Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
üstünlük
"üstünlük"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 92 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
üstünlük
supremacy
i.
2
Yaygın Kullanım
üstünlük
superiority
i.
General
3
Genel
üstünlük
precedence
i.
4
Genel
üstünlük
edge
i.
5
Genel
üstünlük
mastery
i.
6
Genel
üstünlük
whip hand
i.
7
Genel
üstünlük
ascendency
i.
8
Genel
üstünlük
better
i.
9
Genel
üstünlük
preference
i.
10
Genel
üstünlük
eligibility
i.
11
Genel
üstünlük
predominance
i.
12
Genel
üstünlük
strike
i.
13
Genel
üstünlük
spirit
i.
14
Genel
üstünlük
quality
i.
15
Genel
üstünlük
virtue
i.
16
Genel
üstünlük
primacy
i.
17
Genel
üstünlük
superiority
i.
18
Genel
üstünlük
odds
i.
19
Genel
üstünlük
distinction
i.
20
Genel
üstünlük
altitude
i.
21
Genel
üstünlük
preeminence
i.
22
Genel
üstünlük
beat
i.
23
Genel
üstünlük
ascendancy
i.
24
Genel
üstünlük
dominance
i.
25
Genel
üstünlük
championship
i.
26
Genel
üstünlük
head start
i.
27
Genel
üstünlük
excellence
i.
28
Genel
üstünlük
upper hand
i.
29
Genel
üstünlük
overweight
i.
30
Genel
üstünlük
lordship
i.
31
Genel
üstünlük
noblesse
i.
32
Genel
üstünlük
preponderance
i.
33
Genel
üstünlük
class
i.
34
Genel
üstünlük
whip
i.
35
Genel
üstünlük
vantage
i.
36
Genel
üstünlük
hegemony
i.
37
Genel
üstünlük
supereminence
i.
38
Genel
üstünlük
transcendence
i.
39
Genel
üstünlük
wondrousness
i.
40
Genel
üstünlük
advantage
i.
41
Genel
üstünlük
transcendency
i.
42
Genel
üstünlük
predomination
i.
43
Genel
üstünlük
pre-eminence
i.
44
Genel
üstünlük
charter
i.
45
Genel
üstünlük
priority
i.
46
Genel
üstünlük
high ground
i.
47
Genel
üstünlük
ascendance
i.
48
Genel
üstünlük
paramountcy
i.
49
Genel
üstünlük
ultimateness
i.
50
Genel
üstünlük
ascendant
i.
51
Genel
üstünlük
ascendent
i.
52
Genel
üstünlük
ascendence
i.
53
Genel
üstünlük
exuperance
i.
54
Genel
üstünlük
majority [obsolete]
i.
55
Genel
üstünlük
weather gauge
i.
56
Genel
üstünlük
masterdom
i.
57
Genel
üstünlük
maysterdome [obsolete]
i.
58
Genel
üstünlük
mickey
i.
59
Genel
üstünlük
gree [scotland]
i.
60
Genel
üstünlük
overhand [dialect]
i.
61
Genel
üstünlük
overhand
i.
62
Genel
üstünlük
overrule
i.
63
Genel
üstünlük
favor
i.
64
Genel
üstünlük
favour
i.
65
Genel
üstünlük
favorableness
i.
66
Genel
üstünlük
favourableness
i.
67
Genel
üstünlük
primeness
i.
68
Genel
üstünlük
principality
i.
69
Genel
üstünlük
precedency
i.
70
Genel
üstünlük
precellence [obsolete]
i.
71
Genel
üstünlük
precellency [obsolete]
i.
72
Genel
üstünlük
predominancy
i.
73
Genel
üstünlük
prepollence
i.
74
Genel
üstünlük
preponderancy
i.
75
Genel
üstünlük
preponderation
i.
76
Genel
üstünlük
prerogative [obsolete]
i.
77
Genel
üstünlük
signality
i.
78
Genel
üstünlük
superexcellence
i.
79
Genel
üstünlük
supremity [obsolete]
i.
80
Genel
üstünlük
surpassingness [obsolete]
i.
81
Genel
üstünlük
superlative
s.
82
Genel
üstünlük
godlike
s.
Colloquial
83
Konuşma Dili
üstünlük
jump
i.
84
Konuşma Dili
üstünlük
leg up
i.
Idioms
85
Deyim
üstünlük
a cutting edge
i.
Trade/Economic
86
Ticaret/Ekonomi
üstünlük
priority
i.
Politics
87
Siyasal
üstünlük
precedence
i.
88
Siyasal
üstünlük
supremacy
i.
89
Siyasal
üstünlük
superiority
i.
Technical
90
Teknik
üstünlük
advantage
i.
Philosophy
91
Felsefe
üstünlük
transcendentness
i.
Archaic
92
Eski Kullanım
üstünlük
preheminence
i.
"üstünlük"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 275 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
good ve well´in üstünlük derecesi
better
i.
2
Genel
en üstünlük
supremacy
i.
3
Genel
aşırı üstünlük
supereminence
i.
4
Genel
karşılaştırmalı üstünlük derecesi
degree
i.
5
Genel
üstünlük sağlayan şey
advantage
i.
6
Genel
üstünlük duygusu
superiority complex
i.
7
Genel
üstünlük sağlama
outmaneuvering
i.
8
Genel
askeri üstünlük
military superiority
i.
9
Genel
en üstünlük derecesi
superlative
i.
10
Genel
üstünlük sağlama çabası
one upmanship
i.
11
Genel
üstünlük ilişkisi
superiority relation
i.
12
Genel
üstünlük derecesini gösterme
comparison
i.
13
Genel
üstünlük sağlama
outmanoeuvring
i.
14
Genel
klinik üstünlük
clinical superiority
i.
15
Genel
belirgin üstünlük
decisive advantage
i.
16
Genel
üstünlük sağlayan yer
advantage ground
i.
17
Genel
üstünlük doktrini
paramountcy
i.
18
Genel
ahlaki üstünlük
the moral high ground
i.
19
Genel
üstünlük sağlama
upmanship
i.
20
Genel
üstünlük sağlama çabası
upmanship
i.
21
Genel
sürekli üstünlük taslama
upmanship
i.
22
Genel
zafer veya üstünlük rekabeti
battle
i.
23
Genel
üstünlük sağlayan yer
vantage ground
i.
24
Genel
savaş veya yarışta üstünlük
mastery
i.
25
Genel
rakibe karşı üstünlük fırsatını tepme
let-off
i.
26
Genel
sosyal üstünlük
heraldry [obsolete]
i.
27
Genel
üstünlük taslama
hoity-toity [obsolete]
i.
28
Genel
üstünlük mücadelesi
grapple
i.
29
Genel
avantajlı üstünlük
odds-on
i.
30
Genel
üstünlük sağlamak için başkasının dengesini bozma
oneupmanship
i.
31
Genel
rakibe üstünlük sağlama amaçlı bilgi kullanımı ve yönetimi
information warfare
i.
32
Genel
üstünlük taslama
condescendence
i.
33
Genel
üstünlük taslama
condescent
i.
34
Genel
üstünlük pozisyonu
drivers seat
i.
35
Genel
rakibe karşı kazanılan üstünlük
drop
i.
36
Genel
sosyal üstünlük
consequence [obsolete]
i.
37
Genel
üstünlük sağlayan şey
favor
i.
38
Genel
üstünlük sırası
precedency
i.
39
Genel
toprağa bağlı kazanılan feodal üstünlük hakkı
seigniory
i.
40
Genel
toprağa bağlı kazanılan feodal üstünlük hakkı
seigniory in gross
i.
41
Genel
toprağa bağlı kazanılan feodal üstünlük hakkı
seignory
i.
42
Genel
sözde üstünlük
pretention
i.
43
Genel
ahlaki üstünlük
moral superiority
i.
44
Genel
bir ülkenin uzay çalışmalarında kurduğu üstünlük
space superiority
i.
45
Genel
üstünlük bildirme sıfatı
superlative
i.
46
Genel
üstünlük bildirme zarfı
superlative
i.
47
Genel
üstünlük mücadelesinde olan kimse
superman
i.
48
Genel
üstünlük sağlamak
outflank
f.
49
Genel
üstünlük sağlamak
outmaneuver
f.
50
Genel
üstünlük sağlamak
outclass
f.
51
Genel
üstünlük sağlamak
overtop
f.
52
Genel
üstünlük sağlamak
overtower
f.
53
Genel
üstünlük sağlamak
get the whip hand of
f.
54
Genel
geçmek (üstünlük açısından)
surpass
f.
55
Genel
üstünlük sağlamak
outmanoeuvre
f.
56
Genel
üstünlük sağlamak
have the whip hand of
f.
57
Genel
üstünlük sağlamak
get the whip hand of somebody
f.
58
Genel
küresel üstünlük kurmak
achieve global superiority
f.
59
Genel
küresel üstünlük kurmak
establish global superiority
f.
60
Genel
-e karşı üstünlük elde etmek
gain an advantage over
f.
61
Genel
-e karşı üstünlük sağlamak
gain an advantage over
f.
62
Genel
üstünlük derecesini göstermek
compare
f.
63
Genel
üstünlük sağlamak
lead
f.
64
Genel
(rütbeyi) öne sürerek üstünlük göstermek
throw
f.
65
Genel
gizli bir şekilde üstünlük sağlamak
steal a march
f.
66
Genel
üstünlük elde etmek
pull
f.
67
Genel
üstünlük sağlamak
have the best
f.
68
Genel
üstünlük taslamak
lord
f.
69
Genel
hile ile üstünlük sağlamak
gleek [obsolete]
f.
70
Genel
üstünlük kurmak
ride
f.
71
Genel
'-e karşı üstünlük sağlamak
one up
f.
72
Genel
üstünlük taslamak
condescend
f.
73
Genel
üstünlük sağlayan
favouring
f.
74
Genel
üstünlük sağlayan
favoring
f.
75
Genel
Öncelik/ üstünlük tanımak
accord precedence (over)
f.
76
Genel
zeka veya öngörüyle (başkasına) üstünlük sağlamak
outguess
f.
77
Genel
atışta üstünlük sağlamak
outshoot
f.
78
Genel
üstünlük sağlamak
outtrump
f.
79
Genel
üstünlük sağlamak
outwing
f.
80
Genel
üstünlük sağlamak
preempt
f.
81
Genel
üstünlük kazanmak
preempt
f.
82
Genel
üstünlük taslayan
superior
s.
83
Genel
üstünlük derecesi gösteren
comparative
s.
84
Genel
üstünlük sağlayan
outmaneuvering
s.
85
Genel
üstünlük derecesini gösteren
comparative
s.
86
Genel
üstünlük sağlayan
outmanoeuvring
s.
87
Genel
üstünlük/avantaj sağlayan
advantageous
s.
88
Genel
üstünlük taslayan
hightoned
s.
89
Genel
üstünlük taslayan
high-toned
s.
90
Genel
(üstünlük açısından) geçilemez
unbetterable
s.
91
Genel
(üstünlük açısından) geçilmemiş
unbettered
s.
92
Genel
üstünlük sağlanamaz
unvanquishable
s.
93
Genel
rakibe üstünlük sağlayan
competitive
s.
94
Genel
tüm konularda üstünlük gösteren
pancratic
s.
95
Genel
(sıfat, zarf) üstünlük bildiren
superlative
s.
96
Genel
(sıfat, zarf) üstünlük bildirenler grubuna ait olan
superlative
s.
97
Genel
üstünlük göstererek
superior
zf.
98
Genel
üstünlük taslayarak
superlatively
zf.
99
Genel
sıfatlara ve zarflara üstünlük derecesi vermek için kullanılan son ek
-er
snk.
100
Genel
üstünlük derecesi
superl.
kısalt.
Phrasals
101
Öbek Fiiller
rakibe karşı üstünlük fırsatını tepmek
let off
f.
102
Öbek Fiiller
üstünlük sağlamak
beat out
f.
103
Öbek Fiiller
üstünlük sağlamak
beat out
f.
104
Öbek Fiiller
(birine veya bir şeye) karşı üstünlük elde etmek
gain dominion over (someone or something)
f.
105
Öbek Fiiller
üstünlük kazanmak
gain dominion over (someone or something)
f.
106
Öbek Fiiller
(birine bir şeyde) üstünlük sağlamak
school (one) (in something)
f.
107
Öbek Fiiller
(üstünlük) peşinde olmak
go after (something)
f.
108
Öbek Fiiller
(bir şeyle birine) üstünlük taslamak
lord (something) over (one)
f.
109
Öbek Fiiller
-de üstünlük sağlamak
school in
f.
Phrases
110
İfadeler
(birine/bir şeye) üstünlük sağlama
the better of (someone or something)
i.
111
İfadeler
(birine/bir şeye) üstünlük sağlama
better of someone
i.
Colloquial
112
Konuşma Dili
sürekli üstünlük taslama
one-upmanship
i.
113
Konuşma Dili
üstünlük sağlama
one-upmanship
i.
114
Konuşma Dili
üstünlük sağlama
verbal one-upmanship
i.
115
Konuşma Dili
üstünlük taslama
head trip
i.
116
Konuşma Dili
üstünlük taslayan kimse
hot stuff
i.
117
Konuşma Dili
kadınlara üstünlük taslayan ve agresif davranan erkek
mcp (male chauvinist pig)
i.
118
Konuşma Dili
üstünlük taslayan kimse
ego-tripper
i.
119
Konuşma Dili
'-e karşı üstünlük
leg up on
i.
120
Konuşma Dili
(birine) karşı üstünlük
leg up on (one)
i.
121
Konuşma Dili
(birine/bir şeye) karşı üstünlük elde etmek
have one up on (someone or something)
f.
122
Konuşma Dili
(birine/bir şeye) karşı üstünlük sağlamak
have one up on (someone or something)
f.
123
Konuşma Dili
(birine) karşı üstünlük sağlayacak (bir şeyi) olmak
have (something) on (one)
f.
124
Konuşma Dili
birine üstünlük tanımak
spot someone (something)
f.
125
Konuşma Dili
birine üstünlük tanımak
spot someone (something)
f.
126
Konuşma Dili
üstünlük elde etmek
have (one) up
f.
127
Konuşma Dili
üstünlük sağlamak
have (one) up
f.
128
Konuşma Dili
üstünlük sağlamış
one-up
s.
Idioms
129
Deyim
üstünlük taslayarak konuşma
a plum in (one's) mouth [brit]
i.
130
Deyim
bilgi-birikimiyle karşısındakilere üstünlük taslayan
intellectual bully
i.
131
Deyim
üstünlük taslayarak konuşma
a plum in your mouth [uk]
i.
132
Deyim
(biri/bir şey) üzerinde hakimiyet/üstünlük kurma
a tight rein on (someone or something)
i.
133
Deyim
(birine/bir şeye) karşı üstünlük
an advantage over (someone or something)
i.
134
Deyim
(birine/bir şeye) karşı üstünlük
the advantage over (someone or something)
i.
135
Deyim
(birine/bir şeye) karşı üstünlük
an edge on (someone or something)
i.
136
Deyim
(birine/bir şeye) karşı üstünlük
the edge on (someone or something)
i.
137
Deyim
(birine/bir şeye) karşı üstünlük
an edge over (someone or something)
i.
138
Deyim
(birine/bir şeye) karşı üstünlük
the edge over (someone or something)
i.
139
Deyim
üstünlük taslama
ego trip
i.
140
Deyim
üstünlük taslama
one-upmanship
i.
141
Deyim
üstünlük sağlama çabası
one-upmanship
i.
142
Deyim
(birine/bir şeye) karşı üstünlük
precedence over (someone or something)
i.
143
Deyim
(birine/bir şeye) üstünlük sağlamak
have the better of (someone or something)
f.
144
Deyim
avantaj/üstünlük elde etmek
get the bulge on (someone or something)
f.
145
Deyim
(birine veya bir şeye karşı) üstünlük yakalamak
get the advantage over (someone or something)
f.
146
Deyim
(birine veya bir şeye karşı) üstünlük yakalamak
have the advantage over (someone or something)
f.
