Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | artakalan | remaining behind i. |
Genel | artakalan | vestigial s. |
Genel | artakalan | obsolescent s. |
Technical | ||
Teknik | artakalan | leftover i. |
Teknik | artakalan | residual s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Common Usage | ||
Yaygın Kullanım | artakalan miktar | surplus i. |
General | ||
Genel | bir azizin bedeninden artakalan parça veya özel eşya | relic i. |
Genel | artakalan miktar | surplus i. |
Genel | artakalan şey | survival i. |
Genel | bir azizin bedeninden artakalan parça veya özel eşya | relict [obsolete] i. |
Genel | bir azizin bedeninden artakalan parça veya özel eşya | relik [obsolete] i. |
Genel | artakalan miktar | overcome [scotland] i. |
Technical | ||
Teknik | metallerin ya da minerallerin yakılmasından artakalan oksit veya kül | calx i. |
Teknik | metallerin ya da minerallerin yakılmasından artakalan oksitler veya küller | calces i. |
Gastronomy | ||
Mutfak | pişmiş üründen artakalan mayalı kabarık hamurla yapılan ekmek | salt-rising bread i. |
Archaic | ||
Eski Kullanım | bir azizin bedeninden artakalan parça ve özel eşya | relique i. |