a trip - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

a trip



"a trip" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

İngilizce Türkçe
Modern Slang
a trip i. çılgın
a trip i. tuhaf
a trip i. beklenmedik

"a trip" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 115 sonuç

İngilizce Türkçe
General
a good trip i. güzel bir seyahat
a good trip i. iyi bir yolculuk
take a trip f. seyahate gitmek
take a trip f. yolculuk etmek
go on a trip f. geziye çıkmak
take a trip f. seyahate çıkmak
have a trip f. seyahat etmek
take a trip f. seyahat etmek
go on a trip f. gezintiye çıkmak
go on a trip f. geziye gitmek
take a plane trip f. uçak seyahati yapmak
take the students on a trip f. öğrencileri geziye götürmek
be on a guilt trip f. vicdan azabı duymak
be on a guilt trip f. vicdan azabı çekmek
make a trip f. (önceden kararlaştırılmış bir) seyahate çıkmak
go on a school trip f. okul gezisine çıkmak
take a boat trip f. tekne gezisine çıkmak
have a good trip! ünl. uğurlar olsun!
have a good trip! ünl. yolunuz açık olsun!
Idioms
a trip to the woodshed i. fırçayı yeme
a trip to the woodshed i. zılgıtı yeme
a trip to the woodshed i. ayvayı yeme
a guilt trip i. ağır suçluluk duygusu
a trip down memory lane i. anılara yolculuk
a guilt trip i. büyük suçluluk duygusu
a guilt trip i. derin suçluluk duygusu
a guilt trip i. vicdan yaptıracak söz
a guilt trip i. suçluluk hissettirecek söz
a guilt trip i. duygu sömürüsü
take a trip down memory lane f. anılara dalmak
take a trip down memory lane f. anılara uzanmak
lay a heavy trip on someone f. birisini ağır biçimde eleştirmek
lay a (heavy) trip on someone f. birisini ağır biçimde eleştirmek
be on a guilt trip about something f. bir konu hakkında kendini çok suçlu hissetmek
send somebody on a guilt trip f. birisini yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek
lay a trip on someone f. birisini ağır biçimde eleştirmek
put a guilt trip on somebody f. birisini yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek
take a trip down memory lane f. eski günleri yad etmek
be on a power trip f. güç gösterisinde bulunmak
take a trip down memory lane f. eskiyi yad etmek
take a trip down memory lane f. maziye dalmak
take a trip down memory lane f. maziyi yad etmek
lay/put a guilt trip on somebody (us) f. yaptığı bir şey yüzünden birini suçlu hissettirmek
send somebody on a guilt trip (brit) f. yaptığı bir şey yüzünden birini suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on someone f. yaptığı bir şey yüzünden kendisini suçlu hissettirmek
lay a (heavy) trip on (one) f. (birini ağır) şekilde eleştirmek
lay a (heavy) trip on (one) f. (birine fena) çıkışmak
lay a (heavy) trip on (one) f. (birini fena) azarlamak
lay a (heavy) trip on (one) f. (birine ağır) trip atmak
lay a (heavy) trip on (one) f. (birini çok) üzmek
lay a (heavy) trip on (one) f. (birinin) kafasını (çok) karıştırmak
lay a (heavy) trip on (one) f. (birini çok) şaşırtmak
lay a (heavy) trip on (one) f. (birine büyük) şaşkınlık yaşatmak
lay a (heavy) trip on (one) f. (birini) şaşkına çevirmek
lay a (heavy) trip on (one) f. (birine) kendini suçlu hissettirmek
lay a (heavy) trip on (one) f. (birine) suçluluk hissettirmek
lay a (heavy) trip on (one) f. (birine) duygu sömürüsü yapmak
lay a (heavy) trip on someone f. birini (ağır) şekilde eleştirmek
lay a (heavy) trip on someone f. birine (fena) çıkışmak
lay a (heavy) trip on someone f. birini (fena) azarlamak
lay a (heavy) trip on someone f. birine (ağır) trip atmak
lay a (heavy) trip on someone f. birini (çok) üzmek
lay a (heavy) trip on someone f. birinin kafasını (çok) karıştırmak
lay a (heavy) trip on someone f. birini (çok) şaşırtmak
lay a (heavy) trip on someone f. birine (büyük) şaşkınlık yaşatmak
lay a (heavy) trip on someone f. birini şaşkına çevirmek
lay a (heavy) trip on someone f. birine kendini suçlu hissettirmek
lay a (heavy) trip on someone f. birine suçluluk hissettirmek
lay a (heavy) trip on someone f. birine duygu sömürüsü yapmak
lay a guilt trip on someone f. birine kendini suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on someone f. birine suçluluk hissettirmek
lay a guilt trip on someone f. birine duygu sömürüsü yapmak
lay a (heavy) trip on someone f. birine ciddi bir bilgi açıklamak
lay a (heavy) trip on someone f. birine çarpıcı/yıkıcı bir bilgi açıklamak
lay a (heavy) trip on someone f. birine altında ezileceği/ağır bir bilgi vermek
take a trip down memory lane f. birini anılara götürmek
take a trip down memory lane f. geçmişe götürmek
take a trip down memory lane f. anıları birinin gözünde canlandırmak
take a trip down memory lane f. anıları hatırlatmak
take a trip down memory lane f. eskiyi anımsatmak
lay a guilt trip on (one) f. (birine) kendini suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on (one) f. (birine) suçluluk hissettirmek
lay a guilt trip on (one) f. (birine) duygu sömürüsü yapmak
lay a trip on f. -i eleştirmek
lay a trip on f. '-e çıkışmak
lay a trip on f. '-i azarlamak
lay a trip on f. '-e trip atmak
lay a trip on f. '-i üzmek
lay a trip on f. '-i şaşırtmak
lay a trip on f. '-i şaşkına çevirmek
lay a trip on f. '-e kendini suçlu hissettirmek
lay a trip on f. '-e suçluluk hissettirmek
lay a trip on f. '-e duygu sömürüsü yapmak
on a power trip expr. güç gösterisinde
Speaking
have a safe trip i. hayırlı yolculuklar
have a good trip! expr. hayırlı yolculuklar!
have a safe trip expr. iyi yolculuklar
have a nice trip expr. iyi yolculuklar
have a good trip expr. iyi yolculuklar
have a safe trip expr. yolunuz açık olsun
Trade/Economic
go on a world trip f. dünya turuna çıkmak
Slang
a good trip i. iyi trip (lsd, sihirli mantar tribi)
a good trip i. güzel kafa (lsd, sihirli mantar kafası)
a good trip i. eğlenceli trip (lsd, sihirli mantar tribi)
have a bad trip f. bad tribe girmek
take a trip f. uyuşturucu madde kullanmak
on a trip expr. tripte
on a trip expr. uyuşturucunun etkisi altında
on a trip expr. uyuşturucunun etkisinde
on a trip expr. uyuşturucu kafasında
on a trip expr. uyuşturucu tribinde
on a trip expr. uçmuş
on a trip expr. uyuşturucu kafası yaşayan
British Slang
take a stroll/trip down bournville boulevard f. anal seks yapmak
take a stroll/trip down bournville boulevard f. götten kaymak