147
Deyim
birine üstünlük sağlamak
get the upper hand on someone
f.
148
Deyim
birine üstünlük sağlamak
have the upper hand on someone
f.
149
Deyim
üstünlük kazanmak
get an edge over
f.
150
Deyim
üstünlük kazanmak
have the edge over
f.
151
Deyim
üstünlük taslamak
queen it over
f.
152
Deyim
üstünlük kazanmak
get the edge over
f.
153
Deyim
üstünlük kazanmak
have an edge over
f.
154
Deyim
üstünlük taslamak
ride the high horse
f.
155
Deyim
üstünlük taslamak
put on airs
f.
156
Deyim
üstünlük sağlamak
get the edge over
f.
157
Deyim
üstünlük taslamak
act superior
f.
158
Deyim
üstünlük kazanmak
gain an edge over
f.
159
Deyim
üstünlük sağlamak
have the edge over
f.
160
Deyim
üstünlük sağlamak
get an edge over
f.
161
Deyim
üstünlük taslamak
lord it over
f.
162
Deyim
üstünlük sağlamak
have an edge over
f.
163
Deyim
(birine diğerine göre) üstünlük sağlamak/vermek
give (one) an edge on (someone or something)
f.
164
Deyim
(birine diğerine göre) üstünlük sağlamak/vermek
give (one) the edge on (someone or something)
f.
165
Deyim
(birine/bir şeye) karşı üstünlük elde etmek
get one up on (someone or something)
f.
166
Deyim
(birine/bir şeye) karşı üstünlük sağlamak
get one up on (someone or something)
f.
167
Deyim
(birine başka birine karşı) avantaj/üstünlük kazandırmak
give (one) a jump on (someone or something)
f.
168
Deyim
(birine başka birine karşı) avantaj/üstünlük kazandırmak
give (one) the jump on (someone or something)
f.
169
Deyim
(birine) (bir şeye/birine) karşı üstünlük vermek
give (one) the inside track
f.
170
Deyim
üstünlük taslamak
be above (oneself)
f.
171
Deyim
üstünlük taslamak
get above yourself
f.
172
Deyim
üstünlük taslamak
be above yourself
f.
173
Deyim
üstünlük taslamak
assume airs
f.
174
Deyim
-e karşı üstünlük elde etmek
gain dominion over
f.
175
Deyim
'-e karşı üstünlük kazanmak
gain dominion over
f.
176
Deyim
(birine karşı) üstünlük sağlamak
get the upper hand (over somebody)
f.
177
Deyim
(birine karşı) üstünlük sağlamak
have the upper hand (over somebody)
f.
178
Deyim
(birine karşı) üstünlük sağlamak
gain the upper hand (over somebody)
f.
179
Deyim
(birine karşı) üstün çıkmak/üstünlük sağlamak
get/have/gain the upper hand (over somebody)
f.
180
Deyim
(birine/bir şeye karşı) üstün çıkmak/üstünlük sağlamak
get the upper hand on (someone or something)
f.
181
Deyim
üstünlük sağlamak
get the whip hand
f.
182
Deyim
(biri üstünde) üstünlük sağlamak
get/have/hold the whip hand (over somebody)
f.
183
Deyim
üstünlük sağlamak
get/have/hold the whip hand
f.
184
Deyim
(birine karşı) üstünlük sağlamak
get/have/hold the whip hand (over somebody)
f.
185
Deyim
(birine/bir şeye) karşı üstünlük kazanmak
have an edge over (someone or something)
f.
186
Deyim
(birine/bir şeye) karşı üstünlük sağlamak
have an edge over (someone or something)
f.
187
Deyim
(birine/bir şeye) karşı üstünlük kazanmak
have the edge over (someone or something)
f.
188
Deyim
(birine/bir şeye) karşı üstünlük sağlamak
have the edge over (someone or something)
f.
189
Deyim
avantaj/üstünlük elde etmek
have the bulge on
f.
190
Deyim
avantaj/üstünlük elde etmek
get the bulge on
f.
191
Deyim
üstünlük sağlamak
have the whip hand
f.
192
Deyim
üstünlük sağlamak
hold the whip hand
f.
193
Deyim
(birine) üstünlük taslamak
lord it over (one)
f.
194
Deyim
(birine) üstünlük taslamak
queen it over (one)
f.
195
Deyim
üstünlük sağlanmış
aced
s.
196
Deyim
üstünlük yok
honours are even
expr.
197
Deyim
üstünlük sağlanmadı
honours are even
expr.
198
Deyim
üstünlük sağlama
better of
expr.
Speaking
199
Konuşma
kimsenin kimseye üstünlük sağlayacağı bir avantaj değildir bu.
it costs a candle nothing to light another candle
expr.
Trade/Economic
200
Ticaret/Ekonomi
ayırıcı üstünlük
differential advantage
i.
201
Ticaret/Ekonomi
ayrıcalıklı üstünlük
distinctive competency
i.
202
Ticaret/Ekonomi
hizmette üstünlük
excellence of service
i.
203
Ticaret/Ekonomi
karşılaştırmalı üstünlük teorisi
comparative advantages theory
i.
204
Ticaret/Ekonomi
karşılaştırmalı üstünlük
comparative advantage
i.
205
Ticaret/Ekonomi
karşılaştırmalı üstünlük kuramı
comparative advantage theory
i.
206
Ticaret/Ekonomi
karşılaştırmalı üstünlük
comparative advantages
i.
207
Ticaret/Ekonomi
karşılaştırmalı üstünlük
comparative advantage
i.
208
Ticaret/Ekonomi
karşılaştırmalı üstünlük kanunu (teorisi)
law of comparative advantage
i.
209
Ticaret/Ekonomi
kalitede üstünlük
excellence of quality
i.
210
Ticaret/Ekonomi
mutlak üstünlük
absolute advantage
i.
211
Ticaret/Ekonomi
mutlak üstünlük
absolute advantage
i.
212
Ticaret/Ekonomi
mukayeseli üstünlük
comparative advantage
i.
213
Ticaret/Ekonomi
rekabetçi üstünlük
competitive advantage
i.
214
Ticaret/Ekonomi
sürdürülebilir rekabetçi üstünlük
sustainable competitive advantage
i.
Law
215
Hukuk
federal üstünlük
federal supremacy
i.
216
Hukuk
karşılaştırmalı üstünlük
comparative advantage
i.
217
Hukuk
üstünlük koşulu
supremacy clause
i.
218
Hukuk
üstünlük ilkesi
supremacy principle
i.
Politics
219
Siyasal
bir devletin diğerleri üzerinde belirgin bir üstünlük kurması
hegemony
i.
220
Siyasal
karşılaştırmalı üstünlük
comparative advantage
i.
221
Siyasal
üstünlük yanlısı
supremacist
i.
222
Siyasal
yasamayla ilgili üstünlük
legislative supremacy
i.
223
Siyasal
(politika veya uluslararası ilişkilerde) karşıt hiziplerin niyetlerini gizli tutarak üstünlük elde etmeye çalışması
guessing game
i.
Insurance
224
Sigortacılık
tekne üstünlük hükmü
hull paramount clause
i.
225
Sigortacılık
üstünlük hükmü
paramount clause
i.
Technical
226
Teknik
sayıca üstünlük
prevalence
i.
227
Teknik
miktarca üstünlük
prevalence
i.
Psychology
228
Psikoloji
hayali üstünlük
illusory superiority
i.
229
Psikoloji
üstünlük vehmi
illusory superiority
i.
230
Psikoloji
üstünlük arayışı
striving for superiority
i.
231
Psikoloji
üstünlük yanılsaması
dunning kruger effect
i.
232
Psikoloji
üstünlük kompleksi
superiority complex
i.
233
Psikoloji
üstünlük duyguları
superiority feelings
i.
234
Psikoloji
yanıltıcı üstünlük
illusory superiority
i.
Biology
235
Biyoloji
(daha önceki bir tarihte geçerli bir şekilde yayınlanmış olması nedeniyle) üstünlük hakkı
priority
i.
Social Sciences
236
Sosyal Bilimler
etnik dinsel üstünlük
ethno-religious superiority
i.
237
Sosyal Bilimler
eril üstünlük inancı
phallocentrism
i.
Literature
238
Edebiyat
“gunga din" şiirinde de anlatılan, beyaz olmayanlara karşı hem üstünlük hem de şefkat duyma durumu
kiplingism
i.
Linguistics
239
Dilbilim
en üstünlük derecesi
superlative degree
i.
240
Dilbilim
sıfatların üstünlük dereceleri
superlative forms of adjectives
i.
241
Dilbilim
üstünlük karşılaştırması
upward comparison
i.
242
Dilbilim
üstünlük derecesi
the comparative
i.
243
Dilbilim
üstünlük derecesi
the superlative
i.
244
Dilbilim
üstünlük derecesi
comparative degree
i.
245
Dilbilim
üstünlük derecesi
superlative
i.
246
Dilbilim
zarfların karşılaştırılması ve üstünlük dereceleri
comparative and superlative forms of adverbs
i.
247
Dilbilim
üstünlük derecesi belirten sıfat veya zarf
comparative
i.
248
Dilbilim
sıfat veya zarfın üstünlük dereceleri
degrees of comparison
i.
249
Dilbilim
en üstünlük bildiren sözcük
superlative
i.
250
Dilbilim
(sıfat veya zarfı) üstünlük derecesine göre oluşturmak
compare
f.
251
Dilbilim
üstünlük derecesini gösteren (sıfat veya zarfların)
comparative
s.
252
Dilbilim
üstünlük derecesi belirten
equative
s.
253
Dilbilim
sıfat ve zarflara en üstünlük derecesi veren son ek
-est
snk.
Military
254
Askeri
stratejik üstünlük
strategic advantage
i.
255
Askeri
düşman kuvvetlerin müdahalesi olmadan bir bölgede deniz harekatı yapılabilmesi ile nitelenen üstünlük
maritime superiority
i.
256
Askeri
düşman kuvvetlerin müdahalesi olmadan bir bölgede deniz harekatı yapılabilmesi ile nitelenen üstünlük
maritime supremacy
i.
257
Askeri
üstünlük sağlamak
overwing
f.
Sport
258
Spor
sayısal üstünlük
numerical superiority
i.
259
Spor
rövanş veya şampiyonluk maçı gibi tarafların üstünlük mücadelesi verdiği karşılaşma
match game
i.
260
Spor
rakibine üstünlük sağlamaya çalışan sporcu
cutie
i.
Boxing
261
Boks
boksörün kendini savunmasız bir pozisyonda göstererek rakibine atak için fırsat vermesi ve sonrasında karşı atağa geçerek üstünlük sağlamasına dayalı bir teknik (muhammed ali tarafından geliştirilmiş)
rope-a-dope
i.
Archaic
262
Eski Kullanım
üstünlük taslamak
prime
f.
Slang
263
Argo
birine karşı sahip olunan avantaj/üstünlük
drop
i.
Modern Slang
264
Modern Argo
sebepsiz yere her yerde/herkes üzerinde üstünlük kurmaya çalışma
alpha bitch syndrome
i.
265
Modern Argo
üstünlük duygusu
alpha complex
i.
266
Modern Argo
üstünlük kompleksi
alpha complex
i.
267
Modern Argo
grup halinde oynanan oyunlarda bir oyuncunun grup içerisinde üstünlük/liderlik sağlamaya çalışması
alpha gaming
i.
268
Modern Argo
üstünlük duygusu
alpha male complex
i.
269
Modern Argo
üstünlük kompleksi
alpha male complex
i.
270
Modern Argo
üstünlük kurma takıntısı
alpha male complex
i.
271
Modern Argo
üstünlük kompleksi
alpha male syndrome
i.
272
Modern Argo
üstünlük kurma takıntısı
alpha male syndrome
i.
273
Modern Argo
diğerleri üzerinde üstünlük kurmaya çalışma
alphaing
i.
Star Wars
274
Star Wars
bıçak-28 üstünlük savaşçısı
blade-32 superiority fighter
i.
275
Star Wars
model iv üstünlük-sınıfı yıldız savaşçısı
mark vi supremacy-class starfighter
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of üstünlük
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy