Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
better (than)
"better (than)"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 275 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
be on a better footing than ever
f.
araları her zamankinden daha iyi olmak
2
Genel
do one better (than somebody/something)
f.
daha iyisini yapmak
3
Genel
sing much better than
f.
(şarkı vb) çok daha iyi söylemek
4
Genel
better-than-thou
s.
kendini beğenmiş
5
Genel
better than thought
s.
düşünülenden daha iyi
6
Genel
better than thought
s.
sanılandan daha iyi
7
Genel
better-than-equal
s.
ortalamanın üzerinde
8
Genel
better-than-equal
s.
ortalamadan daha iyi
9
Genel
better-than-expected
s.
beklenenden daha iyi
10
Genel
better-than-average
s.
ortalamadan daha iyi
11
Genel
better-than-average
s.
ortalamanın üzerinde
12
Genel
no better than
ed.
-den daha iyi olmayan
13
Genel
no better than
ed.
daha evla değil
14
Genel
no better than
ed.
daha hallice değil
15
Genel
no better than
ed.
hemen hemen aynı
16
Genel
no better than
ed.
daha matah değil
17
Genel
no better than
ed.
daha iyi değil
18
Genel
better than
ed.
-den daha iyi
19
Genel
no better than
ed.
-dan daha iyi değil
Phrases
20
İfadeler
better you than me
expr.
iyi ki ben değilim
21
İfadeler
better you than me
expr.
iyi ki benden istemedi
22
İfadeler
better you than me
expr.
senin yerinde olmak istemezdim
23
İfadeler
one is no better than the other
expr.
al birini vur ötekine
24
İfadeler
better to be hung for a wolf than a sheep
expr.
battı balık yan gider
25
İfadeler
better to be hung for a wolf than a sheep
expr.
boğulacaksan büyük denizde boğul
26
İfadeler
better safe than sorry
expr.
eşeği sağlam kazığa bağla
27
İfadeler
better safe than sorry
expr.
eşeği sağlam kazığa bağlamalı
28
İfadeler
it's better to ask forgiveness than permission
expr.
izin istemektense af dile
29
İfadeler
better dead than red
expr.
kızıl/komünist olmaktansa ölürüm daha iyi anlamında bir soğuk savaş dönemi sloganı
30
İfadeler
better now than before
expr.
öncekilerden/öncekinden artık daha iyi
31
İfadeler
the palest ink is better than the sharpest memory
expr.
söz uçar yazı kalır
32
İfadeler
tomorrow is always better than yesterday
expr.
yarın her zaman dünden iyidir
33
İfadeler
tomorrow is always better than yesterday
expr.
yarın daima dünden iyidir
34
İfadeler
tomorrow is always better than today
expr.
yarın her zaman bugünden iyidir
35
İfadeler
tomorrow is always better than today
expr.
yarın daima bugünden iyidir
Proverb
36
Atasözü
health is better than wealth
olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
37
Atasözü
prevention is better than cure
tedbir tedaviden iyidir
38
Atasözü
better bend than break
eğilen baş kesilmez
39
Atasözü
two heads are better than one
el elden üstündür
40
Atasözü
a living dog is better than a dead lion
aslanın ölüsünden tilkinin dirisi yeğdir
41
Atasözü
two heads are better than one
akıl akıldan üstündür
42
Atasözü
two heads are better than one
bir elin nesi var iki elin sesi var
43
Atasözü
better late than never
geç olsun güç olmasın
44
Atasözü
better to wear out than to rust out
paslanmaktansa yıpranması daha iyidir
45
Atasözü
better be the head of a dog than the tail of a lion
ata kuyruk olmaktansa fareye baş olmak yeğdir
46
Atasözü
better the devil you know than the devil you don't know
tanıdığın düşman tanımadığın dosttan yeğdir
47
Atasözü
better be an old man's darling than a young man's slave
genç bir adamın kölesi olmaktansa yaşlı birinin sevgilisi olmak yeğdir
48
Atasözü
It is better to travel hopefully than to arrive
göle giden yol gölden daha güzeldir
49
Atasözü
It is better to travel hopefully than to arrive
geleceği düşünmektense bugünün tadını çıkar
50
Atasözü
better a lean peace than a fat victory
ufak bir barış büyük bir zaferden daha iyidir
51
Atasözü
tis better to have loved and lost than never to have loved at all
sevip de yitirmiş olmak hiç sevmemiş olmaktan daha iyidir
52
Atasözü
bad excuse is better than none
hiç olmazsa bir mazeretin olsun
53
Atasözü
bad excuse is better than none
kötü bir mazeretinin olması hiç olmamasından daha iyidir
54
Atasözü
it is better to give than to receive
vermek almaktan daha iyidir
55
Atasözü
it is better to wear out than to rust out
yıpranmak paslanmaktan daha iyidir
56
Atasözü
it is better to give than to receive
vermek almaktan daha kutsaldır
57
Atasözü
it is better to be born lucky than rich
şanslı doğmak zengin doğmaktan daha iyidir
58
Atasözü
better untaught than ill taught
yanlış bilmektense hiç bilmemek iyidir
59
Atasözü
better untaught than ill taught
yanlış bilmektense hiç bilmemek daha iyidir
60
Atasözü
better to light a candle than to curse the darkness
bir mum yakmak karanlığa sövmekten iyidir
61
Atasözü
it's better to light a candle than to curse the darkness
bir mum yakmak karanlığa sövmekten iyidir
62
Atasözü
it is better to have loved and lost than never to have lost at all
sevip de kaybetmek hiç sevmemekten daha iyidir
63
Atasözü
it is better to have loved and lost than never to have loved at all
sevip de kaybetmek sevmemiş olmaktan iyidir
64
Atasözü
it is better to have loved and lost than never to have loved at all
sevip de kaybetmiş olmak hiç sevmemiş olmaktan iyidir
65
Atasözü
it is better to light a candle than to curse the darkness
karanlığa küfredeceğine bir mum da sen yak
66
Atasözü
better to light a candle than to curse the darkness
karanlığa küfredeceğine bir mum da sen yak
67
Atasözü
example is better than precept
bir musibet bin nasihattan iyidir
68
Atasözü
example is better than precept
bir musibet bin nasihata bedeldir
69
Atasözü
better to light one candle than to curse the darkness
karanlığa hayıflanacağına bir mum da sen yak
70
Atasözü
well done is better than well said
eylem/ sözden iyidir
71
Atasözü
well done is better than well said
söz eylemin yerini tutmaz
72
Atasözü
well done is better than well said
laf değil icraat yap
73
Atasözü
better a live coward than a dead hero
ölü bir kahraman olmaktansa, canlı bir korkak olmayı yeğlerim
74
Atasözü
better safe than sorry
üzülmektense tedbirli olmak iyidir
75
Atasözü
better die with honour than live with shame
utançla yaşamaktansa onurla ölmek daha iyidir
76
Atasözü
better safe than sorry
üzgün olmaktansa tedbirli olmak daha iyidir
77
Atasözü
better to reign in hell than serve in heaven
cehennemde hükümdar olmak cennette hizmetçi olmaktan iyidir
78
Atasözü
a live dog is better than a dead lion
tilkinin dirisi, aslanın ölüsünden yeğdir
79
Atasözü
it's better to ask forgiveness than permission
izin istemektense af dilemek yeğdir
80
Atasözü
it's better to ask forgiveness than permission
iyi ki yaptım
81
Atasözü
it's better to ask forgiveness than permission
düşünme yap gitsin
82
Atasözü
it's better to ask forgiveness than permission
yap gitsin sonrasını sonra düşünürsün
83
Atasözü
it's better to ask forgiveness than permission
yapmadığın için pişman olmaktansa yaptıktan sonra özür dilersin olur biter
84
Atasözü
foresight is better than hindsight
eşeğini sağlam bağla da
85
Atasözü
foresight is better than hindsight
ne karanlıkta yat ne kara düş gör
86
Atasözü
foresight is better than hindsight
korkulu rüya görmektense uyanık yatmak hayırlıdır
87
Atasözü
foresight is better than hindsight
korkulu rüya görmektense uyanık olmak yeğdir
88
Atasözü
the half is better than the whole
aşırıya kaçmaktansa böylesi daha iyi
89
Atasözü
the half is better than the whole
çoğu zarar
90
Atasözü
the half is better than the whole
azı karar
91
Atasözü
the half is better than the whole
çok açılma
92
Atasözü
the half is better than the whole
soğuk alırsın
93
Atasözü
the half is better than the whole
çok söyleyen/konuşan çok yanılır
94
Atasözü
foresight is better than hindsight
işini sağlama al
95
Atasözü
better to ask the way than go astray
sora sora bağdat bulunur
96
Atasözü
better be the head of a dog than the tail of a lion
öküz ayağı olmaktansa buzağı başı olmak yeğdir
97
Atasözü
better be the head of a dog than the tail of a lion
bir boğanın kuyruğu olmaktansa bir tavuğun başı ol
98
Atasözü
better be the head of a dog than the tail of a lion
daha mütevazı da olsa kendi işinin patronu olmak, başkasının yanında çalışmaktan daha iyidir
99
Atasözü
(it's) better to be late than be dead on time
geç olsun da güç olmasın
100
Atasözü
(it's) better to be late than be dead on time
hiç olmamasındansa geç olması daha iyidir
101
Atasözü
(it's) better to be late than be dead on time
hiç varamamaktansa geç varmak daha iyidir
102
Atasözü
(it's) better to be late than be dead on time
zamanında olması için hayati risk almaktansa geç olması daha iyidir
103
Atasözü
(it's) better to be late than be dead on time
zamanında varmak için hayatını riske atmaktansa geç varmak daha iyidir
104
Atasözü
persuasion is better than force
ikna etmek zorlamaktan daha iyi sonuç verir
105
Atasözü
persuasion is better than force
zorlamak yerine ikna yöntemiyle başarıya ulaşmak daha olasıdır
106
Atasözü
persuasion is better than force
ikna etme zorlamadan daha iyidir
107
Atasözü
it is better to give than to receive
veren el alan elden üstündür
108
Atasözü
(it's) better to be a live dog than a dead lion
yaşayan bir köpek ölü bir aslandan iyidir
109
Atasözü
(it's) better to be a live dog than a dead lion
yaşayan bir korkak olmak ölü bir kahraman olmaktan iyidir
110
Atasözü
a bad excuse is better than none
hiç olmazsa bir mazeretin olsun
111
Atasözü
a bad excuse is better than none
kötü bir mazeret bile hiç olmamasından iyidir
112
Atasözü
a bad excuse is better than none
en azından bir mazeretin olsun
113
Atasözü
a bad excuse is better than none
kötü de olsa bir mazeretin olsun
114
Atasözü
two heads are better than one
birlikten kuvvet doğar
115
Atasözü
better (be) safe than sorry [cliché]
korkulu rüya görmektense uyanık yatmak iyidir
116
Atasözü
better (be) safe than sorry [cliché]
sonradan dizini dövmektense önceden önlem almak/dikkatli olmak iyidir
117
Atasözü
better (be) safe than sorry [cliché]
pişman olacağına sağlamcı davran
118
Atasözü
better safe than sorry
korkulu rüya görmektense uyanık yatmak iyidir
119
Atasözü
better safe than sorry
sonradan dizini dövmektense önceden önlem almak/dikkatli olmak iyidir
120
Atasözü
better safe than sorry
pişman olacağına sağlamcı davran
121
Atasözü
it's better to be safe than sorry
korkulu rüya görmektense uyanık yatmak iyidir
122
Atasözü
it's better to be safe than sorry
sonradan dizini dövmektense önceden önlem almak/dikkatli olmak iyidir
123
Atasözü
it's better to be safe than sorry
pişman olacağına sağlamcı davran
124
Atasözü
better a dollar earned than ten inherited
miras kalan on dolardansa kazandığın bir dolar yeğdir
125
Atasözü
better a dollar earned than ten inherited
baba parası/miras yemektense az da olsa alın teriyle kazanmak yeğdir
126
Atasözü
better the devil you know (than the devil you don't)
tanıdığın düşman tanımadığın dosttan yeğdir
127
Atasözü
better the devil you know (than the devil you don't)
her zaman aşina olduğun/bildiğin/tanıdığın seçenek daha iyidir
128
Atasözü
better the devil you know (than the devil you don't)
bildiğin/tanıdığın şeyden şaşmamak iyidir
129
Atasözü
better the devil you know (than the devil you don't)
ne olursa olsun bildiğinden/tanıdığından şaşmamak yeğdir/akıllıcadır
130
Atasözü
better the devil you know (than the devil you don't)
bildiğin/aşina olduğun bir şeyle uğraşmak bilmediğin bir şeyin riskine girmekten daha kolaydır
131
Atasözü
better the devil you know than the one you don't know
tanıdığın düşman tanımadığın dosttan yeğdir
132
Atasözü
better the devil you know than the one you don't know
her zaman aşina olduğun/bildiğin/tanıdığın seçenek daha iyidir
133
Atasözü
better the devil you know than the one you don't know
bildiğin/tanıdığın şeyden şaşmamak iyidir
134
Atasözü
better the devil you know than the one you don't know
ne olursa olsun bildiğinden/tanıdığından şaşmamak yeğdir/akıllıcadır
135
Atasözü
better the devil you know than the one you don't know
bildiğin/aşina olduğun bir şeyle uğraşmak bilmediğin bir şeyin riskine girmekten daha kolaydır
136
Atasözü
brain is better than brawn
akıl, fiziksel güçten üstündür
137
Atasözü
brain is better than brawn
akıl gücü kaba kuvvetten üstündür
138
Atasözü
brain is better than brawn
akıl gücü fiziksel güçten üstündür
139
Atasözü
brain is better than brawn
akıl gücü fiziksel güçten önemlidir
140
Atasözü
the devil you know is better than the devil you don't know
tanıdığın düşman tanımadığın dosttan yeğdir
141
Atasözü
the devil you know is better than the devil you don't know
her zaman aşina olduğun/bildiğin/tanıdığın seçenek daha iyidir
142
Atasözü
the devil you know is better than the devil you don't know
bildiğin/tanıdığın şeyden şaşmamak iyidir
143
Atasözü
the devil you know is better than the devil you don't
tanıdığın düşman tanımadığın dosttan yeğdir
144
Atasözü
the devil you know is better than the devil you don't
her zaman aşina olduğun/bildiğin/tanıdığın seçenek daha iyidir
145
Atasözü
the devil you know is better than the devil you don't
bildiğin/tanıdığın şeyden şaşmamak iyidir
146
Atasözü
better a lie that heals than a truth that wounds
dost acı söyler
Colloquial
147
Konuşma Dili
better than
s.
daha yetenekli
148
Konuşma Dili
better than
s.
daha usta
149
Konuşma Dili
better than
s.
daha becerikli
150
Konuşma Dili
better than
s.
-den daha fazlası
151
Konuşma Dili
better than
s.
'-den çoğu
152
Konuşma Dili
better than
s.
'-den fazlası
153
Konuşma Dili
no better than (one) ought to be
expr.
(daha çok kadın için) terbiyesiz/iyi terbiye almamış
154
Konuşma Dili
no better than (one) ought to be
expr.
(daha çok kadın için) edepsiz/utanmaz
155
Konuşma Dili
no better than (one) ought to be
expr.
(daha çok kadın için) ahlaksız/bayağı/seviyesiz
156
Konuşma Dili
no better than (one) ought to be
expr.
(daha çok kadın için) kötü yola girmiş/kötü yola düşmüş
157
Konuşma Dili
no better than (one) should be
expr.
(daha çok kadın için) terbiyesiz/iyi terbiye almamış
158
Konuşma Dili
no better than (one) should be
expr.
(daha çok kadın için) edepsiz/utanmaz
159
Konuşma Dili
no better than (one) should be
expr.
(daha çok kadın için) ahlaksız/bayağı/seviyesiz
160
Konuşma Dili
no better than (one) should be
expr.
(daha çok kadın için) kötü yola girmiş/kötü yola düşmüş
161
Konuşma Dili
better than sex
expr.
çok eğlenceli veya heyecanlı
162
Konuşma Dili
better than nothing
expr.
hiç yoktan iyidir
163
Konuşma Dili
something is better than nothing
expr.
hiç yoktan iyidir
164
Konuşma Dili
a little is better than none
expr.
hiç yoktan iyidir
165
Konuşma Dili
better late than never
expr.
geç olsun ama güç olmasın
166
Konuşma Dili
better than nothing
expr.
kısa günün karı
167
Konuşma Dili
better than sex
expr.
seksten bile daha iyi
168
Konuşma Dili
a (damn) sight better (than somebody/something)
expr.
(birinden/bir şeyden) çok daha iyi
169
Konuşma Dili
(it's) better than nothing
expr.
hiç yoktan iyidir
170
Konuşma Dili
(it's) better than nothing
expr.
idare eder
171
Konuşma Dili
(it's) better than nothing
expr.
daha kötü olabilirdi
172
Konuşma Dili
(it's) better than nothing
expr.
daha kötüsü de olabilirdi
173
Konuşma Dili
is better than nothing
expr.
hiç yoktan iyidir
174
Konuşma Dili
is better than nothing
expr.
hiç yoktan iyi
Idioms
175
Deyim
regard someone as better than someone else
f.
birini başkalarının üstünde tutmak
176
Deyim
know better than to do something
f.
bir şeyi yapmamak gerektiğini bilmek
177
Deyim
know better than to do something
f.
bir şeyi yapmamak gerektiğini (birinden daha iyi) bilmek
178
Deyim
be better than one's word
f.
söz verdiğinden daha fazlasını yapmak
179
Deyim
be better than one's word
f.
söylediğinden daha fazlasını yapmak
180
Deyim
be better than a kick in the pants
f.
hiç yoktan iyidir
181
Deyim
be better than a kick in the pants
f.
idare eder
182
Deyim
go one better (than someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) daha iyisini yapmak
183
Deyim
go one better (than someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) yaptığından daha iyisini yapmak
184
Deyim
go one better (than someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) geçmek
185
Deyim
know better than
f.
-i yapmayacak kadar akıllı/kültürlü/terbiyeli olmak
186
Deyim
know better than
f.
'-den kaçınacak kadar akıllı/kültürlü/terbiyeli olmak
187
Deyim
no better than you should (or ought to) be
s.
(daha çok kadın için) terbiyesiz/iyi terbiye almamış
188
Deyim
no better than you should (or ought to) be
s.
(daha çok kadın için) edepsiz/utanmaz
189
Deyim
no better than you should (or ought to) be
s.
(daha çok kadın için) ahlaksız/bayağı/seviyesiz
190
Deyim
no better than you should (or ought to) be
s.
(daha çok kadın için) kötü yola girmiş/kötü yola düşmüş
191
Deyim
a notch better than
zf.
bir adım önde
192
Deyim
a notch better than
zf.
bir gömlek daha iyi
193
Deyim
a notch better than
zf.
bir kademe daha iyi
194
Deyim
little better than
zf.
(bir şeyden) farksız olan
195
Deyim
little better than
zf.
(bir şeyden) daha iyi olmayan
196
Deyim
little better than
zf.
