a second

"a second" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 189 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	just a second! ünl.	bir saniye
Let me think for just a second. Bir saniyecik düşünmeme izin verin. More Sentences
Colloquial
2	Konuşma Dili	wait a second expr.	bir saniye bekleyin
Wait a second here. Bir saniye bekle. More Sentences
3	Konuşma Dili	in a second expr.	birazdan
I'll get to that in a second. Birazdan ona da geleceğim. More Sentences
Idioms
4	Deyim	a second-class citizen i.	ikinci sınıf vatandaş
That is perpetuating a second-class citizen status. Bu, ikinci sınıf vatandaş statüsünü devam ettirmektir. More Sentences
5	Deyim	a second thought i.	bir daha düşünme
Don't give it a second thought. Bir daha düşünme. More Sentences
General
6	Genel	a second gunman i.	ikinci bir tetikçi
7	Genel	get a second one f.	ikilemek
8	Genel	make an application for a second time f.	tekrar başvurmak
9	Genel	shave (one's beard) a second time f.	perdah vurmak
10	Genel	shave (one's beard) a second time f.	perdah etmek
11	Genel	last a second f.	bir saniye sürmek
12	Genel	give a second chance f.	ikinci bir şans tanımak
13	Genel	give a second chance f.	ikinci bir şans vermek
14	Genel	be treated like a second-class citizen f.	ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek
15	Genel	get a second opinion f.	ikinci bir görüş almak
16	Genel	give acting a second thought f.	oyunculuk işini bir kez daha gözden geçirmek
17	Genel	give a second chance f.	ikinci bir şans daha vermek
18	Genel	give a second chance f.	bir şans daha vermek
19	Genel	be charged with criminal possession of a controlled substance in the second degree f.	ikinci dereceden yasaklı bir maddeyi üzerinde bulundurmaktan ötürü suçlanmak
20	Genel	in a split second zf.	biranda
21	Genel	in the fraction of a second zf.	bir anda
22	Genel	in a split second zf.	kaşla göz arasında
23	Genel	not even a second zf.	bir saniye dahi
24	Genel	not even a second zf.	bir saniye bile
25	Genel	once in a second zf.	saniyede bir
26	Genel	without a second thought zf.	koşa koşa
Phrases
27	İfadeler	without a second thought expr.	bir an bile düşünmeden
28	İfadeler	without a second thought expr.	duraksamadan
29	İfadeler	one-tenth of a second expr.	saniyenin onda biri
30	İfadeler	without a second thought expr.	tereddüt etmeden
31	İfadeler	for a single second expr.	tek bir saniye
Proverb
32	Atasözü	a good name is a second inheritance	saygın bir isme sahip olmak maddi miras kadar önemlidir
33	Atasözü	a good name is a second inheritance	iyi bir itibar/isim bırakmak maddi miras kadar önemlidir
34	Atasözü	a good name is a second inheritance	saygıdeğer bir isim, önemli/değerli bir mirastır
Colloquial
35	Konuşma Dili	a second chance i.	ikinci bir şans
36	Konuşma Dili	csl (computerese as a second language) i.	yüksek teknoloji terimlerini gündelik hayatta fazla ve gelişigüzel kullanma
