barışçıl - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

barışçıl



"barışçıl" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 11 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
barışçıl peaceful s.
General
barışçıl pacific s.
barışçıl amicable s.
barışçıl peaceable s.
barışçıl peace-loving s.
barışçıl unhostile s.
barışçıl eirenical s.
barışçıl pacifical s.
barışçıl peacemaking s.
barışçıl frictionless s.
barışçıl amicably zf.

"barışçıl" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 47 sonuç

Türkçe İngilizce
General
uluslararası barışçıl çözüm pacific settlement of international disputes i.
barışçıl çözüm peaceful settlement i.
barışçıl bir millet a peaceful nation i.
barışçıl yer oasis i.
barışçıl kimse pacifico i.
barışçıl ve uyumlu ilişki kurmak atone [obsolete] f.
barışçıl bir şekilde peaceably zf.
barışçıl bir şekilde peacefully zf.
barışçıl bir şekilde pacifically zf.
Phrases
barışçıl amaçlarla for peaceful purposes expr.
Idioms
askeri güçleri, teknolojileri, fikirleri barışçıl amaçlarla döndürme swords to plowshares i.
askeri harekattan yana olanlar ve barışçıl, diplomatik çözümlerden yana olanlar hawks and doves i.
askeri harekatı destekleyenler ve barışçıl çözümleri destekleyenler hawks and doves i.
saldırgan bir askeri tutumdan yana olanlar ve barışçıl bir tutumdan yana olanlar hawks and doves i.
askeri güçleri, teknolojileri, fikirleri barışçıl amaçlara yönlendirme swords into ploughshares i.
barışçıl ve yapıcı eylemlere/çözümlere yönelme swords into ploughshares i.
askeri güçleri, teknolojileri, fikirleri barışçıl amaçlara yönlendirme swords into plowshares i.
barışçıl ve yapıcı eylemlere/çözümlere yönelme swords into plowshares i.
askeri güçleri, teknolojileri, fikirleri barışçıl amaçlara yönlendirme swords to ploughshares i.
barışçıl ve yapıcı eylemlere/çözümlere yönelme swords to ploughshares i.
askeri güçleri, teknolojileri, fikirleri barışçıl amaçlara yönlendirme swords to plowshares i.
barışçıl ve yapıcı eylemlere/çözümlere yönelme swords to plowshares i.
barışçıl müzakereleri yürütüp bir taraftan da mücadeleye hazırlanmak walk softly and carry a big stick f.
barışçıl müzakereleri yürütüp bir taraftan da mücadeleye hazırlanmak speak softly and carry a big stick f.
barışçıl bir çözümün yollarını tıkamak close the door on something on a peaceful solution f.
barışçıl bir çözümün yollarını tıkamak shut the door on something on a peaceful solution f.
askeri güçleri, teknolojileri, fikirleri barışçıl amaçlarla döndürmek beat swords into plowshares f.
Law
dış uzayın barışçıl kullanımı peaceful use of outer space i.
uyuşmazlıkların barışçıl çözümü peaceful settlement of disputes i.
barışçıl şekilde mülk edinme veya sürdürme hakkı right of entry i.
Politics
siyasi amaçlara ulaşma uğruna barışçıl taktikleri şiddeti tercih eden doktrin, politika veya uygulama nonviolence i.
anlaşmazlıkların barışçıl çözümü peaceful settlement of disputes i.
barışçıl çözüm peaceful solution i.
barışçıl müdahale peaceful intervention i.
barışçıl yaklaşım peaceful approach i.
barışçıl politika pacifism i.
barışçıl (yollarla/yollardan) çözüm peaceful resolution i.
barışçıl çözüm pacific settlement i.
barışçıl gösteri peaceful rally i.
büyük bir güç tarafından zayıf bir ülke üzerinde uygulanan barışçıl abluka pacific blockade i.
barışçıl vatanseverlik matriotism i.
barışçıl politika peace advocacy i.
(kuzey irlanda'da) irlanda cumhuriyeti ile barışçıl birliği savunan siyasi bir parti social democratic and labour party i.
barışçıl yolla amicably zf.
barışçıl bir şekilde pacifistically zf.
Technical
barışçıl koşullar altında abd ve dost bir ülkenin hükümeti arasındaki işbirliğine dayalı lojistik uygulamalarına ilişkin usul ve uygulama anlaşmaları cooperative logistic support arrangements i.
Military
barışçıl nükleer denemeler antlaşması peaceful nuclear explosions treaty i.