Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
to good purpose
by means of
mehrzweckkammerofen
military macaw
usinage par abrasion
(birine bir şey) yapmak
Geçmiş
Cümleler
"(birine bir şey) yapmak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
(birine bir şey) yapmak
do (something) by (one)
f.
"(birine bir şey) yapmak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 60 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
(birine bir şey) için şantaj yapmak
blackmail (someone) into (something)
f.
As to the form, the new Member States are being
blackmailed into
accepting this treaty.
Şekle bakılırsa, yeni Üye Devletlere bu anlaşmayı kabul etmeleri
için şantaj yapılıyor.
More Sentences
General
2
Genel
birine bir şey yapması için baskı yapmak
press someone to
f.
3
Genel
yapmak (birine olumsuz bir şey)
subject to
f.
4
Genel
birine bir şey karşılığında iyilik yapmak
backscratch
f.
Phrasals
5
Öbek Fiiller
karşılığında (bir şey) yapmak/(birine bir şeyi) layık görmek
repay (one) by (doing something)
f.
6
Öbek Fiiller
(birine bir şey hakkında) soğuk yapmak
chide (one) for (something)
f.
7
Öbek Fiiller
(birine bir şey hakkında) soğuk yapmak
chide someone for something
f.
8
Öbek Fiiller
(bir şey için) birine baskı yapmak
pressure someone into something
f.
9
Öbek Fiiller
(birine veya bir şeye, biri veya bir şey) hakkında detaylı açıklama yapmak
expound upon (someone or something) to (someone or something)
f.
10
Öbek Fiiller
(birine veya bir şeye, biri veya bir şey) üzerine detaylı konuşma yapmak
expound upon (someone or something) to (someone or something)
f.
11
Öbek Fiiller
(birine veya bir şeye, biri veya bir şey) hakkında detaylı açıklama yapmak
expound on (someone or something) to (someone or something)
f.
12
Öbek Fiiller
(birine veya bir şeye, biri veya bir şey) üzerine detaylı konuşma yapmak
expound on (someone or something) to (someone or something)
f.
13
Öbek Fiiller
(bir şeye/birine bir şey) takviyesi yapmak
fortify (someone or something) with (something)
f.
14
Öbek Fiiller
birine (bir şey) hakkında hatırlatma yapmak
get on(to) someone (about something)
f.
15
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) için misilleme yapmak
avenge (oneself) against (someone or something) for (something)
f.
16
Öbek Fiiller
(birine bir şey) için baskı yapmak
cow (someone) into (something)
f.
17
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye bir şey) için tezahürat yapmak
cry out for (someone or something)
f.
18
Öbek Fiiller
(birine bir şey) için baskı yapmak
dragoon (someone) into (something)
f.
19
Öbek Fiiller
(birine bir şey yapmak) için enerji/cesaret vermek
jolly (someone) into (doing) (something)
f.
20
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) yapmak
make (something) against (someone or something)
f.
21
Öbek Fiiller
(birine bir şey yapması) için baskı yapmak
pester (one) into (doing) (something)
f.
22
Öbek Fiiller
(birine bir şey) için baskı yapmak
pester (someone) for (something)
f.
23
Öbek Fiiller
(birine bir şey) taklidi yapmak
play (something) with (one)
f.
24
Öbek Fiiller
(birine bir şey yapması konusunda) baskı yapmak
pressure (one) into (doing something)
f.
25
Öbek Fiiller
(birine bir şey için) baskı yapmak
railroad (one) into (something)
f.
26
Öbek Fiiller
(birine sağladığı/yaptığı bir şey) için ödeme yapmak
remunerate (one) for (something)
f.
27
Öbek Fiiller
(birine bir şey) için/karşılığında ödeme yapmak
repay (one) for (something)
f.
Phrases
28
İfadeler
(bir şey yapmak birine) düşmez
far be it from (one) to (do something)
expr.
29
İfadeler
(bir şey yapmak birine) uygun değil
far be it from (one) to (do something)
expr.
30
İfadeler
(bir şey yapmak birine) göre değil
far be it from (one) to (do something)
expr.
Colloquial
31
Konuşma Dili
(bir şey yapmak birine) yarar/fayda sağlamak
behoove (one) to (do something)
f.
Idioms
32
Deyim
birine bir şey yapması konusunda aşırı baskı yapmak
high-pressure someone into something
f.
33
Deyim
(birine) zarar verecek bir şey yapmak
do (one) no service
f.
34
Deyim
(birine) engel oluşturacak bir şey yapmak
do (one) no service
f.
35
Deyim
birine zarar verecek bir şey yapmak
do somebody no service
f.
36
Deyim
birine engel oluşturacak bir şey yapmak
do somebody no service
f.
37
Deyim
(kendine/birine) zarar verecek bir şey yapmak
do (oneself or someone) an injury
f.
38
Deyim
(birine) karşı yanlış bir şey yapmak
get in wrong with (someone)
f.
39
Deyim
birine düşmanca bir şey yapmak
get the knife into (or in) someone
f.
40
Deyim
birine düşmanca bir şey yapmak
stick the knife into (or in) someone
f.
41
Deyim
(birine) bir şey yapması için baskı yapmak
have a gun to (one's) head
f.
42
Deyim
(birine) bir şey yapması için baskı yapmak
hold a pistol to (one's) head
f.
43
Deyim
(birine) bir şey yapması için baskı yapmak
put a pistol to (one's) head
f.
44
Deyim
birine isteği dışında bir şey yapmak/yaptırmak
drag someone kicking and screaming
f.
45
Deyim
(birine/bir şeye bir şey için) başvuru yapmak
make application (to someone or something) (for something)
f.
46
Deyim
(birine) zarar verecek bir şey yapmak
do (one) a mischief [uk/australia]
f.
47
Deyim
(bir şey yapmak) birine iyi gelmek
do somebody's heart good (to do something)
f.
48
Deyim
birine zarar verecek bir şey yapmak
do somebody a mischief
f.
49
Deyim
birine zarar verecek bir şey yapmak
do someone a mischief
f.
50
Deyim
birine bir şey yapması için baskı yapmak
exhort someone to do something
f.
51
Deyim
birine bir şey yapması için baskı yapmak
exhort to do
f.
52
Deyim
(birine biri/bir şey) konusunda açıklama yapmak
give (one) an account of (someone or something)
f.
53
Deyim
(birine bir şey yapmak için) bir fırsat/olanak sunmak
give somebody half a chance (to do something)
f.
54
Deyim
(birine bir şey) satın alması için baskı yapmak
give (one) the hard sell
f.
55
Deyim
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında açıklama yapmak
give an account (of someone or something) (to someone)
f.
56
Deyim
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında açıklama yapmak
give someone an account of someone or something
f.
57
Deyim
birine inandıracak bir şey yapmak/söylemek
give somebody to believe/understand…
f.
58
Deyim
(birine bir şey yapması konusunda) aşırı baskı yapmak
high-pressure (one) into (doing something)
f.
59
Deyim
(birine bir şey yapması konusunda) aşırı baskı yapmak
high-pressure into
f.
60
Deyim
(birine bir şey) için başvuru yapmak
make application to (one) for (something)
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (birine bir şey) yapmak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy