(bir şeye) açık - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

(bir şeye) açık



"(bir şeye) açık" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
(bir şeye) açık open to (something) s.
(bir şeye) açık susceptible to (something) s.
Colloquial
(bir şeye) açık susceptible of (something) s.
(bir şeye) açık up for (something) [australia] expr.

"(bir şeye) açık" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 32 sonuç

Türkçe İngilizce
General
(kötü bir şeye) açık veya maruz olmak be vulnerable to f.
(bir kimseye veya şeye) açık bir zarar vermek bloody f.
Phrasals
birine veya bir şeye ağzı açık bakakalmak gape at someone or something f.
birine veya bir şeye ağzı bir karış açık bakmak gape at someone or something f.
(birine veya bir şeye kendi/biri/bir şey) hakkında özel bir bilgiyi açık etmek/ele vermek expose (someone, something, or oneself) to (someone or something) f.
birine/bir şeye bir şeyi (veya kendini) açık etmek expose something (or oneself) to someone or something f.
birine/bir şeye bir sırrı açık etmek expose something (or oneself) to someone or something f.
(bir sırrı birine/bir şeye) açık etmek leak (something) to (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bakıp ağzı açık kalmak marvel at (someone or something) f.
(bir şeye bir şeyle) açık bir ton vermek tinge (something) with (something) f.
Phrases
(birine/bir şeye) karşı açık konuşmak gerekirse to be fair (to someone or something) expr.
Colloquial
(bir şeye) açık olmayan unsusceptible to (something) s.
Idioms
bir şeye açık erişim sağlayan anahtar/şey/kilit nokta the keys to the kingdom i.
(bir şeye) tamamen açık olmak be wide open to (something) f.
(birine/bir şeye) karşı gözünü açık tutmak be on the watch (for someone or something) f.
(bir şeye) açık olmak be open to (something) f.
bir şeye açık olmak be open to something f.
(bir şeye) açık olmak be subject to (something) f.
(birine/bir şeye) ağzı açık kalmak get an eyeful (of someone or something) f.
(birine/bir şeye) ağzı açık kalmak have an eyeful (of someone or something) f.
(birine/bir şeye) karşı antenlerini açık tutmak put out (some) feelers (on someone or something) f.
(birine/bir şeye) açık çek vermek give rein to (someone or something) f.
birine/bir şeye açık çek vermek give/allow somebody/something free/full rein f.
birine/bir şeye açık çek vermek give/allow free/full rein to somebody/something f.
(birine/bir şeye) karşı gözü açık olmak keep an eye out for (someone or something) f.
(birine/bir şeye) karşı gözü açık olmak keep an eye peeled (for something or someone) f.
(birini/bir şeyi/kendini bir şeye) tamamen açık bırakmak leave (someone, something, or oneself) (wide) open for (something) f.
(birini/bir şeyi/kendini bir şeye) tamamen açık bırakmak leave (someone, something, or oneself) (wide) open to (something) f.
kendini bir şeye tamamen açık bırakmak leave yourself wide open to something f.
kendini bir şeye tamamen açık bırakmak leave yourself open to something f.
(birine/bir şeye) karşı gözü açık on the watch (for someone or something) expr.
(birine/bir şeye) karşı gözü açık on watch for (someone or something) expr.