Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
bir şeyi bulmak
"bir şeyi bulmak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
bir şeyi bulmak
amount to something
f.
2
Öbek Fiiller
bir şeyi bulmak
amount to something
f.
"bir şeyi bulmak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 111 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
bir şeyi uygun bulmak
sit well with
f.
2
Genel
bir şeyi rahatsız edici bulmak
see something as irritating
f.
3
Genel
bir şeyi çöpte bulmak
find something in the trash
f.
4
Genel
beklenmedik şekilde bir anda kendini bir şeyi keşfetmiş olarak bulmak
end up discovering
f.
5
Genel
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak
find enough courage (to do something)
f.
6
Genel
bir şeyi yapmak için cesaret bulmak
bring oneself to do something
f.
Phrasals
7
Öbek Fiiller
bir şeyi bulmak için aramaya koyulmak
feel after
f.
8
Öbek Fiiller
(birini veya bir şeyi) tuzağa yakalanmış bulmak
catch (someone or something) in (something)
f.
9
Öbek Fiiller
bir şeyi bulmak umuduyla toprağı eşelemek
scratch about for something
f.
10
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bulmak
scrounge someone or something up
f.
11
Öbek Fiiller
bir şeyi bulmak umuduyla toprağı eşelemek
scratch around for something
f.
12
Öbek Fiiller
(bir şeyi bulmak için) aramak
nose around for
f.
13
Öbek Fiiller
(bir şeyi bulmak için) aramak
nose about for
f.
14
Öbek Fiiller
ummadığı bir anda (bir şeyi) bulmak
fall upon (someone or something)
f.
15
Öbek Fiiller
ummadığı bir anda (bir şeyi) bulmak
fall on (someone or something)
f.
16
Öbek Fiiller
(bir şeyi yapabilmek) için zaman/vakit bulmak
get around to (doing something)
f.
17
Öbek Fiiller
(bir şeyi) şans eseri bulmak
tumble on (something)
f.
18
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) tesadüfen bulmak
chance on (someone or something)
f.
19
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) şans eseri bulmak
chance on (someone or something)
f.
20
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) tesadüfen bulmak
chance upon (someone or something)
f.
21
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) şans eseri bulmak
chance upon (someone or something)
f.
22
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bulmak
come across someone or something
f.
23
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bulmak
run across someone or something
f.
24
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bulmak
come upon someone or something
f.
25
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bulmak
come on someone or something
f.
26
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bulmak
come onto someone or something
f.
27
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bulmak
come up with someone or something
f.
28
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir şey bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek
examine someone or something for something
f.
29
Öbek Fiiller
bir şeyi bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek
examine for
f.
30
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) biraz garip/tuhaf bulmak
find (someone or something) a bit off
f.
31
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) biraz başıbozuk/kural dışı bulmak
find (someone or something) a bit off
f.
32
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) biraz değişik bulmak
find (someone or something) a bit off
f.
33
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) biraz garip/tuhaf bulmak
find (someone or something) a little off
f.
34
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) biraz başıbozuk/kural dışı bulmak
find (someone or something) a little off
f.
35
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) biraz değişik bulmak
find (someone or something) a little off
f.
36
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) suçlu bulmak
find against (someone or something)
f.
37
Öbek Fiiller
bir şeyi bulmak/ortaya çıkarmak
find something out
f.
38
Öbek Fiiller
(bir şeyi yapabilmek) için zaman/vakit bulmak
get around to (something)
f.
39
Öbek Fiiller
(bir şeyi) komik bulmak
laugh about (something)
f.
40
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) bulmak için etrafa bakınmak
look around for (someone or something)
f.
41
Öbek Fiiller
(bir şeyi) bulmak için ortalığın altını üstüne getirmek
root around for (something)
f.
42
Öbek Fiiller
(bir şeyi) bulmak için didik didik aramak
root around for (something)
f.
43
Öbek Fiiller
(bir şeyi) bulmak için etrafı altüst etmek
root around for (something)
f.
44
Öbek Fiiller
(bir şeyi) bulmak için (bir şeyin) içini didik didik aramak
root around in (something) for (something)
f.
45
Öbek Fiiller
(bir şeyi) bulmak için (bir şeyin) altını sütüne getirmek
root through (something) (for something)
f.
46
Öbek Fiiller
(bir şeyi) bulmak için (bir şeyin) içini didik didik aramak
root through (something) (for something)
f.
47
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için (bir şeyi) arayıp taramak
rummage around in (something) for (something)
f.
48
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için (bir şeyi) didik didik aramak
rummage around in (something) for (something)
f.
49
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için (bir şeyi) arayıp taramak
rummage through (something) (for something)
f.
50
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için (bir şeyi) didik didik aramak
rummage through (something) (for something)
f.
51
Öbek Fiiller
birini bir şeyi arayıp bulmak
scare someone or something up
f.
52
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) bulmak için etrafın altını üstüne getirmek
scrounge around (for someone or something)
f.
53
Öbek Fiiller
(bir şeyi) bulmak için (bir şeyin) altını üstüne getirmek
root around in (something) for (something)
f.
Colloquial
54
Konuşma Dili
(birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) göre bulmak
think (someone or something) is fit for (someone or something)
f.
55
Konuşma Dili
(birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) uygun bulmak
think (someone or something) is fit for (someone or something)
f.
56
Konuşma Dili
(birini/bir şeyi) fiziksel olarak (birine/bir şeye) uygun bulmak
think (someone or something) is fit for (someone or something)
f.
57
Konuşma Dili
birini/bir şeyi tam birine/bir şeye göre bulmak
think someone or something fit for someone or something
f.
58
Konuşma Dili
birini/bir şeyi tam birine/bir şeye uygun bulmak
think someone or something fit for someone or something
f.
Idioms
59
Deyim
bir şeyi bulmak/yakalamak üzere olmak
be hot on the trail of something
f.
60
Deyim
bir şeyi yapmayı uygun bulmak/görmek
see fit to do something
f.
61
Deyim
kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi bulmak/toplamak
build up a head of steam
f.
62
Deyim
kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi bulmak/toplamak
work up a head of steam
f.
63
Deyim
kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi bulmak/toplamak
get up a head of steam
f.
64
Deyim
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak
get the nerve up (to do something)
f.
65
Deyim
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak
get enough nerve up (to do something)
f.
66
Deyim
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak
get enough guts up (to do something)
f.
67
Deyim
(bir şeyi yapmak için) zaman bulmak
find time to do something
f.
68
Deyim
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak
get the spunk up (to do something)
f.
69
Deyim
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak
get the courage up (to do something)
f.
70
Deyim
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak
get enough pluck up (to do something)
f.
71
Deyim
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak
get the guts up (to do something)
f.
72
Deyim
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak
get enough courage up (to do something)
f.
73
Deyim
(bir şeyi yapmak için) zaman bulmak
find the time (to do something)
f.
74
Deyim
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak
get enough spunk up (to do something)
f.
75
Deyim
var olan bir şeyi yeniden bulmak için zaman kaybetmek
reinvent the wheel
f.
76
Deyim
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak
get the pluck up (to do something)
f.
77
Deyim
(bir şeyi yapacak) cesareti bulmak
summon up the courage to (do something)
f.
78
Deyim
(birini/bir şeyi) kötü bulmak
give bad marks to (someone or something)
f.
79
Deyim
(bir şeyi) komik bulmak
have a (good) laugh (about something)
f.
80
Deyim
(bir şeyi) eğlenceli bulmak
have a (good) laugh (about something)
f.
81
Deyim
(bir şeyi) gülünç bulmak
have a (good) laugh (about something)
f.
82
Deyim
(birini/bir şeyi/bir hayvanı) bulmak
put one's hands on (someone, something, or an animal)
f.
83
Deyim
(birini/bir şeyi/bir hayvanı) bulmak
lay one's hands on (someone, something, or an animal)
f.
84
Deyim
istediği şeyi elde etmenin bir yolunu bulmak
work (one's) ticket
f.
85
Deyim
kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi toplamak, yaratmak, bulmak
build up/work up a head of steam
f.
86
Deyim
(bir şeyi) eksik bulmak
find (something) wanting
f.
87
Deyim
(bir şeyi) kusurlu bulmak
find (something) wanting
f.
88
Deyim
(bir şeyi) yetersiz bulmak
find (something) wanting
f.
89
Deyim
(bir şeyi) atlatmanın/geçmenin yolunu bulmak
find a way around (something)
f.
90
Deyim
(bir şeyi) atlatmanın/geçmenin yolunu bulmak
find one's way around (something)
f.
91
Deyim
birini/bir şeyi komik/eğlenceli bulmak
get a bang out of someone/something
f.
92
Deyim
birini/bir şeyi komik/eğlenceli bulmak
get a kick out of someone/something
f.
93
Deyim
(birini/bir şeyi) komik/eğlenceli bulmak
get a buzz out of (someone or something)
f.
94
Deyim
birini/bir şeyi komik/eğlenceli bulmak
get a buzz out of someone/something
f.
95
Deyim
(birini/bir şeyi) çok çekici bulmak
have got the hots for (someone or something)
f.
96
Deyim
(birini/bir şeyi) çok hoş bulmak
have got the hots for (someone or something)
f.
97
Deyim
(bir şeyle) ilgili (birini/bir şeyi) suçlu bulmak
place the blame for (something) on (someone or something)
f.
98
Deyim
(birini/bir şeyi) suçlu bulmak
place the blame on (someone or something)
f.
99
Deyim
(bir şeyle) ilgili (birini/bir şeyi) suçlu bulmak
place the blame on (someone or something) for (something)
f.
100
Deyim
(birini/bir şeyi) arayıp bulmak
run (someone or something) to earth
f.
101
Deyim
(birini/bir şeyi) uzun aramalardan sonra bulmak
run (someone or something) to earth
f.
102
Deyim
(birini/bir şeyi) iz sürerek bulmak
run (someone or something) to earth
f.
103
Deyim
(birini/bir şeyi) izini sürüp bulmak
run (someone or something) to earth
f.
104
Deyim
(birini/bir şeyi) arayıp bulmak
run (someone or something) to ground
f.
105
Deyim
(birini/bir şeyi) uzun aramalardan sonra bulmak
run (someone or something) to ground
f.
106
Deyim
(birini/bir şeyi) iz sürerek bulmak
run (someone or something) to ground
f.
107
Deyim
(birini/bir şeyi) izini sürüp bulmak
run (someone or something) to ground
f.
108
Deyim
birini/bir şeyi uzun aramalardan sonra bulmak
run somebody/something to earth
f.
109
Deyim
birini/bir şeyi uzun aramalardan sonra bulmak
run somebody/something to ground
f.
110
Deyim
(birini/bir şeyi) olumsuz bulmak/değerlendirmek
turn thumbs down (on someone/something)
f.
Technical
111
Teknik
bir şeyi bulmak amacıyla incelemek
examine for
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir şeyi bulmak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy