonuna kadar devam etmek |
stick through (something) f.
|
|
226 |
Öbek Fiiller |
izlemeye/gözlemlemeye devam etmek |
keep on f.
|
|
227 |
Öbek Fiiller |
takip etmeye devam etmek |
keep on f.
|
|
228 |
Öbek Fiiller |
giymeye devam etmek |
keep on f.
|
|
229 |
Öbek Fiiller |
birini çalıştırmaya devam etmek |
keep someone on (something) f.
|
|
230 |
Öbek Fiiller |
birini çalışan olarak tutmaya devam etmek |
keep someone on (something) f.
|
|
231 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) altında durmaya/gizlenmeye devam etmek |
keep under (something) f.
|
|
232 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) altında tutmaya devam etmek |
keep under (something) f.
|
|
233 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin altında durmaya/kalmaya devam etmek |
keep under something f.
|
|
234 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) yanında durmaya devam etmek |
keep with (someone or something) f.
|
|
235 |
Öbek Fiiller |
(biriyle/bir şeyle) görüşmeye devam etmek |
keep with (someone or something) f.
|
|
236 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) devam etmek |
keep with (something) f.
|
|
237 |
Öbek Fiiller |
(bir işte, görevde, eylemde) devam etmek |
keep with (something) f.
|
|
238 |
Öbek Fiiller |
(bir işi, görevi, eylemi) yapmaya devam etmek |
keep with (something) f.
|
|
239 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin/yerin) içinde kalmaya/durmaya devam etmek |
keep within (something or some place) f.
|
|
240 |
Öbek Fiiller |
kararlılıkla devam etmek |
press onward f.
|
|
241 |
Öbek Fiiller |
zor da olsa ilerlemeye devam etmek |
press onward f.
|
|
242 |
Öbek Fiiller |
güçlükle de olsa ilerlemeye devam etmek |
press onward f.
|
|
243 |
Öbek Fiiller |
gayretle ilerlemeye devam etmek |
press onward f.
|
|
244 |
Öbek Fiiller |
her şeye rağmen devam etmek/ettirmek |
press onward f.
|
|
245 |
Öbek Fiiller |
yılmadan devam etmek/ilerlemek |
press onward f.
|
|
246 |
Öbek Fiiller |
üstünde/ içinde durmaya devam etmek |
remain on f.
|
|
247 |
Öbek Fiiller |
üstünde/içinde kalmaya devam etmek |
remain on f.
|
|
248 |
Öbek Fiiller |
bir yerde bulunmaya devam etmek |
remain on f.
|
|
249 |
Öbek Fiiller |
bir görevde kalmaya devam etmek |
remain on f.
|
|
250 |
Öbek Fiiller |
bir grubun/topluluğun üyesi olmaya devam etmek |
remain on f.
|
|
251 |
Öbek Fiiller |
bir ilacı almaya devam etmek |
remain on f.
|
|
252 |
Öbek Fiiller |
bir ilaca devam etmek |
remain on f.
|
|
253 |
Öbek Fiiller |
bir durumda kalmaya devam etmek |
remain on f.
|
|
254 |
Öbek Fiiller |
bir bünyede hizmet vermeye devam etmek |
remain on f.
|
|
255 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) üzerinde çalışmaya devam etmek |
bang away at (something) f.
|
|
256 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi/işi) kovalamaya devam etmek |
bang away at (something) f.
|
|
257 |
Öbek Fiiller |
(birini) hareket etmeye/ilerlemeye devam etmesi için teşvik etmek |
urge (one) along f.
|
|
258 |
Öbek Fiiller |
birini hareket etmeye/ilerlemeye devam etmesi için teşvik etmek |
urge someone along f.
|
|
259 |
Öbek Fiiller |
hafızalarda yaşamaya devam etmek |
live on f.
|
|
260 |
Öbek Fiiller |
hatıralarda/anılarda yaşamaya devam etmek |
live on f.
|
|
261 |
Öbek Fiiller |
hızla ateş etmeye devam etmek |
blast away f.
|
|
262 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin/yerin) dışına doğru devam etmek |
lead out of (something or some place) f.
|
|
263 |
Öbek Fiiller |
gelişigüzel sürdürmek/devam etmek/hareket etmek |
bumble along f.
|
|
264 |
Öbek Fiiller |
düşüncesizce devam etmek/sürdürmek/hareket etmek |
bumble along f.
|
|
265 |
Öbek Fiiller |
gelişigüzel sürdürmek/devam etmek/hareket etmek |
bumble through f.
|
|
266 |
Öbek Fiiller |
düşüncesizce devam etmek/sürdürmek/hareket etmek |
bumble through f.
|
|
267 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) devam etmek |
carry on with (something) f.
|
|
268 |
Öbek Fiiller |
-siz devam etmek |
carry on without f.
|
|
269 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) olmadan devam etmek |
carry on without (someone or something) f.
|
|
270 |
Öbek Fiiller |
(biri olmadan/bir şeysiz) devam etmek |
carry on without (someone or something) f.
|
|
271 |
Öbek Fiiller |
devam etmesine/atlatmasına/üstesinden gelmesine yardım etmek |
carry through f.
|
|
272 |
Öbek Fiiller |
boyunca devam etmek |
carry through f.
|
|
273 |
Öbek Fiiller |
yüzeyin altında kalmaya devam etmek |
bubble under f.
|
|
274 |
Öbek Fiiller |
zorluk veya sıkıntı içinde yaşamaya devam etmek |
hold out f.
|
|
275 |
Öbek Fiiller |
çalışmaya devam etmek |
hold out f.
|
|
276 |
Öbek Fiiller |
zorluk veya sıkıntıyla yaşamaya devam etmek |
hold up f.
|
|
277 |
Öbek Fiiller |
yaparak devam etmek |
continue by doing f.
|
|
278 |
Öbek Fiiller |
hevesle yapmak/devam etmek |
crack on f.
|
|
279 |
Öbek Fiiller |
azimle yapmak/devam etmek |
crack on f.
|
|
280 |
Öbek Fiiller |
hızla yapmak/devam etmek |
crack on f.
|
|
281 |
Öbek Fiiller |
tutkuyla yapmak/devam etmek |
crack on f.
|
|
282 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) kadar devam etmek |
extend to (someone or something) f.
|
|
283 |
Öbek Fiiller |
zorluklara rağmen devam etmek |
rub along f.
|
|
284 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey olmadan) devam etmek |
get on (without someone or something) f.
|
|
285 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey olmadan) devam etmek |
get along without (someone or something) f.
|
|
286 |
Öbek Fiiller |
bir şeye kaldığı yerden devam etmek |
get back to something f.
|
|
287 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yapmaya) kaldığı yerden devam etmek |
get back to (doing) (something) f.
|
|
288 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey olmadan) devam etmek |
get by (without someone or something) f.
|
|
289 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) devam etmek |
get on with (something) f.
|
|
290 |
Öbek Fiiller |
boyunca devam etmek |
go along f.
|
|
291 |
Öbek Fiiller |
paralelinde devam etmek |
go along f.
|
|
292 |
Öbek Fiiller |
ile devam etmek |
go forward with f.
|
|
293 |
Öbek Fiiller |
'-e devam etmek |
go forward with f.
|
|
294 |
Öbek Fiiller |
her şeye rağmen (bir şeye) devam etmek |
go forward with f.
|
|
295 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yapmaya) devam etmek |
go on (doing something) f.
|
|
296 |
Öbek Fiiller |
(daha iyi bir şeye/seviyeye) doğru devam etmek/ilerlemek |
go on to (something) f.
|
|
297 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) devam etmek |
go on with (something) f.
|
|
298 |
Öbek Fiiller |
(birine) devam etmesi için ısrar etmek |
goad (someone) on f.
|
|
299 |
Öbek Fiiller |
(birini) devam etmek için cesaretlendirmek/yüreklendirmek |
goad (someone) on f.
|
|
300 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) denemeye devam etmek |
keep at (someone or something) f.
|
|
301 |
Öbek Fiiller |
-e devam etmek |
keep on with f.
|
|
302 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) devam etmek |
keep on with (something) f.
|
|
303 |
Öbek Fiiller |
ile görüşmeye devam etmek |
keep with f.
|
|
304 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) kadar devam etmek |
last (up) until (something) f.
|
|
305 |
Öbek Fiiller |
(bir süre) için sürmek/devam etmek |
last for f.
|
|
306 |
Öbek Fiiller |
(belli bir süre) için sürmek/devam etmek |
last for (some period of time) f.
|
|
307 |
Öbek Fiiller |
'-in dışına doğru devam etmek |
lead out of f.
|
|
308 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) giymeye devam etmek |
leave (something) on f.
|
|
309 |
Öbek Fiiller |
giymeye devam etmek |
leave on f.
|
|
310 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) kabul edip onunla yaşamaya devam etmek |
live with (something) f.
|
|
311 |
Öbek Fiiller |
azimle/ısrarla (bir şeye) devam etmek |
persevere at (something) f.
|
|
312 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) azimle denemeye devam etmek |
persevere at (something) f.
|
|
313 |
Öbek Fiiller |
azimle/ısrarla (bir şeye) devam etmek |
persevere in (something) f.
|
|
314 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) azimle denemeye devam etmek |
persevere in (something) f.
|
|
315 |
Öbek Fiiller |
(bir işle) uğraşmaya devam etmek |
plod away (at something) f.
|
|
316 |
Öbek Fiiller |
üzerinde çalışmaya devam etmek |
progress with f.
|
|
317 |
Öbek Fiiller |
(bir şey hakkında bir tartışma) şiddetle devam etmek/sürmek |
rage over (something) f.
|
|
318 |
Öbek Fiiller |
(bir iş yerinde, şirkette) çalışmaya devam etmek |
remain at (something or some place) f.
|
|
319 |
Öbek Fiiller |
(bir grubun, kurumun) bir parçası/üyesi olmaya devam etmek |
remain in (something or some place) f.
|
|
320 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) altında durmaya devam etmek |
remain under (something) f.
|
|
321 |
Öbek Fiiller |
(bir durumda) olmaya devam etmek |
remain under (something) f.
|
|
322 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) altında kalmaya devam etmek |
remain under (something) f.
|
|
323 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) almaya devam etmek |
remain under (something) f.
|
|
324 |
Öbek Fiiller |
sergilenmeye devam etmek |
remain up f.
|
|
325 |
Öbek Fiiller |
(bir grubun, takımın, kurumun) üyesi olmaya devam etmek |
remain with (something) f.
|
|
326 |
Öbek Fiiller |
(biriyle) birlikte olmaya devam etmek |
remain with (someone) f.
|
|
327 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/bir aktiviteye) kaldığı yerden devam etmek |
return to (something, or some place) f.
|
|
328 |
Öbek Fiiller |
-de çalışmaya devam etmek |
stay at f.
|
|
329 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) altında kalmak/kalmaya devam etmek |
stay under (something) f.
|
|
330 |
Öbek Fiiller |
azimle devam etmek |
steam ahead f.
|
|
331 |
Öbek Fiiller |
gayretle devam etmek |
steam ahead f.
|
|
332 |
Öbek Fiiller |
hız kesmeden devam etmek |
steam ahead f.
|
|
333 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyle/bir şeye) devam etmek |
stick to (something) f.
|
|
334 |
Öbek Fiiller |
mücadeleye devam etmek |
struggle along f.
|
|
335 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) altında/içinde mücadeleye devam etmek |
struggle along under (something) f.
|
|
336 |
Öbek Fiiller |
(bir durumda) devam etmesine yardım etmek |
sustain in f.
|
|
337 |
Öbek Fiiller |
hareket etmeye/ilerlemeye devam etmesi için teşvik etmek |
urge along f.
|
|
338 |
Öbek Fiiller |
eliyle devam etmesini işaret etmek |
wave on f.
|
|
339 |
Öbek Fiiller |
engellere veya zorluklara rağmen bir şeyi yapmaya devam etmek |
plough ahead f.
|
|
340 |
Öbek Fiiller |
uçmaya devam etmek |
fly on f.
|
|
Colloquial |
|
341 |
Konuşma Dili |
(uygunsuz bir duruma rağmen) kasıla kasıla/kurum kurum kurumlanarak yapmaya devam etmek |
brave it out f.
|
|
342 |
Konuşma Dili |
(uygunsuz bir duruma rağmen) kasıla kasıla/kurum kurum kurumlanarak yapmaya devam etmek |
brazen it out f.
|
|
343 |
Konuşma Dili |
kaba davranmaya devam etmek |
pile insult on insult f.
|
|
344 |
Konuşma Dili |
sormaya devam etmek |
keep asking f.
|
|
345 |
Konuşma Dili |
(bir şeyi) yapmaya/denemeye devam etmek |
stay at it f.
|
|
346 |
Konuşma Dili |
(bir şey) üzerinde çalışmaya devam etmek |
stay at it f.
|
|
347 |
Konuşma Dili |
üzerinde çalışmaya devam etmek |
bash on [brit] f.
|
|
348 |
Konuşma Dili |
bir şeyle yoluna devam etmek |
run with it f.
|
|
349 |
Konuşma Dili |
gayretle yapmaya devam etmek |
be cracking on f.
|
|
350 |
Konuşma Dili |
azimle yapmaya devam etmek |
be cracking on f.
|
|
351 |
Konuşma Dili |
hızla yapmaya devam etmek |
be cracking on f.
|
|
352 |
Konuşma Dili |
hızla devam etmek/ilerlemek |
be cracking on f.
|
|
353 |
Konuşma Dili |
istikrarlı bir şekilde devam etmek/ilerlemek |
be cracking on f.
|
|
354 |
Konuşma Dili |
hızlı ve istikrarlı devam etmek/ilerlemek |
be cracking on f.
|
|
355 |
Konuşma Dili |
(bir şeyi) yapmaya devam etmek |
hammer f.
|
|
356 |
Konuşma Dili |
sürekli devam etmek |
go on and on f.
|
|
357 |
Konuşma Dili |
devam ettikçe etmek |
go on and on f.
|
|
358 |
Konuşma Dili |
durmaksızın devam etmek |
go on and on f.
|
|
359 |
Konuşma Dili |
bir şekilde devam etmek |
carry on somehow f.
|
|
360 |
Konuşma Dili |
iyi devam etmek |
do nicely f.
|
|
361 |
Konuşma Dili |
hapları/ilaçları almaya devam etmek |
keep taking the tablets f.
|
|
362 |
Konuşma Dili |
kendini devam etmek için teşvik etmek |
will on f.
|
|
363 |
Konuşma Dili |
devam etmeye teşvik etmek |
will on f.
|
|
Idioms |
|
364 |
Deyim |
ciddi zorluklara rağmen devam etmek |
walk through the fire f.
|
|
365 |
Deyim |
yarasını sarıp çalışmaya devam etmek |
take a licking but keep on ticking f.
|
|
366 |
Deyim |
yarasına rağmen çalışmaya devam etmek |
take a licking but keep on ticking f.
|
|
367 |
Deyim |
aksiliklere rağmen çalışmaya devam etmek |
take a licking but keep on ticking f.
|
|
368 |
Deyim |
(heyecan, gerilim) son dakikaya kadar devam etmek |
go down to the wire f.
|
|
369 |
Deyim |
(heyecan, gerilim) son dakikaya kadar devam etmek |
come (right) down to the wire f.
|
|
370 |
Deyim |
(heyecan, gerilim) son dakikaya kadar devam etmek |
go (right) down to the wire f.
|
|
371 |
Deyim |
birini kontrolü altında tutmaya devam etmek |
retain control over someone f.
|
|
372 |
Deyim |
bir şeyi yapmaya daha kararlı ve güçlü bir şekilde devam etmek |
power on through something f.
|
|
373 |
Deyim |
bir şeyi yapmaya daha kararlı ve güçlü bir şekilde devam etmek |
power through something f.
|
|
374 |
Deyim |
bıraktığı yerden devam etmek |
take up where one left off f.
|
|
375 |
Deyim |
başarısız olmuş bir işe para harcamaya devam etmek |
throw good money after bad f.
|
|
376 |
Deyim |
başarısız olmuş bir işe para harcamaya devam etmek |
pour good money after bad f.
|
|
377 |
Deyim |
denetim altında tutmaya devam etmek |
retain control over someone f.
|
|
378 |
Deyim |
denemeye/yapmaya devam etmek |
keep on keeping on f.
|
|
379 |
Deyim |
denemeye/yapmaya devam etmek |
keep on trucking f.
|
|
380 |
Deyim |
etkili bir biçimde devam etmek |
go with a bang f.
|
|
381 |
Deyim |
galibiyet serisine devam etmek |
continue one's winning streak f.
|
|
382 |
Deyim |
etkili bir biçimde devam etmek |
go over with a bang f.
|
|
383 |
Deyim |
inatla karşı çıkmaya devam etmek |
argue the toss f.
|
|
384 |
Deyim |
içinde olmaya/faaliyette bulunmaya devam etmek |
keep one's hand in something f.
|
|
385 |
Deyim |
meşaleyi taşımaya devam etmek |
carry the torch f.
|
|
386 |
Deyim |
kendi başına devam etmek |
set out on one's own f.
|
|
387 |
Deyim |
mağlubiyet serisine devam etmek |
continue one's losing streak f.
|
|
388 |
Deyim |
kendi başına devam etmek |
strike out on one's own f.
|
|
389 |
Deyim |
kaldığı (bıraktığı) yerden devam etmek(yeniden başlamak) |
pick up where someone leave off f.
|
|
390 |
Deyim |
sorunsuz devam etmek |
be in full flow f.
|
|
391 |
Deyim |
son sürat devam etmek |
be in full flow f.
|
|
392 |
Deyim |
son sürat devam etmek |
be in full spate f.
|
|
393 |
Deyim |
sorunsuz devam etmek |
be in full spate f.
|
|
394 |
Deyim |
sürünerek/nefesi tükenmiş halde yapmaya devam etmek |
run on fumes f.
|
|
395 |
Deyim |
tam gaz devam etmek |
be in full spate f.
|
|
396 |
Deyim |
tam gaz devam etmek |
be in full flow f.
|
|
397 |
Deyim |
(hiçbir şey olmamış gibi) işine devam etmek |
go about one's business f.
|
|
398 |
Deyim |
rüya gibi devam etmek/gitmek |
go like a dream f.
|
|
399 |
Deyim |
rüya gibi devam etmek/gitmek |
work like a dream f.
|
|
400 |
Deyim |
sonuna kadar devam etmek |
stick it to the end f.
|
|
401 |
Deyim |
bir süre alkol almadıktan sonra bıraktığı yerden devam etmek |
fall off the wagon f.
|
|
402 |
Deyim |
bir süre temiz kaldıktan sonra kaldığı yerden devam etmek (alkol, sigara, uyuşturucu, aşırı yeme) |
fall off the wagon f.
|
|
403 |
Deyim |
durup ters yöne doğru devam etmek |
reverse (one's) field f.
|
|
404 |
Deyim |
birinin bıraktığı yerden devam etmek/ettirmek |
take it from there f.
|
|
405 |
Deyim |
birinin bıraktığı yerden devam etmek/ettirmek |
take it from here/there f.
|
|
406 |
Deyim |
bir şeyin sonucuna göre devam etmek |
take it from here/there f.
|
|
407 |
Deyim |
bir şeyi sonlandıracağını söyledikten sonra yapmaya/çalışmaya devam etmek |
do a melba [australia] f.
|
|
408 |
Deyim |
bir şeyi bırakacağını söyleyip yapmaya/çalışmaya devam etmek |
do a melba [australia] f.
|
|
409 |
Deyim |
emekli olacağını söyleyip çalışmaya devam etmek |
do a melba [australia] f.
|
|
410 |
Deyim |
hayatının sonuna kadar çalışmaya devam etmek |
die in harness f.
|
|
411 |
Deyim |
sonuna kadar devam etmek |
stay the distance f.
|
|
412 |
Deyim |
son sürat devam etmek |
be in full flood f.
|
|
413 |
Deyim |
son hız devam etmek |
be in full flood f.
|
|
414 |
Deyim |
tam gaz devam etmek |
be in full flood f.
|
|
415 |
Deyim |
son hızla sürmek/devam etmek |
be in full flood f.
|
|
416 |
Deyim |
(bir sorunu) halletmeye/çözmeye devam etmek |
hammer away at (something) f.
|
|
417 |
Deyim |
uzun süredir devam etmek |
go deep f.
|
|
418 |
Deyim |
hoş olmayan şekilde devam etmek |
hang heavy f.
|
|
419 |
Deyim |
gösterime devam etmek |
hold the stage f.
|
|
420 |
Deyim |
(bir şeyi) dikkatsizce yapmaya devam etmek |
bash on/ahead (with) f.
|
|
421 |
Deyim |
temiz bir sayfa açıp devam etmek |
write off (one's) losses f.
|
|
422 |
Deyim |
kayıplarını geride bırakıp devam etmek |
write off (one's) losses f.
|
|
423 |
Deyim |
(bir şeyi) tartışmaya devam etmek |
run (something) into the ground f.
|
|
424 |
Deyim |
(bir şey) hakkında konuşmaya devam etmek |
run (something) into the ground f.
|
|
425 |
Deyim |
bir şeye dışarıda/sokakta devam etmek |
take (out) on the street f.
|
|
426 |
Deyim |
bir şeye dışarıda/sokakta devam etmek |
take (out) on the streets f.
|
|
427 |
Deyim |
'-in hayaliyle/yanılgısıyla devam etmek |
labor under the delusion of/that [us] f.
|
|
428 |
Deyim |
gelecekte de etkileri devam etmek |
cast a long shadow f.
|
|
429 |
Deyim |
uzunca bir süre gölge etmeye/düşürmeye devam etmek |
cast a long shadow f.
|
|
430 |
Deyim |
uzun bir süre sonuçları yaşanmaya/görülmeye devam etmek |
cast a long shadow f.
|
|
431 |
Deyim |
kötü etkisi uzun süre devam etmek/sürmek |
cast a long shadow f.
|
|
432 |
Deyim |
kesintisiz yoluna devam etmek |
never look back f.
|
|
433 |
Deyim |
eskiyle/geçmişle vakit kaybetmeden yoluna devam etmek |
never look back f.
|
|
434 |
Deyim |
devam etmek için ihtiyacı olan şeyleri tüketmek |
run out of road f.
|
|
435 |
Deyim |
uzun süre devam etmek |
survive the test of time f.
|
|
436 |
Deyim |
bitirip devam etmek |
put to bed f.
|
|
437 |
Deyim |
bir konuyu tartışmayı/konuşmayı daha sonra devam etmek üzere bırakmak |
put a pin in it f.
|
|
438 |
Deyim |
bir konuyu tartışmayı/konuşmayı daha sonra devam etmek üzere bırakmak |
stick a pin in it f.
|
|
439 |
Deyim |
engellere/zorluklara rağmen mücadeleye devam etmek |
be still in the game f.
|
|
440 |
Deyim |
sorunlara/strese rağmen devam etmek |
praise the lord, and pass the ammunition f.
|
|
441 |
Deyim |
azimle devam etmek |
praise the lord, and pass the ammunition f.
|
|
442 |
Deyim |
pes etmeden devam etmek |
praise the lord, and pass the ammunition f.
|
|
443 |
Deyim |
sıkıntısız/kolay devam etmek |
have an easy ride f.
|
|
444 |
Deyim |
her şeye rağmen devam etmek |
take a licking and keep on ticking f.
|
|
445 |
Deyim |
zarar görse de çalışmaya devam etmek |
take a licking and keep on ticking f.
|
|
446 |
Deyim |
umut etmeye devam etmek |
hold out hope f.
|
|
447 |
Deyim |
(bir şeye) inanmaya devam etmek |
hang on f.
|
|
448 |
Deyim |
son ana kadar devam etmek/sürmek |
be down to the wire f.
|
|
449 |
Deyim |
bir önemi kalmamış bir şeyin üstünde durmaya devam etmek |
be flogging a dead horse f.
|
|
450 |
Deyim |
son sürat/hız devam etmek |
be in full swing f.
|
|
451 |
Deyim |
tam gaz devam etmek |
be in full swing f.
|
|
452 |
Deyim |
sorunsuz devam etmek |
be in full swing f.
|
|
453 |
Deyim |
son hızla devam etmek/sürmek |
be in full swing f.
|
|
454 |
Deyim |
(yine) kaldığı yerden devam etmek |
be up to your (old) tricks f.
|
|
455 |
Deyim |
yine kaldığı yerden devam etmek |
be up to (one's) old tricks f.
|
|
456 |
Deyim |
temas halinde olmak, bulunmak, olmaya devam etmek |
be in touch f.
|
|
457 |
Deyim |
iletişim halinde olmak, bulunmak, olmaya devam etmek |
be in touch f.
|
|
458 |
Deyim |
irtibat halinde olmak, olmaya devam etmek |
be in touch f.
|
|
459 |
Deyim |
temasta olmak, olmaya devam etmek |
be in touch f.
|
|
460 |
Deyim |
temas halinde olmak, bulunmak, olmaya devam etmek |
keep in touch f.
|
|
461 |
Deyim |
iletişim halinde olmak, bulunmak, olmaya devam etmek |
keep in touch f.
|
|
462 |
Deyim |
irtibat halinde olmak, olmaya devam etmek |
keep in touch f.
|
|
463 |
Deyim |
temasta olmak, olmaya devam etmek |
keep in touch f.
|
|
464 |
Deyim |
ayrı yönlere gitmek/devam etmek |
go your separate ways f.
|
|
465 |
Deyim |
son dakikaya kadar devam etmek |
go down to the wire f.
|
|
466 |
Deyim |
son dakikaya kadar devam etmek |
come down to the wire f.
|
|
467 |
Deyim |
(en) son dakikaya kadar devam etmek |
go (right) down to the wire f.
|
|
468 |
Deyim |
(en) son dakikaya kadar devam etmek |
come (right) down to the wire f.
|
|
469 |
Deyim |
uzun süredir devam etmek |
go/run deep f.
|
|
470 |
Deyim |
(bir şeye) iyi bir örnek olmaya devam etmek |
hold up as (something) f.
|
|
471 |
Deyim |
doğruyu/gerçeği söylemeye devam etmek |
keep honest f.
|
|
472 |
Deyim |
planlandığı/beklendiği gibi devam etmek |
keep on (the right) track f.
|
|
473 |
Deyim |
hızla devam etmek |
come on/be going like gangbusters f.
|
|
474 |
Deyim |
harıl harıl işlemek/devam etmek |
come on/be going like gangbusters f.
|
|
475 |
Deyim |
kendini geliştirmeye devam etmek |
not rest on (one's) laurels f.
|
|
476 |
Deyim |
başarısına başarı katmaya devam etmek |
not rest on (one's) laurels f.
|
|
477 |
Deyim |
kendini geliştirmeye devam etmek |
not rest on your laurels f.
|
|
478 |
Deyim |
başarısına başarı katmaya devam etmek |
not rest on your laurels f.
|
|
479 |
Deyim |
kaldığı yerden devam etmek |
pick up the threads f.
|
|
480 |
Deyim |
bıraktığı yerden devam etmek |
pick up the threads f.
|
|
481 |
Deyim |
(bir şeye) kaldığı yerden devam etmek |
pick up the threads (of something) f.
|
|
482 |
Deyim |
(bir şeye) bıraktığı yerden devam etmek |
pick up the threads (of something) f.
|
|
483 |
Deyim |
durup ters yöne doğru devam etmek |
reverse field f.
|
|
484 |
Deyim |
gülümsemeye devam etmek |
stay smiling f.
|
|
485 |
Deyim |
kendi başına devam etmek |
strike out on own f.
|
|
486 |
Deyim |
(bir şeyi) bırakmadan devam etmek |
work (one's) way through (something) f.
|
|
487 |
Deyim |
bir şeyi bırakmadan devam etmek |
work your way through something f.
|
|
488 |
Deyim |
güçlüklere karşın devam etmek |
hang on f.
|
|
489 |
Deyim |
bir şeyi yapmak/yapmaya devam etmek delilik |
that way madness lies expr.
|
|
490 |
Deyim |
bir şeyi yapmak/yapmaya devam etmek delilik |
that way lies madness expr.
|
|
Speaking |
|
491 |
Konuşma |
devam etmek istiyor musun? |
do you want to continue? expr.
|
|
492 |
Konuşma |
devam etmek istiyor musunuz? |
do you want to continue? expr.
|
|
Trade/Economic |
|
493 |
Ticaret/Ekonomi |
(eski bir madeni parayı) basmaya devam etmek |
remint f.
|
|
494 |
Ticaret/Ekonomi |
bir memuriyeti işgale devam etmek |
hold over f.
|
|
495 |
Ticaret/Ekonomi |
süre dolmasına rağmen görevine devam etmek |
hold over f.
|
|
Media |
|
496 |
Medya |
köşe yazısının arka sayfada devam etmek üzere bölündüğü nokta |
break i.
|
|
Computer |
|
497 |
Bilgisayar |
sürdür devam etmek |
resume f.
|
|
Electric |
|
498 |
Elektrik |
elektrikli cihazı kapasitesinden fazla şarj etmeye devam etmek |
overcharge f.
|
|
Automotive |
|
499 |
Otomotiv |
ateşleme bittikten sonra çalışmaya devam etmek |
diesel f.
|
|
Marine |
|
500 |
Denizcilik |
yelkeni indirdikten sonra da ilerlemeye devam etmek |
forereach f.
|
|