Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | (bir şey yapmaya vb) zorlanmış | coerced s. | ||
Countries should not be coerced, and it is unacceptable to take advantage of their famine. Ülkeler zorlanmamalıdır ve kıtlıklarından faydalanmak kabul edilemez. More Sentences |