başkanlık - Türkçe İngilizce Sözlük

başkanlık

"başkanlık" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 17 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
başkanlık chairmanship i.
There has been some debate over this tripartite chairmanship which has been created for the Convention.
Kongre için oluşturulan bu üçlü başkanlık konusunda bazı tartışmalar oldu.

More Sentences
başkanlık presidency i.
Allow me to begin by thanking the Danish Presidency for its good work.
İyi çalışmaları için Danimarka Başkanlığına teşekkür ederek başlamama izin verin.

More Sentences
General
başkanlık presidential s.
The issue of access to the presidential areas is still unresolved, however.
Ancak başkanlık bölgelerine erişim konusu hala çözüme kavuşturulamamıştır.

More Sentences
Trade/Economic
başkanlık presidency i.
What does the Council Presidency intend to do about this?
Konsey Başkanlığı bu konuda ne yapmayı planlıyor?

More Sentences
Law
başkanlık presidency i.
What action will the Spanish Presidency take with regard to relations with Morocco?
İspanya Dönem Başkanlığı Fas ile ilişkiler konusunda ne gibi adımlar atacak?

More Sentences
Politics
başkanlık presidency i.
The next item is the Council statement on the work programme of the Greek Presidency.
Bir sonraki madde Yunanistan Dönem Başkanlığı'nın çalışma programına ilişkin Konsey açıklamasıdır.

More Sentences
Common Usage
başkanlık presidentship i.
General
başkanlık leadership i.
başkanlık chieftainsy i.
başkanlık headship i.
başkanlık chairmanship i.
başkanlık chieftaincy i.
Trade/Economic
başkanlık chairmanship i.
Law
başkanlık chairmanship i.
Politics
başkanlık administration i.
başkanlık directorate i.
başkanlık ethnarchy i.

"başkanlık" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 164 sonuç

Türkçe İngilizce
General
başkanlık sarayı presidential palace i.
The protestors broke through the barricades in front of the presidential palace.
Protestocular başkanlık sarayının önündeki barikatları yarıp geçtiler.

More Sentences
başkanlık etme chairing i.
In this regard, I have had the privilege of chairing the Convention group on defence.
Bu bağlamda Konvansiyon'un savunmaya ilişkin grubuna başkanlık etme ayrıcalığına sahip oldum.

More Sentences
başkanlık yetkisi presidency i.
But I extend my thanks to the Danish Presidency for its competent leadership.
Ancak Danimarka Dönem Başkanlığına yetkin liderliği için teşekkürlerimi sunuyorum.

More Sentences
başkanlık etmek chair f.
Luxembourg can chair the meetings in the same way as France.
Lüksemburg, Fransa ile aynı şekilde toplantılara başkanlık edebilir.

More Sentences
başkanlık etmek preside f.
I feel especially honoured that it is you who are presiding when this important report is presented.
Bu önemli raporun sunulduğu toplantıya sizin başkanlık ediyor olmanızdan özellikle onur duyuyorum.

More Sentences
başkanlık yapmak chairman f.
I was myself chairman of the works council of Ford Europe for six years.
Ben de altı yıl boyunca Ford Avrupa'nın çalışma konseyinin başkanlığını yaptım.

More Sentences
başkanlık eden presidential [obsolete] s.
The president's son leads the special forces.
Başkanın oğlu özel kuvvetlere başkanlık ediyor.

More Sentences
Phrasals
(birine/bir şeye) başkanlık etmek preside over (someone or something) f.
President Mugabe has presided over the destruction of a once vibrant country.
Başkan Mugabe bir zamanların canlı ülkesinin yıkımına başkanlık etmiştir.

More Sentences
Trade/Economic
başkanlık görevi presidency i.
I believe we must wish the Danish Presidency luck in its task since this is a very important moment.
Bu çok önemli bir an olduğu için Danimarka Dönem Başkanlığına görevinde başarılar dilememiz gerektiğine inanıyorum.

More Sentences
dönüşümlü başkanlık rotating presidency i.
We also repeat our opposition to a permanent Council President being appointed to replace the rotating Presidency.
Ayrıca dönüşümlü Başkanlığın yerine daimi bir Konsey Başkanının atanmasına karşı olduğumuzu yineliyoruz.

More Sentences
başkanlık etmek preside f.
We all agree on the sort of regime over which Saddam Hussein presides.
Hepimiz Saddam Hüseyin'in nasıl bir rejime başkanlık ettiği konusunda hemfikiriz.

More Sentences
Politics
başkanlık seçimi presidential election i.
Presidential elections will be held there on 9 March and time is running out.
Başkanlık seçimleri 9 Mart'ta yapılacak ve bu seçimler için zaman daralıyor.

More Sentences
başkanlık açıklaması presidency statement i.
This dissolution was the subject of a Presidency statement on behalf of the European Union on 21 January 1998.
Bu fesih, 21 Ocak 1998 tarihinde Avrupa Birliği adına yapılan bir Başkanlık açıklamasına konu olmuştur.

More Sentences
başkanlık münazarası presidential debate i.
Did you watch the presidential debate?
Başkanlık münazarasını izledin mi?

More Sentences
başkanlık sistemi presidential system i.
The presidential system and the party-affiliated president are actually not that different.
Başkanlık sistemi ile partili cumhurbaşkanı aslında çok da farklı değil.

More Sentences
üçlü başkanlık troika i.
The dialogue resumed on 1 and 2 December 2001 with the visit of the troika to Havana.
Diyalog, 1 ve 2 Aralık 2001 tarihlerinde üçlü başkanlığın Havana'ya yaptığı ziyaretle yeniden başlamıştır.

More Sentences
General
başkanlık emri executive order i.
başkanlık divanı presidency council i.
başkanlık makamı chair i.
başkanlık eden presider i.
eş yöneticilik/başkanlık duumvirate i.
kürsüye başkanlık eden kimse desk i.
sivil toplum kuruluşunda başkanlık veya icra komitesi praesidium i.
başkanlık etme presidence i.
başkanlık makamı presidence i.
abd başkanlık ofisi presidency i.
mahkemeye başkanlık eden hakim president i.
(mormon kilisesi'nde) iki yardımcısı ile birlikte başkanlık makamında bulunan kilise lideri president i.
başkanlık eden ilahi varlık president [obsolete] i.
(sivil toplum örgütünde) başkanlık komitesi presidium i.
başkanlık altındaki bir konumda bulunan kimse secondary i.
başkanlık etmek pontificate f.
başkanlık etmek moderate f.
başkanlık etmek be in the chair f.
başkanlık etmek preside at f.
başkanlık yapmak be in charge f.
başkanlık yapmak preside f.
toplantıya başkanlık etmek chair a meeting f.
(bir şeye) başkanlık etmek matronize f.
(bir şeye) başkanlık etmek matronise f.
(davete, kutlamaya) başkanlık etmek pour f.
başkanlık sistemine ait presidential s.
başkanlık sistemini temel alan presidential s.
başkanlık sistemi özelliği taşıyan presidential s.
başkanlık etme yetkisini elinde bulunduran presiding s.
başkanlık sistemi ile ilgili olarak presidentially zf.
Phrasals
(bir şeye) başkanlık etmek preside at (something) f.
Colloquial
senato başkanlığına vekaleten başkanlık eden geçici senatör president pro tem i.
halk oylamasının aday başına kongre delegesi sayısını belirlemediği başkanlık ön seçimi beauty contest i.
donald trump'ın başkanlık kampanyası olarak kullanılmış slogan make america great again (maga) expr.
Idioms
başkanlık etmek take the chair f.
toplantı veya oturuma başkanlık eden in the chair s.
davaya başkanlık eden on the bench expr.
Trade/Economic
aktif başkanlık active presidency i.
başkanlık komitesi presiding committee i.
başkanlık görevi presidentship i.
başkanlık yetkisi presidential power i.
başkanlık sistemi presidential government i.
başkanlık dönemi presidential term i.
faal başkanlık active presidency i.
rotasyonla sırası gelen başkanlık rotating presidency i.
rotasyonla sırası gelen başkanlık rotational chairmanship i.
rotasyonla sırası gelen başkanlık rotating chairmanship i.
başkanlık makamına geçmek take the chair f.
başkanlık etmek take the chair f.
Law
başkanlık divanı executive board i.
başkanlık divanı presidency tribunal i.
(man adası'nda) yüksek mahkeme'ye temiz hakimi ile birlikte başkanlık yapan yargıç dempster i.
başkanlık etmek preside f.
başkanlık yapmak preside f.
Politics
başkanlık süresi administration i.
başkanlık dönemi administration i.
çalışma dairesi'nde başkanlık görevi yapan kişi labor secretary i.
çalışma dairesi'nde başkanlık görevi yapan kişi labour secretary i.
abd'de başkanlık seçimleri öncesi adaylar arasında yapılan tartışma primary debate i.
başkanlık sistemi presidential government i.
başkanlık seçimlerini kazanmış olan ama henüz başkan olmamış aday president-elect i.
başkanlık dokunulmazlıkları presidential immunities i.
başkanlık divanı chairmanship council i.
başkanlık kararnamesi presidential decree i.
başkanlık ön seçimi presidential primary i.
başkanlık emirnamesi executive order i.
başkanlık özgürlük madalyası presidential medal of freedom i.
başkanlık yemini presidential oath i.
başkanlık makamı chair i.
başkanlık munazarası presidential debate i.
başkanlık seçimi kapsamında yapılan münazara presidential debate i.
başkanlık kurulu board of presidency i.
başkanlık rejimi presidential regime i.
başkanlık makamı office of the president i.
başkanlık makamı veya süresi presidency i.
başkanlık aday adayı presidential hopeful i.
başkanlık divanı bureau of the assembly i.
başkanlık yemini the oath of office of the president i.
başkanlık emri executive order i.
başkanlık günü president's' day i.
başkanlık kararnamesi executive order i.
başkanlık sistemi congressional system i.
başkanlık sistemleri presidential systems i.
başkanlık forsu presidential seal i.
birliğin başkanlık sırası presidency of the union i.
cumhuriyetçi parti başkanlık adaylığı republican presidential nomination i.
eş-başkanlık co-presidency i.
ikinci başkanlık second presidency i.
parlamento başkanlık konferansı speaker's conference i.
rusya devlet başkanlık dairesi staff of russia’s president i.
rusya devlet başkanlık dairesi presidential executive office i.
rusya devlet başkanlık dairesi russian presidential administration i.
sırayla başkanlık etme rotation i.
senato başkanlığına vekaleten başkanlık eden geçici senatör president pro tempore i.
süper başkanlık rejimi superpresidential regime i.
süper başkanlık sistemi superpresidentialism i.
süper başkanlık sistemi superpresidential system i.
süper başkanlık sistemi superpresidential regime i.
süper başkanlık rejimi superpresidential system i.
süper başkanlık rejimi superpresidentialism i.
yarı başkanlık sistemi semi-presidential system i.
yarı-başkanlık sistemleri semi-presidential systems i.
(abd) başkanlık yemini the oath of office of the president i.
(abd) başkanlık yemini presidential oath i.
1860 yılı amerikan başkanlık seçimlerinde cumhuriyetçi partiyi destekleyen örgütlerin bir üyesi wide–awake i.
kraliyet danışma meclisi'nin toplantılarına başkanlık eden kabine bakanı lord president of the council [uk] i.
başkanlık sisteminde yürütme organı government i.
başkanlık seçiminden kısa süre sonra gerçekleşip sonuçları etkileyen büyük olay october surprise i.
başkanlık divanı presidential council i.
ortak başkanlık cochairmanship i.
ortak başkanlık yapan kadın cochairwoman i.
başkanlık seçimlerini kazanmış olup henüz başkan olmamış aday president elect i.
başkanlık eden kadın presidentess [dated] i.
(abd'de) başkanlık günü presidents day i.
(abd'de) başkanlık günü presidents' day i.
başkanlık süresi presidentship i.
başkanlık etmek preside over f.
başkanlık etmek be in the chair f.
başkanlık etmek preside f.
sırayla başkanlık etmek rotate f.
ortak başkanlık yapmak cochair f.
başkanlık öncesi prepresidential s.
başkanlık öncesi döneme ilişkin prepresidential s.
Institutes
başkanlık özel kalem müdürlüğü office of the private secretary i.
başkanlık müşavirleri office of directorial counsellors i.
başkanlık (daire başkanlığı) department i.
Tourism
başkanlık süiti presidential suit i.
Computer
başkanlık etmek mod f.
Education
doktora sınavlarına başkanlık eden kimse praeses i.
History
1860 yılı başkanlık seçiminde cumhuriyetçi parti'nin adayını destekleyen örgütlerden birinin üyesi wideawake i.
1860 yılı başkanlık seçiminde cumhuriyetçi parti'nin adayını destekleyen örgütlerden birinin üyesi wide-awake i.
(venedik'te) başkanlık dogate i.
(venedik'te) başkanlık dogeate i.
Religious
isa'nın ölüm kararına başkanlık eden yahudi başrahip caiaphas [bible] i.
piskoposluk rütbesi taşımayan ve vilayete başkanlık eden katolik rahip apostolic prefect i.
(presbiteryen kilisesi'nde) kilise mahkemesine, kilise meclisine veya genel kuruluna başkanlık etmek üzere atanan bir papaz moderator i.
(ingiliz kilisesi'nde) sadece manevi konularla ve kilise meseleleriyle ilgilenen ve piskopos vekilinin başkanlık ettiği mahkeme consistory i.
(katolik kilisesi'nde) papanın başkanlık ettiği kardinaller toplantısı consistory i.
(ingiliz kilisesi'nde) sadece manevi konularla ve kilise meseleleriyle ilgilenen ve piskopos vekilinin başkanlık ettiği mahkeme consistory court i.
(gönüllü başkanlık yönetimi altında) latter-day saint church yetkisinde bulunan özel bölge stake i.
Military
başkanlık birlik savaş nişanı presidential unit citation i.
başkanlık emri presidential order i.
başkanlık takdirnamesi presidential testimonial i.
Sport
fiziksel uygunluk ve spor başkanlık konseyi presidents council on physical fitness and sports (pcpfs) i.
Abbreviation
başkanlık emri eo (executive order) i.
Archaic
akademik münazaralara başkanlık eden regent s.
başkanlık eden president s.
Star Wars
başkanlık malikanesi presidential manor i.