Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | ön ayak olmak | lead f. | ||
The violent offensive and the killing can never lead to peace. Şiddet içeren saldırılar ve ölümler asla barışa ön ayak olamaz. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | yeniliğe ön ayak olmak | reformalize f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | başka bir alan geçişe ön ayak olmak | cross over f. |