37	Konuşma Dili	hang on a second expr.	bir saniye bekleyin
38	Konuşma Dili	hang on a second expr.	bir saniye bekle
39	Konuşma Dili	wait a second expr.	bir saniye bekle
40	Konuşma Dili	in (just) a second expr.	çabucak
41	Konuşma Dili	everybody gets a second chance expr.	herkesin ikinci bir şansı olur
42	Konuşma Dili	everybody gets a second chance expr.	herkesin ikinci bir şansı vardır
43	Konuşma Dili	in (just) a second expr.	hemen
44	Konuşma Dili	for a split second expr.	kısacık bir an için
45	Konuşma Dili	half a second expr.	çok kısa bir süre
46	Konuşma Dili	half a second expr.	yarım saniye
47	Konuşma Dili	not for a second expr.	bir saniye bile
48	Konuşma Dili	not for a second expr.	hiçbir zaman
49	Konuşma Dili	not for a second expr.	hiç
50	Konuşma Dili	not for a second expr.	asla
51	Konuşma Dili	not for a second expr.	katiyen
52	Konuşma Dili	not for a second expr.	zerre kadar bile değil
53	Konuşma Dili	don't give (something) a second thought expr.	fazla düşünme
54	Konuşma Dili	don't give (something) a second thought expr.	tereddüt etme
55	Konuşma Dili	don't give (something) a second thought expr.	vakit kaybetme
56	Konuşma Dili	in a second expr.	hemen
57	Konuşma Dili	in a second expr.	bir saniye sonra
Idioms
58	Deyim	a second thought i.	tereddütte kalma
59	Deyim	a second thought i.	ikilemde kalma
60	Deyim	a second thought i.	kararsız kalma
61	Deyim	a second thought i.	iki arada bir derede kalma
62	Deyim	a second thought i.	ikircileklenme
63	Deyim	a second thought i.	bocalama
64	Deyim	a second thought i.	şüpheye düşme
65	Deyim	a second bite of the cherry i.	bir başka fırsat
66	Deyim	a second childhood i.	bunaklık
67	Deyim	a second bite of the cherry i.	bir başka şans
68	Deyim	a second childhood i.	bunama
69	Deyim	a second childhood i.	ikinci çocukluk
70	Deyim	a second bite of the cherry i.	ikinci bir şans
71	Deyim	a second bite of the cherry i.	ikinci bir fırsat
72	Deyim	a second/another bite at the cherry) [uk] i.	fırsat
73	Deyim	a second/another bite at the cherry) [uk] i.	girişim
74	Deyim	a second/another bite at the cherry) [uk] i.	teşebbüs
75	Deyim	a second/another bite at the cherry) [uk] i.	ikinci bir şans/girişim
76	Deyim	a second/another bite of the cherry) [uk] i.	fırsat
77	Deyim	a second/another bite of the cherry) [uk] i.	girişim
78	Deyim	a second/another bite of the cherry) [uk] i.	teşebbüs
79	Deyim	a second/another bite of the cherry) [uk] i.	ikinci bir şans/girişim
80	Deyim	a second bite at the cherry i.	ikinci bir şans
81	Deyim	a second bite of the cherry [uk] i.	ikinci bir şans
82	Deyim	a second wind i.	tekrar enerjisi yerine gelme
83	Deyim	a second wind i.	birden kendini toplama
84	Deyim	a second wind i.	birden toparlanma
85	Deyim	a second wind i.	tekrar enerji dolma
86	Deyim	a second wind i.	kendinde devam edecek azmi/gücü bulma
87	Deyim	a split second i.	kısa bir süre
88	Deyim	a split second i.	an
89	Deyim	a split second i.	çok kısa bir süre
90	Deyim	a second childhood i.	bunama
91	Deyim	a second childhood i.	bunaklık
92	Deyim	a second childhood i.	ikinci çocukluk
93	Deyim	be a poor second [uk] f.	açık ara ikinci olmak
94	Deyim	be a poor second [uk] f.	çok büyük bir farkla ikinci olmak
95	Deyim	be a poor second [uk] f.	birinciyle/kazananla arasında çok fark olmak
96	Deyim	be a poor second [uk] f.	yarışı kazananın epey gerisinde/arkasında bitirmek
97	Deyim	come a poor second [uk] f.	açık ara ikinci olmak
98	Deyim	come a poor second [uk] f.	çok büyük bir farkla ikinci olmak
99	Deyim	come a poor second [uk] f.	birinciyle/kazananla arasında çok fark olmak
100	Deyim	come a poor second [uk] f.	yarışı kazananın epey gerisinde/arkasında bitirmek
101	Deyim	get a second wind f.	dinlenip enerjisini tekrar toplamak
102	Deyim	get a second breath f.	dinlenip enerjisini tekrar toplamak
103	Deyim	get a second bite/ two bites at the cherry f.	ikinci bir şans yakalamak
104	Deyim	get a second breath f.	kan tazelemek
105	Deyim	get a second wind f.	kan tazelemek
106	Deyim	get a second breath f.	soluklanmak
107	Deyim	get a second wind f.	soluklanmak
108	Deyim	have a second string to (one's) bow f.	bir şeye giden ikinci bir yolu olmak
109	Deyim	have a second string to (one's) bow f.	bir şeye ulaşmak için başka bir yolu olmak
110	Deyim	have a second string to (one's) bow f.	bir şeye ulaşmakta alternatif bir yolu olmak
111	Deyim	have a second string to your bow f.	bir şeye giden ikinci bir yolu olmak
112	Deyim	have a second string to your bow f.	bir şeye ulaşmak için başka bir yolu olmak
113	Deyim	have a second string to your bow f.	bir şeye ulaşmakta alternatif bir yolu olmak
114	Deyim	have a second string to your bow f.	ilk çare başarısız olursa devreye sokabileceği alternatif bir çaresi olmak
115	Deyim	have a second string to your bow f.	ikinci/alternatif bir eylem planı olmak
116	Deyim	have a second string to your bow f.	yedek bir yol haritası olmak
117	Deyim	be a poor second [uk] f.	(birinci ile arasında) açık ara ikinci olmak/gelmek
118	Deyim	be a poor second [uk] f.	(birinci ile arasında) çok büyük bir farkla ikinci gelmek
119	Deyim	be a poor second [uk] f.	önde bitirenle arasında çok fark olmak
120	Deyim	be a poor second [uk] f.	yarışı önde bitirenin epey gerisinde/arkasında bitirmek
121	Deyim	come a poor second [uk] f.	(birinci ile arasında) açık ara ikinci olmak/gelmek
122	Deyim	come a poor second [uk] f.	(birinci ile arasında) çok büyük bir farkla ikinci gelmek
123	Deyim	come a poor second [uk] f.	önde bitirenle arasında çok fark olmak
124	Deyim	come a poor second [uk] f.	yarışı önde bitirenin epey gerisinde/arkasında bitirmek
125	Deyim	be/come a poor second, third f.	açık ara ikinci, üçüncü olmak/gelmek
126	Deyim	be/come a poor second, third f.	çok büyük bir farkla ikinci, üçüncü olmak/gelmek
127	Deyim	be/come a poor second, third f.	birinciyle, ikinciyle arasında çok fark olmak
128	Deyim	be/come a poor second, third f.	birincinin, ikincinin epey gerisinde olmak/gelmek
129	Deyim	get a second breath f.	dinlenip enerjisini tekrar toplamak
130	Deyim	get a second breath f.	kan tazelemek
131	Deyim	get a second breath f.	soluklanmak
132	Deyim	get a second wind f.	dinlenip enerjisini tekrar toplamak
133	Deyim	get a second wind f.	kan tazelemek
134	Deyim	get a second wind f.	soluklanmak
135	Deyim	give (someone) a second f.	(birine) bir saniye vermek
136	Deyim	give (someone) a second f.	(birine) bir saniye müsaade etmek
137	Deyim	give (someone) a second f.	(birine) bir saniye/saniyeliğine izin vermek
138	Deyim	give (someone) a second chance f.	(birine) ikinci bir şans vermek
139	Deyim	give (someone) a second chance f.	(birine) ikinci bir şans daha vermek
140	Deyim	give (someone) a second chance f.	(birine) bir şans daha vermek
141	Deyim	not give (something) a second thought f.	(bir şeyi) daha fazla/fazla düşünmemek
142	Deyim	not give (something) a second thought f.	(bir şeyi) ikinci kez düşünmemek
143	Deyim	not give (something) a second thought f.	(bir konuda) fazla tereddüt etmemek
144	Deyim	not give (something) a second thought f.	(bir şey) üzerinde pek düşünmemek
145	Deyim	not give (something) a second thought f.	(bir şeyi) düşünmekle vakit kaybetmemek
146	Deyim	not give (something) a second thought f.	(bir şeyi) pek dert etmemek
147	Deyim	not give (something) a second thought f.	(bir şeye) takılmamak
148	Deyim	not give (something) a second thought f.	(bir şeyi) kafaya takmamak
149	Deyim	not give (something) a second thought f.	(bir şeyi) durup bir daha düşünmemek
150	Deyim	not give (something) a second thought f.	(bir şeyin) üzerinde çok durmamak
151	Deyim	in a split second expr.	bir anda
152	Deyim	half a second expr.	çok kısa bir süre
153	Deyim	half a second expr.	kısacık bir süre
154	Deyim	half a second expr.	birkaç saniye
155	Deyim	half a second expr.	göz açıp kapayıncaya kadar
Speaking
156	Konuşma	hold on a second please ünl.	biraz bekleyin lütfen
157	Konuşma	can you please excuse me a second? expr.	bana biraz izin verir misiniz?
158	Konuşma	hold on a second expr.	bir saniye bekle
159	Konuşma	just wait here a second expr.	bir saniyeliğine burada bekle
160	Konuşma	could you wait a second expr.	bir dakika bekler misin
161	Konuşma	hold on a second expr.	bekle bir saniye
162	Konuşma	you had me worried for a second expr.	bir an için beni endişelendirdiniz
163	Konuşma	give us a second expr.	bize bir saniye ver
164	Konuşma	do you have a second? expr.	bir saniyeniz var mı?
165	Konuşma	do you have a second? expr.	bir saniyen var mı?
166	Konuşma	hold on for a second! expr.	dur bakalım orada!
167	Konuşma	hold on a second expr.	dur bir saniye
168	Konuşma	don't give it a second thought expr.	dert etme!
169	Konuşma	don't give it a second thought! expr.	hiç lafını bile etme!
170	Konuşma	everybody deserves a second chance expr.	herkes ikinci bir şansı hak eder
171	Konuşma	sit down and catch your breath for a second expr.	otur ve biraz soluklan
172	Konuşma	hold on a second please expr.	lütfen biraz bekleyin
173	Konuşma	don't give it a second thought expr.	ne önemi var!
174	Konuşma	can I talk to you for a second? expr.	sizinle bir saniyeliğine konuşabilir miyim?
175	Konuşma	don't give it a second thought expr.	rica ederim ne demek!
176	Konuşma	don't give it a second thought expr.	söylemene bile değmez!
177	Konuşma	I'll come in a second expr.	şimdi gelirim
178	Konuşma	can I talk to you for a second? expr.	sizinle bir saniye konuşabilir miyim?
179	Konuşma	can I talk to you for a second? expr.	sizinle biraz görüşebilir miyiz?
Law
180	Hukuk	a second summons i.	ikinci celp
Telecom
181	Telekom	second and a half generation i.	2.5 nesil (2.5 N)
Education
182	Eğitim	english as a second language i.	ikinci dil olarak ingilizce
183	Eğitim	esl (english as a second language) kısalt.	ikinci dil olarak ingilizce
Linguistics
184	Dilbilim	english as a second language i.	ikinci dil olarak ingilizce
Sport
185	Spor	run a close second to the winner f.	burun farkıyla ikinci olmak
186	Spor	run a close second to the winner f.	birincinin hemen ardından gelmek
Slang
187	Argo	serving a second i.	ikinci derece cinayetten yatan mahkum
Modern Slang
188	Modern Argo	afkfas (away from keyboard for a second) expr.	klavye başından kısa süreliğine/bir saniyeliğine ayrılmış
189	Modern Argo	afkfas (away from keyboard for a second) expr.	kısa süreliğine bilgisayar/klavye başında olmayan