(bir şey) kadar kötü olmayan
197
Deyim
little/no better than
zf.
(bir şeyden) pek farkı olmama/farksız olma/daha iyi olmama
198
Deyim
better late than never
expr.
geç olsun güç olmasın.
199
Deyim
better late than never
expr.
geç olsun da güç olmasın
200
Deyim
half a loaf is better than no bread
expr.
hiç yoktan iyidir
201
Deyim
half a loaf is better than none
expr.
hiç yoktan iyidir
202
Deyim
better late than never
expr.
geç olsun güç olmasın
203
Deyim
health is better than wealth
expr.
olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.
204
Deyim
half a loaf is better than none
expr.
olmamasından daha iyi
205
Deyim
better to be safe than sorry
expr.
korkulu rüya görmektense uyanık yatmak iyidir
206
Deyim
better safe than sorry
expr.
korkulu rüya görmektense uyanık yatmak iyidir
207
Deyim
half a loaf is better than no bread
expr.
olmamasından daha iyi
208
Deyim
prevention is better than cure
expr.
önlem tedaviden iyidir
209
Deyim
better be sure than sorry
expr.
korkulu rüya görmektense uyanık kalmak evladır
210
Deyim
better than sex
expr.
seksten bile zevkli
211
Deyim
better safe than sorry
expr.
pişman olacağıma sağlamcı davranayım
212
Deyim
better to be safe than sorry
expr.
pişman olacağıma sağlamcı davranayım
213
Deyim
better lose the saddle than the horse
expr.
zararın neresinden dönülürse kardır
214
Deyim
better lose the saddle than the horse
expr.
zararın neresinden dönülse kardır
215
Deyim
better dead than red
expr.
kızıl (komünist) olmaktansa ölmek daha iyidir
216
Deyim
better dead than red
expr.
komünist parti karşıtı soğuk savaş sloganı
217
Deyim
better dead than red
expr.
kızıl (komünist) olacağıma ölürüm daha iyi
218
Deyim
little better than
expr.
(bir şeyden) pek farklı değil
219
Deyim
a notch better than (someone or something)
expr.
(birinden/bir şeyden) bir adım önde
220
Deyim
a notch better than (someone or something)
expr.
(birinden/bir şeyden) bir gömlek daha iyi
221
Deyim
a notch better than (someone or something)
expr.
(birinden/bir şeyden) biraz daha iyi
222
Deyim
a notch better than (someone or something)
expr.
(birinden/bir şeyden) bir kademe daha iyi
223
Deyim
a notch better than (someone or something)
expr.
(birinden/bir şeyden) bir tık daha iyi
224
Deyim
better off than (someone)
expr.
ekonomik durumu (birinden) daha iyi
225
Deyim
better than a kick in the teeth [cliché]
expr.
hiç yoktan iyidir
226
Deyim
better than a kick in the teeth [cliché]
expr.
idare eder
227
Deyim
better than a kick in the teeth [cliché]
expr.
daha kötü olabilirdi
228
Deyim
better than a kick in the teeth [cliché]
expr.
daha kötüsü de olabilirdi
229
Deyim
better than a poke in the eye (with a sharp stick) [cliché]
expr.
hiç yoktan iyidir
230
Deyim
better than a poke in the eye (with a sharp stick) [cliché]
expr.
daha kötü olabilirdi
231
Deyim
better than a poke in the eye (with a sharp stick) [cliché]
expr.
daha kötüsü de olabilirdi
232
Deyim
half a loaf is better than no loaf
expr.
hiç yoktan iyidir
233
Deyim
half a loaf is better than no loaf
expr.
olmamasından daha iyi
234
Deyim
half a loaf is better than no loaf
expr.
buna da şükür
235
Deyim
make a better door than a window
expr.
önümü kapatıyorsun
236
Deyim
make a better door than a window
expr.
manzarayı kapatıyorsun
Speaking
237
Konuşma
I have to go some to do better than that
expr.
bundan daha iyisini yapmak için daha fazla uğraşmalıyım
238
Konuşma
it doesn't get much better than this
expr.
bundan iyisi olamaz
239
Konuşma
you can do better than that
expr.
bundan daha iyisini yapabilirsin
240
Konuşma
they deserve better than that
expr.
bundan daha iyisini hak ediyorlar
241
Konuşma
it doesn't get much better than this
expr.
bundan daha iyisi olamaz
242
Konuşma
you know me better than anyone
expr.
beni herkesten daha iyi tanıyorsun
243
Konuşma
I have to try harder to do better than that
expr.
bundan daha iyisini yapmak için daha fazla uğraşmalıyım
244
Konuşma
who does it better than that?
expr.
bundan iyisini kim yapar?
245
Konuşma
he's doing better than I am
expr.
benden daha iyi durumda
246
Konuşma
you can do better than that
expr.
bundan iyisini yapabilirsin
247
Konuşma
better late than never
expr.
hiç olmamaktansa varsın geç olsun
248
Konuşma
it is better than nothing
expr.
hiç yoktan iyidir
249
Konuşma
better late than never
expr.
geç olsun da güç olmasın
250
Konuşma
better late than never
expr.
geç olması hiç olmamasından iyidir
251
Konuşma
better late than never
expr.
geç olsun güç olmasın
252
Konuşma
you'd better you hear it from me now than from somebody else later
expr.
ileride başkalarından duyacağına şimdi benden duyman daha iyi
253
Konuşma
her grades are better than mine
expr.
onun notları benimkilerden daha iyi
254
Konuşma
since you know him/her better than i do
expr.
onu benden daha iyi tanıdığın için
255
Konuşma
he should have known better than to do it
expr.
o işi yapmayacak kadar aklı olmalıydı
256
Konuşma
since you know him/her better than i do
expr.
onu benden daha iyi tanıdığından ötürü/dolayı
257
Konuşma
because you know him/her better than i do
expr.
onu benden daha iyi tanıdığından ötürü/dolayı
258
Konuşma
you make a better door than you do a window
expr.
önümü kapatıyorsun
259
Konuşma
don't ever let anybody tell you they're better than you
expr.
kimsenin senden daha iyi olduğunu söylemesine izin verme
260
Konuşma
you make a better door than you do a window
expr.
manzarayı kapatıyorsun
261
Konuşma
because you know him/her better than i do
expr.
onu benden daha iyi tanıdığına göre
262
Konuşma
because you know him/her better than i do
expr.
onu benden daha iyi tanıdığın için
263
Konuşma
since you know him/her better than i do
expr.
onu benden daha iyi tanıdığına göre
264
Konuşma
he is probably better off than we are
expr.
şu anda bizden daha iyi durumdadır
265
Konuşma
she deserves so much better than you
expr.
senden çok daha iyisini hak ediyor
266
Konuşma
it's better to have loved and lost than never to have loved at all
expr.
sevip de yitirmiş olmak hiç sevmemiş olmaktan daha iyidir
267
Konuşma
I like it here better than there
expr.
burayı oradan daha çok seviyorum
Statistics
268
İstatistik
hollander-proschan new better than used test
i.
hollander-proschan yeni eskiden iyidir sınaması
269
İstatistik
new better than used distribution
i.
yeni eskiden iyidir dağılım
Slang
270
Argo
a hell of a lot better than
expr.
çok daha iyi
271
Argo
better than zero
expr.
hiç yoktan iyidir
British Slang
272
İngiliz Argosu
better than a slap in the face with a wet kipper/fish
expr.
daha kötü olabilirdi
273
İngiliz Argosu
better than a poke in the eye with a blunt stick
expr.
daha kötü olabilirdi
274
İngiliz Argosu
better than a kick in the teeth/balls
expr.
hiç yoktan iyidir
275
İngiliz Argosu
better than a kick in the teeth/balls
expr.
idare eder
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of better (than)
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy