| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | çeşitlendirmek | diversify f. | ||
|
Is this what diversifying the economies of the regions means? Bölgelerin ekonomilerini çeşitlendirmenin anlamı bu mudur? More Sentences |
||||
| Genel | çeşitlendirmek | diversify f. | ||
|
The rapporteur recognises the need to diversify exports and indeed makes practical suggestions. Raportör, ihracatın çeşitlendirilmesi ihtiyacını kabul etmekte ve gerçekten de pratik önerilerde bulunmaktadır. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | çeşitlendirmek | diversify f. | ||
|
Saying that demand 'must' be diversified and reduced is not enough. Talebin çeşitlendirilmesi ve azaltılması "gerektiğini" söylemek yeterli değil. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | çeşitlendirmek | vary f. | ||
| Genel | çeşitlendirmek | aumail f. | ||
| Genel | çeşitlendirmek | variegate f. | ||
| Genel | çeşitlendirmek | varify f. | ||
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | çeşitlendirmek | vary up f. | ||
| Architecture | ||||
| Mimarlık | çeşitlendirmek | oversail f. | ||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | bir şeye ek olarak başka bir şey daha yapmak/yaptıklarını çeşitlendirmek | diversify from something into something else f. |
| Genel | üretimi çeşitlendirmek | diversify production f. |
| Genel | arasına bir şey ekleyerek çeşitlendirmek | interlay f. |
| Genel | örerek çeşitlendirmek | inweave f. |
| Tourism | ||
| Turizm | ürün çeşitlendirmek | product diversification f. |
