| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | arrive f. | varmak | ||
|
There is point at which we have to arrive before that cooperation can really become effective. Bu işbirliğinin gerçekten etkili olabilmesi için varmamız gereken bir nokta var. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | arrive f. | ulaşmak | ||
|
For the implementation of the budget, however, it is also essential for the sums to arrive on time. Bununla birlikte, bütçenin uygulanması için meblağların zamanında ulaşması da elzemdir. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | arrive f. | gelip çatmak | ||
|
The day of the picnic has arrived. Piknik günü geldi çattı. More Sentences |
||||
| Genel | arrive f. | dayanmak | ||
|
I am afraid Islamic terrorism has already arrived at our doorsteps. Korkarım ki İslami terörizm çoktan kapımıza dayandı. More Sentences |
||||
| Genel | arrive f. | ulaşmak | ||
|
European money must arrive quickly on the ground in order to assist victims at the time when they need it most. Avrupa parası, mağdurlara en çok ihtiyaç duydukları anda yardım edebilmek için hızla sahaya ulaşmalıdır. More Sentences |
||||
| Genel | arrive f. | varmak | ||
|
It is no good arriving when the crisis is over. Kriz sona erdiğinde varmak iyi değildir. More Sentences |
||||
| Genel | arrive f. | gelmek | ||
|
That is what they told me when I arrived here this morning. Bu sabah buraya geldiğimde bana söyledikleri buydu. More Sentences |
||||
| Genel | arrive f. | yetişmek | ||
|
I arrived just in time for the plane. Uçağa tam zamanında yetiştim. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Teknik | arrive | varmak | ||
|
I have been told that a bus is bringing people from Brussels and is expected to arrive about 8.30 p.m. Bir otobüsün Brüksel'den insanları getirdiği ve akşam 8.30 civarında varmasının beklendiği söylendi. More Sentences |
||||
| Teknik | arrive | gelmek | ||
|
But we have now arrived at a point where we need to develop a competition policy further. Ancak artık rekabet politikasını daha da geliştirmemiz gereken bir noktaya geldik. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | arrive f. | başarmak | ||
| Genel | arrive f. | ayak basmak | ||
| Genel | arrive f. | vasıl olmak | ||
| Genel | arrive f. | gelip dayanmak | ||
| Genel | arrive f. | doğmak | ||
| Genel | arrive f. | vürut etmek | ||
| Genel | arrive f. | başarı kazanmak | ||
| Genel | arrive f. | ortaya çıkmak | ||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | arrive | vasıl olmak | ||
| Archaic | ||||
| Eski Kullanım | arrive f. | gerçekleşmek | ||
| Eski Kullanım | arrive f. | olmak | ||
