Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | (bir fiyata) satılmak | sell at (something) f. | ||
Here, short-supplied items are sold at inflated prices but generally lower than on the black market. Burada, az tedarik edilen ürünler şişirilmiş fiyatlarla satılıyor ama genellikle karaborsadan daha düşük. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | (bir fiyata) satılmak | sell for (something) f. | ||
Strawberries sell for a high price in the winter. Çilekler kışın yüksek fiyata satılır. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | (bir fiyata) satılmak | retail at (something) f. | ||
Öbek Fiiller | (bir fiyata) satılmak | retail for (something) f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | belirli bir fiyata satılmak | sell f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | bir fiyata satılmak | go for f. |
Öbek Fiiller | (belirli bir fiyata) gitmek/satılmak | go for (something) f. |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | belirli bir fiyata satılmak | fetch a price f. |
Ticaret/Ekonomi | belirli bir fiyata satılmak | go for a price f. |