Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
(bir şeyi) dinlemek
Geçmiş
Cümleler
"(bir şeyi) dinlemek"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
(bir şeyi) dinlemek
hear from (someone or something)
f.
"(bir şeyi) dinlemek"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 26 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) gizlice dinlemek
eavesdrop on (someone or something)
f.
Tom pretended to be working on his computer, but in fact he was
eavesdropping on
the conversation.
Tom bilgisayarında çalışıyormuş gibi yapıyordu ama aslında konuşmaları
gizlice dinliyordu.
More Sentences
2
Öbek Fiiller
bir şeyi izlemek ya da dinlemek için hazırlamak
cue up
f.
3
Öbek Fiiller
sunulan bir şeyi dinlemek
hear from (someone or something)
f.
4
Öbek Fiiller
sunulan bir şeyi dinlemek
hear from
f.
5
Öbek Fiiller
bir şeyi gizlice dinlemek
eavesdrop on something
f.
6
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) dışarıdan dinlemek
listen in (on someone or something)
f.
7
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) misafir olarak dinlemek
listen in (on someone or something)
f.
8
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) gizlice dinlemek
listen in (on someone or something)
f.
Colloquial
9
Konuşma Dili
(birini bir şeyi) dinlemek zorunda bırakmamak
spare (one) (something)
f.
Idioms
10
Deyim
bir şeyi sonuna kadar dinlemek
hear something through
f.
11
Deyim
(birini/bir şeyi) yarım dinlemek
listen (to someone or something) with half an ear
f.
12
Deyim
(birini/bir şeyi) yarım kulak dinlemek
listen (to someone or something) with half an ear
f.
13
Deyim
(birini/bir şeyi) kesik kesik dinlemek
listen (to someone or something) with half an ear
f.
14
Deyim
(birini/bir şeyi) yarım yarım dinlemek
listen (to someone or something) with half an ear
f.
15
Deyim
(birini/bir şeyi) ara ara dinlemek
listen (to someone or something) with half an ear
f.
16
Deyim
(birini/bir şeyi) pür dikkat dinlemek
cock an ear at (someone or something)
f.
17
Deyim
(birini/bir şeyi) dinlemek
get a load of (someone or something)
f.
18
Deyim
bir şeyi/birini dinlemek
get a load of something/someone
f.
19
Deyim
birini/bir şeyi dinlemek
give (an) ear to someone or something
f.
20
Deyim
birini/bir şeyi dinlemek
give one's ear to someone or something
f.
21
Deyim
(birini/bir şeyi) dinlemek
give ear to (someone or something)
f.
22
Deyim
(bir şeyi) dikkatle dinlemek
give heed to (something)
f.
23
Deyim
(birini/bir şeyi) dikkatle dinlemek
give/pay heed (to somebody/something)
f.
24
Deyim
(birini/bir şeyi) dikkatle dinlemek
take heed (of somebody/something)
f.
25
Deyim
(birini/bir şeyi) dikkatlice dinlemek
lend (one's) ear (to someone or something)
f.
26
Deyim
(birini/bir şeyi) can kulağıyla dinlemek
lend (one's) ear (to someone or something)
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (bir şeyi) dinlemek
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy